16
"Hangi ilacı önce veriyorduk?"
Cihangir Kuzey'in elindeki ilaçlara bakıp mor kutuyu gösterdi. Toprak'ın antibiyotik saati gelmişti.
Toprak hastalanalı tam bir gün oluyordu. Dün ikisi koştur koştur hastaneye gitmiş, havadan mikrop kaptığını öğrenmişlerdi. Gittiklerinde miniğin kolunda serum vardı ve rengi bembeyazdı. Şimdi dünkü kadar kötü değildi ancak hâlâ kusuyordu, boğazları ağrıyordu.
"Sen iyi misin?"
Kuzey'in sorusuna karşı ilgisiz kaldı kumral. Cevap vermeden kurutma makinesinden çıkardığı kazakları katlamaya devam etti.
Cihangir iyi değildi. Kendisini berbat hissediyordu.
Hastaneye gittiklerinde doktor küçüğün hastalığı konusunda endişe edecek bir şey olmadığını söylemişti ancak değindiği bambaşka bir mesele vardı.
Toprak'ın konuşmaması.
Doktorun demesine göre acilen Toprak'ın neden konuşamadığının sebebini araştırmak gerekiyordu. Ayrıca Toprak bu dönemde yeni ebeveynlerinden özel ilgi görmeliydi.
Cihangir henüz yaşıtları gibi konuşamayan evlatlık oğlunu kreşe göndererek ne kadar özel ilgi gösterdiğini kendi içinde sabaha kadar tartışmıştı.
Durumu bu yüzden berbattı.
Sonuçta minik çocuklar büyüklere göre daha acımasızdı ve ileride Toprak'ı dışlayıp dışlamayacaklarını bilemezdi. Belki de zaten ona kötü davranıyorlardı ama Cihangir bunu bilmiyordu. Çünkü çocuk konuşup derdini anlatamıyordu. Eğer gerçekten hiç konuşamayacaksa özel bir eğitim mi almalıydı? Ya orada da öğretmenler oğluna kötü davranırsa?
Yani kısacası kafasında bunlara benzer türlü türlü felaket senaryoları dönüyordu.
"O kreşe gitmesini istemiyorum."
"Ben de öyle. Hatta senin de istemeyeceğini düşünerek birkaç yere bakmıştı-"
"Kreşe gitmesini istemiyorum."
Cihangir elindeki kazaklarla eğildiği yerden kalkıp banyo kapısına yaslanmış Kuzey'e yaklaştı. Yeşil gözlerdeki şaşkınlığı gidermek için oflayıp kısaca saçlarını karıştırdı.
"Bilemiyorum onun sorumluluğunu aldık değil mi? Bir gün annemlere bıraktım ve hasta oldu. Tamam o bir çocuk, elbette hasta olacak ama eğer başına daha başka bir gelseydi yanında biz olmayacaktık."
Kuzey yere bakarak konuşan eşinin çenesini tutup yeniden gözlerini birleştirdi. Tuttuğu çenesini okşarken, "Toparlarsan?" dedi.
"Toprak konuşamıyor Kuzey. Biz onu daha yeni evlatlık edindik ve yine yurt gibi kreşlere atıp akşam alıyoruz. Bir gün geldiğinden aniden konuşmasını bekleyemeyiz. Doktorun dediği gibi özel ilgi göstermemiz gerek. Kendini ifade edemiyor kreşe gitmesi sağlıklı değil."
Cihangir'in dediği her şey Kuzey'e mantıklı gelmişti. Bir süre düşüceli bakışlarıyla başını salladı.
"Peki ne öneriyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mr & mr
FanfictionCihangir ve Kuzey severek evlenmiş ancak zamanın getirdiği problemlerle yıpranmış bir çifttir. Tekrar eski günlerdeki sevgilerine dönmek için ellerinden geleni yapacaklardır. @2019 #GAY ( erkek ve erkeğin ilişkisini içerir) Homofobik olmayan, herkes...