Telefonuma gelen bildirim sesiyle montumu giyip çıktım kapıdan. Saat 21:14 idi. Yeni yıla çocuklarla birlikte girecektik. Yağız beni almaya gelmişti.
Arabanın ön koltuğunu açıp Yiğido'mun yanağını öptüm. "Selamlar."
"Aleykümselam güzelim."
Böyle de minnoştu işte. Tipini yediğimin çocuğu. Aşk lopum. Havadan sudan konuşurken geleceğimiz kafenin önünde durduk. Canlı müzik olacağı için burayı tercih etmiştik.
Hareketli geçen gecenin sonunda -ki biz genel olarak oturmuştuk- Yağız ile kalabalıktan sıyrılıp kafenin balkonuna geçtik. Birazdan patlayacak havai fişekleri birlikte burdan izleyecektik.
Arkamdan belime sarılıp kafasını omzuma dayadı. "Ne şekilde, kiminle, nasıl girersen öyle geçermiş sene. Senem seninle güzel olsun sevgilim."
Aynı şekilde karşılık vermek için kolları arasında yüzüne döndüm. "Birlikte geçireceğimiz güzel bir yıl olsun bir tanem."
Aynı anda içeriden gelen seslere eşlik ettik. "9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1"
Ayak uçlarımdan yükselip dudaklarına kondum. Tutkudan uzak masum bir öpücüktü bu.
"Mutlu yıllar hatunum."
"Mutlu, huzurlu yıllar adamım."
°
Yağızdelikanlı_: Selam yavrum, ben akvaryum.
Yağızdelikanlı_: Uzatmadan..
Yağızdelikanlı_: Sütü kahveye, çikolatayı süte, ayı güneşe, seni de kendime
Yağızdelikanlı_: Allah'ın emri peygamberin kavli..
