KAVUŞMA

1.9K 94 1
                                    

Cihan, Amerikadan dönüşte İstanbulda biraz dinlenip doğruca İzmir'e gitti. Damla'yı çok özlemişti. Hasret içini yakıp kavuruyordu. Damla'nın çıkış saatinde kapıda bekliyordu. Aslında Damla'nın tepkisini merak ediyordu. Aşığın kavuşma hali ile arkadaşın buluşma hali bir olmaz diye düşünüyordu.
Damla kapıdan çıkıp karşısında gülümseyen Cihan'ı görünce, koşarak boynuna sarıldı. Kokusunu içine çekti. Gözleri dolmuştu. Cihan bu coşkulu karşılama ile Damla'nın duygularından emin oldu. O da Damla'ya sımsıkı sarıldı. Saçlarından öptü.
- Seni çok özledim Damlam.
- Bende seni çok özledim Cihanım.
Aitlik eklerini duyan kalpler daha hızlı çarpmaya başladı. Bu ilişkilerinde yeni bir başlangıçtı. Cihan duygularını çok önce fark etmiş ve kabullenmişti. Sabırla Damla'yı kazanmaya çalışmış sabrının ödülünü nihayet almıştı.
Parmakları iç içe geçmiş halde sahile doğru yürüdüler. Durup durup birbirlerinin yüzüne bakıyorlar, hasret gideriyorlardı. En sonunda Cihan durup Damla'ya bir kez daha sarıldı.
- Kollarımdan asla uzaklaşmanı istemiyorum Damlam. Yarın seni kordon'a davet ediyorum. Akşamüzeri 5 te seni alsam uygun olur mu bitanem?
Damla kendini saran bu kolların içinde yuvasını bulmuş kuş gibi hissediyordu. Bu yüzden Cihan'ın sorusuna gülümseyerek yanıt verdi.
- Olur canımın içi. Ama şimdi sen gidip dinleniyorsun, çünkü çok yorgun gözüküyorsun.
Ruhu okşayan tatlı sözler içlerindeki aşkı daha da çoğalttı. Damla'nın güzel sözleriyle Cihan yorgunluğunu unuttu. Ertesi gün buluşmak üzere ikisi de ayrılmayı istemeyerek vedalaştılar.
Damla, tam saat 5 te çalan kapı ile heyecandan titredi. Kapıyı açtığında karşısında rengarenk uçan balonlarla karşılaştı. Mutlulukla gülümsedi.
- Hoş geldin Cihanım.
- Çok hoş buldum Damlam, izin verirsen balonları evin içine bırakayım. Yoksa yüzünü göremeyeceğim.
Evin içine dolan rengarenk balonlarla mutlu olan Damla, dönüp Cihan'a baktı. Dinlenmiş, pırıl pırıl gözlerle kendisine bakıyordu. Dudaklarında takılı kalan gülümseme ile tam seyirlikti. Damla bu gülümsemeye takılı kalmıştı.
- Hadi Damlam, gidiyoruz.
- Hazırım Cihanım.
Elele apartmandan çıktılar. Cihan kiraladığı arabanın kapısını açıp Damla'nın oturmasını bekledi. Direksiyona geçip İzmir kordon'a doğru yola çıktılar.
Havadan sudan sohbet ederek Kordon'a vardılar. İkisi de heyecanlıydı. Cihan, Kordon'da yürürken Damla'yı marinaya doğru yöneltti. Güzel bir yatın önünde durdular. Yat ışıklarla süslenmişti.
- Bu yat arkadaşımın Damlam. Bu gün için bizim kullanmamıza izin verdi. Gel canım.
Beraber yata çıktıklarında, onları mumlar eşliğinde hazırlanmış güzel bir yemek masası karşıladı. Cihan, Damla'nın sevdiği yemekleri hazırlatmıştı. Masaya oturunca garson gelip yemeklerini önlerine koydu. Yemeklere bakan Damla, mutlulukla gülümsedi. Cihan'ın kendisini tanıması, sevdiği yemeklere dikkat etmesi içindeki aşkı daha da çoğalttı.
Cihan neyi nasıl yapacağını kafasında tasarlamıştı. Yemek sırasında ayrı kaldıkları zamanlarda yaptıklarından bahsettiler. Denize karşı kahve içerken Cihan artık zamanıdır diyerek konuya girdi.
- Damlam, seni seviyorum. İlk gördüğüm anda sana aşık oldum. Bir ömür seninle geçirmek istiyorum. Damlam benimle evlenir misin? Hayat arkadaşım, can yoldaşım olur musun?
Damla'nın gözleri doldu. Derin bir nefes aldı.
- Cihanım, sen Amerika'ya gidince duygularımı daha iyi anladım. Bende seni seviyorum ama daha önce yaşadıklarımı biliyorsun. Güven duygusu...
- Damlam, temkinli olmakla yerden göğe haklısın. Güven bana demekle güvenini kazanamam ama sende beni tanıdın. Sensiz geçen her gün benim için yaşanmamış bir gün. Lütfen bana evet de Damlam. Bu aşık adımı mutlu et...
- Cihanım, seninle her şeye varım. Sana güveniyorum. Seni seviyorum. Seninle bir ömür geçirmek istiyorum.
Cihan heyecanla Damla'ya sarılıp alnından öptü. Sonra cebinden damla şeklinde pırlanta tek taş yüzük çıkarıp Damla'nın parmağına taktı.
- Damlam, şu an çok mutluyum. Ailemdeki herkes benden haber bekliyor. İznin olursa onlara haber vereyim. Sonra ailenle tanışalım ne dersin?

- Bende ailemle konuşayım Cihan. Telefonda olmaz. Haftaya gidip yüzyüze konuşurum. Benim mutlu olmamı isterler ama senin Bahadır'ın arkadaşı olduğunu duyduklarında pek sıcak bakmayacaklardır. Evlilik konusunda ailemi ikna etmen gerekebilir.
- Damlam, bir zamanlar Biraderler Grubunda olduğum doğru. Amerikaya gidince aramızdaki arkadaşlık biraz rafa kalktı. Bahadır'la çok samimi sıkı dost değiliz. Ayrıca konusu açılmışken sormak istiyorum. Bahadır kaza geçirdiğinde neden yanına gittin Damla?
- Sen yokken Bahadır bana çiçek yolladı, mesaj attı, telefon etti. Hatta beni ziyarete geldi. Ben asla ümit verici bir davranışta bulunmadım. Buraya beni ziyarete gelirken kaza geçirince üzüldüm. Kötü bir olaya sebep olmak istemedim. Ben kimseye zarar gelsin istemem. Bahadır'a veya arkadaşlarına, bu olaylarda parmağı olanlara beddua bile etmedim. Hep ilahi adalete güvendim. Çok üzüldüm, çok yıprandım ama kimseye karşı intikam yeminleri etmedim. Her şerde bir hayr vardır diyerek katlandım.
- Benim iyi yürekli aşkım.
- Onu görmeye gitmiş olmam senin aklına şüphe düşürmesin. Artık benim için sadece eski bir tanıdık. Aslında ona teşekkür borçluyuz. Nikahta "evet" deseydi biz şimdi bu durumda olamazdık değil mi?
******

SON PİŞMANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin