Take my hand to your fantasy.

20.8K 1.4K 905
                                    

15

"Toprak iyi mi? Eğer gece uyuyamazsa beni arayın gelir hemen alırım."

Cihangir sehpanın üzerine koyduğu mumları kontrol ediyorken telefonunu kulağıyla omzu arasına sıkıştırmıştı. Kadeh bardaklarını da simetrik bir şekilde yaptığı hafif yemeklerin yanına koyduğunda memnuniyetle sırıttı.

Annesi Toprak'ın gayet keyifli olduğunu ve dedesiyle birlikte bahçede mangal yaptıklarını söylemişti.

Yani endişe edecek bir şey yoktu.

Cihangir bir gecelik yalnız kalmaları için Toprak'ı annesine bırakmıştı. Doğal olarak biraz tedirgindi ancak bu geceye ihtiyaçları vardı.

Çok ihtiyaçları vardı.

Yaşadıkları son olaydan sonra Cihangir bazı şeyleri değiştirmeyi kafasına koydu. Kocasının ona güvenmiyor oluşundan nefret etmişti. Artık evliliklerini normalleştirmek ve Toprak'a yaraşır ebeveynler olmak istiyordu.

Arkadaşı Esra'nın önerdiği gibi 'çılgın' bir gece planlamamıştı ancak onunki de hiç fena değildi. Büyük yemek masaları yerine bu kez sofrayı sehpalarına kurmuştu. Daha samimi olacağını düşünmüştü.

Kuzey için loş ve romantik bir ortam hazırladı.

Görünüşü içinse biraz cesur davranmıştı. Açıkçası şu an herkesi elde edebilecek kadar seksi hissediyordu. Kuzey'in sarı rengi çok sevdiğini bildiği için yüksek kalite Fransız dantellerinden oluşmuş sarı bir iç çamaşırı giyiyordu. Üstüne de aynı renk kısa bir kimona geçirmiş, kuşağını sıkıca bağlamıştı. Sarı kimonun kısalığı kalçasının biraz altındaydı böylece uzun bacaklarını ön plana çıkartabilmişti. Her özel günde yaptığı gibi kumral saçlarına hafif dalga vermeyi de ihmal etmemişti.

Cihangir'in hisleri doğruydu. Şu an herkesi elde edebilirdi.

Aynada son kez gözünün önüne düşmüş minik su dalgası şeklindeki tutamlarını düzeltip diğer küçük ayrıntılarla ilgilenmeye devam etti.

O gecelerini kusursuzlaştırmak için çabalıyorken Kuzey işten çıkmış yürüyordu.

Havanın soğukluğu siyah saçlı adamın titremesine sebep olduğunda kahverengi kabanına daha çok sarıldı, yakalarını dikleştirdi. Atkısını aldığı için kendini şanslı hissetmişti çünkü kış artık kendini fazlasıyla gösteriyordu.

Yakında yeni bir yıl başlayacaktı. Yılbaşı günü kar yağsa Toprak için çok güzel olur diye düşündü. Aklına gelen oğluyla birlikte, önünden geçtiği vitrinleri incelemeye başladı. Toprak ve Cihangir'e hediye almalıydı ancak ne alacağını henüz bilmiyordu. Toprak kolaydı. Çocuğa içinde dinozor barındıran herhangi bir şey alsa da mutlu olurdu.

Zor olanı hepiniz biliyorsunuz.

Sahte karlarla süslenmiş vitrinlere bakıyorken telefonu çaldı. Ekranda Yahya'nın ismini okuduğu gibi yeşil tuşa bastı.

"Kardeşim!"

Telefonun diğer ucundan da aynı karşılık gelmişti ancak ses Kuzey'in sesi kadar çoşkulu değildi.

"Neyin var?" Düşünceli bir arkadaş olarak yine tüm ilgisiyle sormuştu Kuzey. Sormasıyla birlikte üzgün dostu her şeyi anlattı.

Nişanlısıyla kavga ettiklerini ve eve gitmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine Kuzey dilinin ucuna kadar gelen "Biz de kalabilirsin." cümlesini yuttu. Cihangir'e sormadan böyle bir şey derse sonu felaket olabilirdi. Arkadaşı otelde kalacağını söylediğinde kendini kötü hissetmişti ancak onu sessizce onayladı.

mr & mrHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin