Cumartesi günü, hava güneşli ama soğuktu. Kız Kulesinin önündeki bankta oturan Damla, korna sesiyle başını kaldırdı. Dörtlülerini yakmış, duran lüks bir cipten Bahadır indi.
- Damla, arabayı park edip hemen geliyorum.
Damla ile Bahadır beraber Kız Kulesine gittiler. Kız Kulesinin kafesinde çay içip tatlı yerken koyu bir sohbete daldılar. Denize bakmak için başını kaldıran Damla havanın karardığını görünce panikledi.
- Bahadır, benim gitmem gerek. Annemler merak eder.
- Tabi, gidelim ama bir daha ne zaman görüşebiliriz?
- Haftaya Cumartesi olur mu?
- Çok geç, Salı gününe ne dersin?
- Eğer mesaiye kalmazsam olabilir Bahadır.
- Salı günü çalıştığın yere gelir seni alırım. Sonra seni muhteşem mantı yapan bir yere götüreceğim. Parmaklarını yiyeceğini garanti ediyorum.
- Parmaklı mantı yapıyorlar öyle mi?
İki genç kahkahalarla güldüler. Evine yakın bir yerde indi Damla.
- Damla, böylesi içime hiç sinmedi. Eve gidince lütfen beni ara. Seni merak ederim.
- Tamam Bahadır, ararım. Bu güzel gün için teşekkür ederim.
Hızlı bir şekilde Damla'ya doğru eğilen Bahadır, yanağından öptü. Damla kıpkırmızı olup öylece kaldı.
- Ben teşekkür ederim. Günüme renk kattın.
Damla arabadan inip evine gitti.*****
Günler geçerken, Bahadır ile görüşmeleri, telefonla konuşmaları sıklaştı. Tanıştıklarından itibaren geçen iki ayın sonunda artık elele tutuşuyor, birbirlerine küçük kaçak öpücükler veriyorlardı. Birbirlerinin sesini duymadan, görüşmeden gün geçirmiyorlardı. Damla adeta ışıldıyor, bu ışıltı yüreğinin ta içinden geliyordu. İlk karşılaştıklarında Bahadır'dan çok etkilenmişti. Zaman geçip Bahadır'ı tanıdıkça, Damla sırılsıklam aşık olduğunu hissediyordu. Mutluluktan ayakları yere basmıyordu. Canını sıkan tek nokta, Bahadır'ın arkadaşlarının kendisine soğuk davranmalarıydı. Sanki tavır almışlar gibi. Sadece Aslı öyle değildi. Diğerlerine göre daha cana yakın davranıyordu. Bundan Bahadır'a bahsettiğinde "kuruntu yapıyorsun, seni ben kadar kimse sevemez" demişti. Böylece ilk sevgi itirafı gelmiş oldu. Damla bu cümleyi duyunca kalbi kanatlandı uçup Bahadır'ın yüreğine kondu.
****
Lapa lapa yağan karı arabanın camından seyreden çift derin bir sessizlik içindeydi.
- Damla, seni bırakmayı hiç istemiyorum. Hep yanımda kal istiyorum.
Muzipçe güldü Damla,
- Neden hep yanında istiyorsun beni?
- Damla, ben... Duygularımı fazla dile getiremem ama ben seni seviyorum.
- Bahadır, doğru duydum değil mi?
- Evet canım.
Damla, Bahadır'ın sözleriyle adeta erimişti. Kalbi küt küt atıyordu. Gözlerinden taşan aşkıyla Bahadır'ın gözlerinin içene baktı.
- Bende seni çok seviyorum Bahadır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON PİŞMANLIK
RomanceNikah memuru gelip mikrofonu eline aldı. - Tüm misafirler, hoşgeldiniz. Burada Akhan ve Demirci ailelerinin mutlu gününe şahit olmak için bulunuyoruz. Gelin hanım adınız soyadınız? - Damla Akhan. - Damat bey adınız soyadınız? - Bahadır Demirci. - Sa...