KÜÇÜĞÜM

18.bolum

Şu hayatta insanı güçlü kılan nedir ?
Akla ilk gelen para mı?
Bitme ihtimali olan birsey seni sonsuza kadar güçlü kılamaz
Peki ya  aşk ?
Sevdiğinin sana ihanet etmeyeceği ne malum yada sevgine karşılık vereceği ihtimali olan birşey güçlü kılamaz seni.
Ya kardeş ?
Seni senden iyi tanıyan güvenebileceğin hep senin iyiliğini isteyen ve karşılıksız sevgi bekleyen biri neden olmasın?
Dost olabilir mi?
Seni senden iyi tanıyıp sırtını dayadığın güveninin sonsuz olduğu biri .

Benim hayatımda saçma ama annem değil de kardeşim ve aras beni güçlü kılan onları kaybetmem demek hayata yenilmek demek .

  Barda ki gerilim her saniye artarken burakla olan ellerimizi havaya kaldırıp "Biz sevgiliyiz " diyip gülerdim icimde biseyler kıpırdarken elimin terlediğini ne kalbimin sadece buragin tuttuğu elime kan pompaladigini hissettim .
Masada oturan herkes gülümserken ben sadece başımı O ne eğmiştim peki utanmista olabilirim. Masal ayaga kalkip "Tebrik ederiiiiiim" diyerek kucaklarken sessizce kulagima egilip " Oyununuzun gerçek olması dileğiyle?" Ben istemsizce gülümserken masalın arkasındaki aras gülümseyerek bana sarılırken bende kollarımı ona dolamıştım aras benden ayrılırken yüzümü avuçlarının alarak "Hep mutlu ol pamukşekerim" tebessüm ederek tam ağzımı açmışken burak beni kulunun altına alıp "Aksine izin vermem" dedi bu tepkiye ne gerek vardı ki şimdi ?aras sanırım burkinin dediğine sinirlenmişti dişlerini sıkarak gözlerini buraga dikip "Aksi olursa o zaman görüşürüz burak  çok yakında  " benim yanağımdan öpüp gözlerime gözlerindeki yaşla bakıp "Benim önemli bir isim var beni bekleme kusura bakma görüşürüz " diyip kaçarcasına giderken ben orada kalakalmıştım, burki gözlerini elindeki içinde alkol bulunan bardağa bakan hakana dikmiş yüzünde ki alaylı gülüşle "Bizi tebrik etmicekmisin? " sesindeki tını pek hoş olmasada haklıydı ben  gülümseyerek vereceği cevaba teşekkür etmeyi beklerken  hakan bize bakmayıp "Tebriğe ihtiyaç duydugunuza emin değilim " dediğiyle   burki aksine istediğini almış gibi sırıtıp "Yengene ayıp olur" yenge kelimesinde hakan gözlerini dehsetle buraga çevirirken dişlerini sıkarak "Sizin ilişkiniz beni ilgilendirmez " diyerek bardağı serçe masaya koyup karşı masada dans eden ve her yerinden iyi bir kız olmadığı belli olan kızı belinden kavrayıp kız daha onu sürükleyenin kim olduğunu anlamadan piste sürüklemeye başladı .Yaptığı bu davranış çok gereksizdi neden bukadar sert çıkıştıki? peki burak neden bukadar keyifliydi ? ya arasın bukadar erken gitmesine ne demeli? . Burak nezaman siparişlerin verilip getirildiği anlamadığım garsonun önüme koyduğu bardakla garsona bakarken masal kulağıma eğilip bağırarak"1 kere hadi!" sırıtıp kafama dikmemle boğazımda hissettiğim ağır yanmayla sırıtıp garsona yaklaşmasını işaret ederek "Şişeyi getir1" dememle başına sallayıp gitmiş ben elimdeki boş bardağı masaya koyup bacak bacak bacak üstüne atıp karşımda oturan masalın öüne ittim masal şaşkınca bakarken göz kırpıp sırıttım masal kendini beğenmişçe sırıtıp burağın bardağını kafasına dikti o sırada masaya gelen şişeyle sırıtıp bardağımı fulleyip kafaya dikmemle sırıtan hakanla göz göze gelmem bir oldu bardağımı havaya kaldırıp selam vermemle çarpık bir gülüşle aynı şekilde o da elindeki short bardağını havaya kaldırıp selam verdi belimde hissettiğim elle sağa kayarak resmen burağa yapışırken burağında bardağı havaya kalkmış hakana selam veriyordu hakan sinirle onada selam verip yanındaki kızın dudağına yapışmasıyla gözlerim büyümüş ve midem bulanmıştı ,Hakanın yaptığı şey hiç hoş değildi özel hayatını toplumun gözüne sokarak ve miğde bulandırarak yaşaması.Burak elimden tutarak beni kulağıma eğilip "Dans edelimmi?" sorosuna sırıtıp ayağa kalkmadan önce masalın yeni doldurduğu bardağını kafaya dikip burağın adımlarını takip ettim pistte herkes kopmuş bir şekilde dans ederken burakla bizde önce kibar olsada sonrasında kopmuş ve ve bizim gurup toptan uçmuştuk ...

Başımın dönmesini umursamadan hala burakla dans ediyordum bar boşalmış bizimkilerden ben burak ve masal kalmıştık .En sonunda masaya oturup kaçınca şişe olduğunu sayamadığım şişeyi kafaya diktim burak şişeyi ağzımdan çekip sinirle bana bakaran yüksek sesten dolayı bağırarak "Yeter artık" dediğinde sırıtıp çocuk gibi dudağımı büzüp küserek onun yanından kalkacakken bileğimden tutup bardağımı fulleyip önüme koydu sırıtıp kafaya dikecekken elimden alıp kendi kafasına dikmiş benden bardağı vermeyeyim diye baya burun buruna geliştik o bardağı kenara koysada ben geri çeklmemiştim nedensizce gözlerine bakıyordum o gözlerimdeki gözlerini dudağıma indirip yutkunmuştu bende bu tepkisine aptal aptal sırıtmıştım garsonun masaya koyduğu bardaklarla geriçekilmemle burak daha tepsi masya konmadan bir bardağı kafaya dikip 2.yide ardından kafaya dikmişti su mu mübarek az yavaş. Burak bardağı masaya koyup ardından başını bana çevirdi masal burağın başına gelip onun ve benim ellerimden sırıtarak tutup bizi piste sürükledi sanırım herşeyi gözmişti ben kahkaha atıp dans ederken  bir an tökezlememle düşmeyi beklerken burak belimden kavrayıp beni dikleştirip ellerini çekecekken ellerini titip kollarının arasında dans etmeye başladım .Şu an kafam bom boştu sadece kahkaha atmaktı görevim sanki bende yeterince görevimi yerine getiriyordum ve sanırım ben bu çakma manita işini çoktan unutmuştum.   Burağın belimdeki elini tutup dönerken masal da burağın diğer elinden tutup dans etmeye devem ettik masalla bian göz göze  geldiğimizde gözüyle anlattığını uygulamak için parmaklarımla 3 ten geriye sayıp biraz geriye gittik burakta anlamış olacak ki sırıtarak bizi bekliyordu burağın koluna sarılarak dönerek ona geri döndüğümde burağın 2 kolununda beni tuttuğunu anladığımda masalın aptalca oyununa düşmenin verdiği utanç demek isterdim ama alkolün verdiği etkiyle şuan ramboyu devirecek cesaret vardı .Burak gözlerime bakarken ben burağın dolgun bir erkeğe bukadar yakışması ana yasalara itaatsizlik olan dudaklarına bakıp geri gözlerine döndüğümde onunda benim  nezaman ıstırdığımı bilmediğim dudaklarıma baktığını görüp bi kahkaha atmıştım o hala aynı pozisyonda dudaklarımdaki gözlerini gözlerime çıkarıp yutkunmasıyla içimdeki bir anlık dürtüyle burağın dudaklarına yapışmıştım.