Nikah memuru gelip mikrofonu eline aldı.
- Tüm misafirler, hoşgeldiniz. Burada Akhan ve Demirci ailelerinin mutlu gününe şahit olmak için bulunuyoruz. Gelin hanım adınız soyadınız?
- Damla Akhan.
- Damat bey adınız soyadınız?
- Bahadır Demirci.
- Sa...
Eğer mutluysanız zaman hızlı akar ama mutsuz-hasta-çaresiz iseniz zaman sanki donmuş gibidir. Buse'nin tedavi sürecinde anne-baba ve tüm sevenleri için zaman adeta akmıyordu. Sabırla bekliyorlardı. Bu süreçte Damla bağışı yapmış ve hastaneden taburcu olduğunda, Aslı-Fırat ve Cihan'ın ısrarı üzerine bir hafta onların evinde dinlenmeyi kabul etmişti. Şimdi, yağan yağmurun getirdiği toprak kokusu eşliğinde türk kahvesini içerken Cihan'la sohbet ediyordu. - Cihan bu kadar çok ülke gezmişsin, oradaki izlenimlerini bence yazıya dökmelisin. Herkes faydalanmalı. Hatta blog yazsan en sıkı takipçin olurum inan bana... - Teşekkürler Damla. Bunu düşüneceğim. O sırada evin yardımcısı Ayşen abla çalan kapıyı açtı. Karşısındaki kişiye "buyrun" diyerek içeri davet etti. - Merhabalar. Bahadırın sesiyle Damla irkildi. Hastanede de Bahadır ziyaretine gelmiş çok güzel kır çiçeklerinden bir buket getirmişti. Damla ortamı germemek için sessiz kalmıştı. İçeri giren Bahadır, Damla'nın karşına geldi. - Nasılsın Damla? - İyiyim teşekkür ederim. - Damla seninle konuşmak istiyorum. Beni dinler misin? Damla elindeki kahve fincanını sehpaya bıraktı. Bahadır'ın ne kadar inatçı olduğunu hatırladı. Eğer burada konuşmazsa, Aliağa'ya gelebilirdi. Damla, onu yeni kurduğu hayatın içinde istemiyordu. Kaçış yok diye düşündü. - Bahadır, Damla'nın dinlenmesi gerek. - Cihan, sana sormadım. - Beyler, lütfen tartışmayın. Cihan ilgin için teşekkür ederim. Çok düşüncelisin. Anladığım kadarıyla Bahadır konuşmadan gitmeyecek. Şimdi gitse sonra geri gelecek. En iyisi onu dinleyeyim. Böylece bu konu kapansın. Cihan, Damla'ya baktı. Şimdiye kadar hiç hissetmediği bir duygu içinde filizleniyordu. Bahadır'la Damla'nın yalnız kalmasını istemiyordu. Küçük şeytan kulağına fısıldadı "Bahadır Damla'yı ikna edip yeniden bir araya gelirlerse?" kızgın bir demiri kalbinin üstüne basmışlar gibi irkildi Cihan. İçindeki mağara adamı "o benim" diye bağırıyordu. - Cihan, bizi yalnız bırakır mısın? - Bahadır, sen çok olmaya başladın. - Konuşacağım şeyler iki kişi arasında üçüncüye gerek yok. Cihan, Damla'ya baktı. Damla'nın tamam sorun yok gibi başını hafifçe sallayarak gözlerini kırptığını gördü. - Tamam ben mutfaktayım. diyerek kalkıp gitti. Bahadır, Damla'nın karşısına oturdu. Onun bal rengi saçlarına, pırıl pırıl parlayan gözlerine özlemle baktı. Bir zamanlar istediği gibi dokunduğu yumuşacık ellerini tekrar tutmayı yürekten istedi. - Ben nereden başlayacağımı ve ne söyleyeceğimi bilmiyorum Damla. Özür dilerim desem yaptıklarım karşısında yeterli gelmez. Kardeşimin intihar ettiğini duyunca mantığımı yitirdim. Tek düşüncem; bu dünyadaki kanımdan, canımdan olan küçük kardeşim ölüyordu. Kendine gelince bana anlattıkları delirmeme sebep oldu. Dedim ya mantığım kayboldu diye. Düşünmeden, hırsla hareket ettim. Detaylı bir araştırma yapmadım. Çok üzgünüm, gerçekleri öğrenince pişman oldum. Senin de dediğin gibi son pişmanlık fayda etmiyor. Ben seni çok aradım Damla, ama ailen görüşmemize izin vermedi. Bende isteklerine saygı duydum. Belki inanmayacaksın ama seni seviyorum Damla. Kendimi sana affettirmek istiyorum. Bize bir şans vermeni istiyorum.
- Ben senin sözünü kesmeden dinledim. Şimdi de sen beni dinle. Seven insan sevdiğini yarı yolda bırakmaz Bahadır. Senin hayır diyeceğini söyleyen kişiye "bizim aşkımız herşeyin üstesinden gelir" diyerek sana olan inancımla o nikah masasına oturdum. Bin kişinin önünde değil seksenbin kişinin önündeydim. Sen hayır dediğinde yıkıldım. İstanbul'da duramadım. İki haftada 5 kilo verdim. Ne yemek yiyebildim, ne uyuyabildim. Düşünmekten aklımı kaçıracaktım. Hissettiklerimi anlatmak için saatler lazım. Neyse bunları boşverelim. Sana sadece tek bir soru soracağım. Ya gerçekleri ortaya çıkaran o videolar olmasaydı? O zaman pişman olarak karşımda mı oturacaktın yoksa intikamımı aldım diyerek mutlu mesut hayatına devam mı edecektin? Damla beklenti dolu gözlerle Bahadır'a bakıyordu. Bahadır ise düşünceli gözlerini halıdan kaldırmıyordu. Uzun süren sessizliği Damla bozdu. - O videolar olmasaydı sen gerçeği asla öğrenmeyecektin. Ben bu kızı seviyorum onu ve ailesini tanıdım, bu işte bir hata var demeyecektin. İntikamımı aldım diyerek mutlu mesut hayatına devam edecektin. Yani aslında sen beni hiç sevmedin Bahadır. Sen kendine bir hedef belirledin ve o hedefe ulaşınca da aslında ortada bir hedef olmadığını anladın. Hayal kırıklığına uğradın. Olay bu. Şimdi git ve bir daha gelme. Ben seni geçmişte bıraktım, sende beni geçmişte bırak. - Damla seni seviyorum, inan seviyorum. Senden sonra hayatıma kimseyi almadım. İki yıldır aklımdan bir saniye bile çıkmadın. Seni sevgime tekrar inandıracağım. - Sakın Bahadır, benden uzak dur. Anlıyor musun? Benden uzak dur. - Seni yeniden kazanacağım Damla. Bunun için elimden geleni yapacağım. Sende beni seviyorsun, biliyorum. - Ben bir yalanı, yalancıyı sevdim. Ama anladım ki doğru bir kere, yalan bin kere yüreği acıtıyormuş. Artık yalan sevgiyle, yalancı aşıkla uğraşmıyorum. Bir rüyayı yaşadım, rüya kabusa döndü ve ben uyandım. Git Bahadır. Daha fazla gerilmeye gerek yok. - Şimdilik gidiyorum ama yine geleceğim. O Cihan'dan da uzak dur. Damla şaşkın şaşkın bakarken Bahadır hızlı adımlarla çıkıp gitti. Bahadır'ın gittiğini gören Cihan, Damla'nın yanına geldi. - İyi misin? - Çok sinirliyim Cihan. Yarın evime gideceğim ve bu günü unutacağım. - Bahadır mı canını sıktı? Sadece özür dileyeceğini düşündüğüm için sizi yalnız bıraktım. Keşke bırakmasaydım. Lütfen gitme. Sen iyileşince konsere götüreceğimi söylemiştim ya 3 gün sonra Volkan Konak konseri var. Onun için bilet almıştım. - Sen benim Volkan Konak sevdiğimi nereden biliyorsun? - Sohbet sırasında bahsetmiştin. - Teşekkürler Cihan, çok iyisin. Bu çok güzel bir haber. Ama konserden sonra gideceğim. Çünkü beni bekleyen bir işim ve Hulusi Kentmen gibi bir müdürüm var. Onun iyi niyetini kötüye kullanmak istemem. Şimdi bana pamuk bulabilir misin? - Pamuk mu? Pamuğu ne yapacaksın Damla? Yoksa bir yerin mi kanadı? - Ördüğüm bebeği şişmanlatacağım Cihan. İçine pamuk dolduracağım. - İlahi Damla, çok tatlısın.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.