Hazırsanız başlayalım o halde. Final bölümünü gördük sonunda. Sizden ricam son kısmı okuyup bol yorum yapmanız.
30.10.2019 ⇄ 24.12.2019
Son okuma tarihinizi bırakır mısınız buraya?⇝
Keyifli Okumalar🌸
Yanımda sevdiğim adam, karşımda mis gibi deniz, çevremde dostlarım. Ateşin etrafında toplanmış gülerek ve farklı şehirlerde olacağımızın burukluğuyla sohbet ediyorduk. Deniz ve Emir İzmir'e giderken Eyşan Ankara, Emre ise Sakarya'yı tutturmuştu.
Emre ve Eyşan hala aynıydı. Birbirlerine karşı soğuk ve fazla uzak. Emre ne kadar yaklaşıyorsa Eyşan o kadar kaçıyordu ondan. Kaçan kovalanır misaliydi bu döngü.
Ayrılmayacaktık belki ama her zamanda bir araya gelemeyecektik.
Daha çok yaslandım Yağız'a. Bir anonim hikayesiydi bizimkisi. Zorlu başlayan, huzurla son bulan güzel bir hayat hikayesiydi.
Ah Yiğido'm ah!
"Yağız, abi gitarı getirdim söylesene bir şeyler?" diyen Emre'yle başımı kaldırıp hevesle Yağız'a baktım.
"Çok güzel olur Yiğido'm. Hadi söylee."
Emre'ye bir küfür savurup yanındaki gitarı kılıfından çıkardı. Hafifçe dokundu tellere, kendini ayarladı.
"Yine de sen son sevdiğim
Uğruna sevgiler aşklar tükettiğim
Yine de sen tek bildiğim
Yollarına aşk tohumları serdiğim
Bu can buna hayran
Sevişine kurban
Alıştırmasaydın insafsız
Bu can sana hayran
Gülüşüne kurban
Şimdi vazgeçemem ben inanKurşun adres sormazki
Yaktın beni en derinden
Depremlerde yine yüreğim
Yangınlar çaresiz*..."Mırıldanarak eşlik ettim ona. Güzeldi. Çok güzel bir adamdı. Güzel adamlar güzel severdi.
Son nakaratıda söyleyip bizim alkışlarımızla gitarı kenara koyup oturdu yanıma.
"Vay be resmen ayrılıyoruz öyle mi?" diyen Emre..
"Good morning bebeğim. Herkese günaydın sana good morning. Çünkü sen benim için bir yabancısın." diye ona karşılık veren Eyşan..
"Seni alan adama acıyorum." diye laf dalaşını sürdüren Emre..
"Sen olmayacağına göre çok sıkıntı etme Emre'cim." diyerek son noktayı koyan Eyşan..
Sevipte uzak olmak zorken nasıl dayanıyordu acep Eyşan? Deniz ve ben yenilmiştik aşka. Dayanamamıştık bu pisliklerin tiplerine, güzel kalplerine..
Tipini yediğimin çocuğu. Maymuş tipim. Aşk lopum. Ön lop, arka lop. Sinüs, kosinüs. Tanjant, kotanjant. Ah kahretsin matematik ve biyoloji.
Edebiyatta önemli canım. Servetifünun sanatçıları. Bir Halit Ziya Uşaklıgil. Eseri Aşk-ı Memnu. Ah berbat dizi.
Neydi 'Sen Bihter Ziyagil'sin kendine gel.'. Ya Bihter'in ölüm sahnesi. Çok gerçekçiydi be Beren Saat. Yalan yok güzel kadın.
Alya kendine gel tatlım. Sakin bebeğim. Derin nefes al. Doğuma çıkar gibi değil. Yoga yaparken ki gibi. Allah'ım sen mukayyet ol aklıma. Ne diyon sen allasen?
"Alya, duyuyor musun güzelim?"
Yağız'a çevirdim anlamaz bakışlarımı. "Ha?"
"Kızlar diyorlarki hep beraber bir tatil yapalım. Ne dersin?"
"Olur olur. Yani güzel olur."
Telefonumun çalmasıyla Yağız'dan ayrıldım. Annemdi arayan. Bu kadına ölüyorum.
"Efendim anne."
"Kızım saat geç oldu. Hadi gel artık eve."
"Tamam anne. Toparlanıyoruz şimdi."
Telefonu kapatarak "Siz isterseniz oturun. Ama benim annem başladı aramaya. Ben gidiyorum." diye durumu bildirdim.
"Olur mu canım öyle şey? Hep beraber kalkalım işte. Söndü zaten ateşte." diyen Deniz..
Onu onaylayan diğerleri..
Hırkamın önünü kapatıp telefonumu cebime koydum. Aniden fiskiyelerin açılmasıyla geriye adım atmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü ayağımın takılmasıyla arkaya doğru, çimenlere savruldum.
Gözlerim korkuyla kapanırken üzerimdeki beden ve başımın altındaki el korkumun üzerine perde çekmişti. Yiğido'm yapmıştı yine Yiğido'luğunu.
"Güzelim iyi misin? Çarpmadın değil mi? Tuttum ama iyisin değil mi?"
Gözlerimi açıp baktım güzel gözlerine. "İyiyim. Çarpmadım hiçbir yerimi."
Yüzümün her yerinde emin olmak istercesine gezindi bakışları. En son sabitlendi dudaklarıma. En yakın olduğumuz andı şu an. Oynayan adem elmasından anlamıştım yutkunduğunu. Benimde bakışlarım indi dudaklarına. Yaklaştı, yaklaştı.
Beni yine şaşırtarak Yiğido'luğunu yaptı. Dudaklarını alnıma bastırdı.
"Seni seviyorum hatun. İyi ki sen Amonin'im."
Bense o anın büyüsüyle üzerimdeki ağırlığını umursamadan kapattım gözlerimi.
İyi ki demeden gülümsedim gözlerim kapalı.
-SON-
*
Öncelikle başından sonuna kadar benimle olan herkese çoook teşekkür ederim. Varlığınıza minnettarım. Yorumlarınıza, desteklerinize, oylarınıza.
Amonin hevesle başladığım yazamamaktan korkmama rağmen desteklerinizle can bulduğum bir texting. Sonuna kadar gittim ve tamamladım.Okuduğunuz kurguda çoğu cümle benim günlük hayatta kullandığım ifadeler. Bir arkadaşım 'Sanki karşımda sen varmışsında bunları söylüyormuşsun gibi yüz ifadelerin aklıma geliyor. Kendimi gülerken buluyorum.' demişti.
Çünkü bunlar benim cümlelerim.Amacım %100 hatasız, yazım yanlışsız kurgu değildi. Amacım yüzünüzde ufacık bile olsa tebessüme sebep olmaktı. Başarmışımdır umarım.
Alya, Yağız ve diğerleri. Hayatıma sadece 56 günde dahil oldular. Kopmak zor gelsede her güzel şeyin bir sonu vardır.
Kurgu belli değildi. Ne olacağını bilmiyordum. Her şeyi sizin okumanızdan birkaç saat önce tasarlayıp yazıya döktüm. Sonunu soranlar olmuştu. Ben bilmiyordum ki size bir son söyleyeyim.
Yani öyle işte.Amonin ve Yağızdelikanlı benim için hep ayrı ve özel kalacak. Bu hikayeyi baştan sona okuyan sana sesleniyorum; lütfen yargılayarak ve mükemmelliyetçi yaklaşma olur mu?
Bu kurgu ilk deneyimim. Dolayısıyla insan yaza yaza şekillenir kalemi. Beni bununla yargılayıp soğutma olur mu?
Onlar samimiydiler. Sizlere samimiyetimi aktarmaya çalıştım. Başarabilmiş olmayı umuyorum.
Desteklerinizi esirgemediğiniz için çok teşekkürler. Hikayeden vazgeçmediğiniz için minnettarım.
Amonin ve Yiğido'm ile kalın.
Özel bölümlerde ve yeni kurgularda görüşmek dileğiyle:')
![](https://img.wattpad.com/cover/204698448-288-k912988.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMONİN | Texting ✔
HumorKahveli süt tadında. *Tamamen eğlencesine yazılmıştır. Mantık aramayınız. *Wattpad'de Amonin ismiyle yayımlanan ilk hikayedir. Text #1 (28.05.2023)