ama sevgilim...

484 58 25
                                    

*karakterleri nasıl hayal etmek isterseniz öyle kalsın ama ben medyadaki fotoğrafı görünce Yavuzla Doğuya çok yakışırdım..

Okulda geçen yorucu bir günün ardından eve dönüyordum.

Son günlerde artan dedikodular ve nefret dolu bakışlar yüzünden kısa mesafeye rağmen arabayla gidip gelmeye başladım.

Oysa ben yürümeyi çok severim.

İlçe kahvehanesinin önünden geçerken yine o suçlayıcı bakışlarla karşı karşıya kaldım. Beni, ben olduğum için suçlayan bakışlar.

Anlayamıyorum bütün bu nefret ne zaman başladı?

*Aynı zamanda ilçe kahvehanesi*

Piçe bak! Hala geçiyor bi de buradan. dedi köyün yaşlılarından Osman Emmi. Osman Emmi, Doğu Öğretmen' in geçen günlerde azarladığı öğrencinin babasıydı. Kendisine göre bir öğretmen parçasının ağa oğlunu azarlamaya hakkı yoktu. O mevzudan zaten Doğu Öğretmen'e kinlenen adam dostlarının gazıyla iyice düşman olmuştu öğretmene.

Kaymakam çok sevdiği Doğu Öğretmen'in hakaret yemesine dayanamadı ve atıldı;

Düzgün konuş Emmi! Nereden gitsin başka adam?

Cehennemin dibinden gitsin!

Muhtar içinden hasbinallah çekti. Bir halt anlatılmazdı bu adamlara. Dertlerini de anlamıyordu ki! Üstelik çok da iyi biriydi öğretmen bey. Durumu olmayan çocuklara yardım etmek için az çırpınmamışlardı beraber.

Bakın ağalar! Bu yaptığınız kul hakkına girer! Hiç bir günahı olmayan adamcağıza iftira atmak olur bu yaptığınız!

İlçe imamının söylediklerine kahvehanenin genelinden ufak onay mırıltıları çıktı. Açıkçası çoğunluğun Doğu Öğretmenle bir derdi yoktu. Hatta onun kahvehaneye gelip ortalığa aval aval bakmasını sevdikleri bile söylenebilirdi.

Gelgelelim ki çıkıp da öğretmeni savunmazlardı. Onlar hiç kimse için bir şey yapmazdı.

Birisi açlıktan ölse vah vah der, unuturlardı.

Birisi yardım dilense kendileri de dilenir, dönüp giderlerdi.

Birisi şiddet görse  yazık olmuş der, susarlardı.

Eee normal, insandı onlar.

Siz de bana şunu savunup durmayın!

Osman Emmi, kendisine karşı çıkılmasını sevmezdi. Şimdiye kadar ne dediyse o olmuştu ve o adam gidecek diyorsa gidecekti.

Ehh be adam! Bu dünyada olmazsa öbür dünyada çekersin masumcağıza yaptıklarının bedeli!

Muhtar sinirlerine hakim olamadı ve hışımla kahvehaneden çıktı.

İçinden söyleniverdi;  hele bir şey yap da bu dünyada da keseyim cezanı!

******

Yıllar yılı piskolojik ve fiziksel şiddetle yüz yüze gelmiş biri olarak savunma ve algılama mekanizmam epey gelişmişti.

Nefretin ne zaman başladığını anlamıyorum fakat diğer sebepleri biliyorum.

Nefretin asıl sebebi; Çocuklar başta olmak üzere ilçenin genelinde çokça sevilmeye başlanmam. Durumu olmayan insanlara yardım eli uzatmam, haksızlığa izin vermemem ve muhtarla dost olmam gibi bir çok sebeple insanlar beni sevmişti. Tabii bu da kendini ilçenin ağası zanneden tiplerin hoşuna gitmedi.

Depaysement*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin