Çakma sevgilim

143 6 1
                                    

Arayan Mert'ti. Donup kaldım. Ne diyecekti? Ne diyecektim? Bu tamamen saçmalıktı hala ne yüzle arıyordu ki beni. Pelin'in sesiyle kendime geldim.

"Kızım bembeyaz oldu suratın kim arıyor?"

"Mm-mert." birden kememe mi olmuştum ben? Sesim gerçekten zar zor çıkmıştı.

"Ver telefonu ben konuşacağım o şerefsizle! Göksu bakma öyle yüzüme salak salak ver şu telefonu bana!!!" Pelin'in sözlerini nerdeyse duymuyor gibiydim. Tam telefonumu elimden alıcakken. Telefonu açtım.

"Alo?"

"Göksu, nasılsın? Ben Mert." Tabikide onun kim olduğunu biliyordum. Salak mı bu çocuk? Hem ayrıca neden nasılsın diye soruyor ki! Hayır yani onu ne ilgilendiriyor nasıl olduğum!!!

"İyiyim Mert. Sen?" Konuşmayı olabildiğince kısa tutmak istiyordum. Onun sesini her duyuşumda onu daha çok özlüyordum. Onu özlemek değil ondan nefret etmek istiyordum.

"İdare eder, dün gece için..."

"Sorun değil Mert." Cevabım fazla ciddiydi. Öyle olmak zorundaydı. Pes edemezdim. Beni aldatan adama güler yüzlü sevecen davranamazdım. Bu 'gel ağzıma tekrar sıç hadiiiii' demek gibi bir şey olurdu.

"Göksu dün gece yazdıklarımda ciddiydim. Defalarca aradım açmadın?"

"Gecemi mahvetmeni istemedim. Alkollüydün zaten geçmişte kaldı unutalım artık."

"Unutmak istemiyorum. Ne hissettiğimin de farkındayım. Ben seni seviyorum ve bırakmaya da niyetim yok!" Oldu gülüm hem aldat hem bırakma ne biçim iş bu? 

"Ne hissettiğini bilmen için benim sevgili bulmamı mı bekledin????"

"....."

"Uzatma artık Mert istemiyorum. Seni istemiyorum."

"Hala beni seviyorsun."

"Hayır."

"Hala beni seviyorsun Göksu bunu ikimizde biliyoruz."

"Hayır seni sevmiyorum."

"Evet seviyorsun..."

"Evet seviyorum. Evet Buğrayı çok seviyorum. Artık beni rahat bırak Mert!" telefonu yüzüne kapattım ve Pelin'in bana anlamsızca bakan gözleriyle karşılaştım. Konuşmamızı kısaca özet geçtim. Pelin Mert'e saydırdıktan sonra kahvelerimizi bitirmiştik. Tam kalkıcaktık ki kapıdan içeriye Buğra girdi.

"Merhaba hanımlar artık dedikodular bensiz mi yapılıyor yoksa?"

"Olur mu hiç Buğracım gazeteyi okuduktan sonra çıkamazsın diye düşündüm." Pelin hemen söze atlamıştı. Benimde cevap vericek halim yoktu onun cevap vermesi iyi olmuştu.

"Neyi varmış bakalım gelin adayımın?" Buğra'ya sinirli sinirli baktım hiç komik değildi o bunu dalgaya vuruyordu.

"Mert aradı. Beni sevdiğini ve geri istediğini söyledi." dedim. Dememle birlikte Buğranın gözlerindeki öfkeyi gördüm. Neden öfkelenmişti ki bu kadar? 

"Sen ne dedin?" diye sordu sinirle. Güldüm.

"Seni sevdiğimi söyledim. Anlaşılan bu küçük oyunumuza devam etmek zorundayız." dedim. Bir kahkaha patlattı.

"Benim için hava hoş. Her insanın böyle güzel çakma sevgilisi olmuyor." dedi.

Konu konuyu açtı sohbet etmeye başladık. Saatin nasıl geçtiğini anlamadan hava kararmıştı. Karnım acıkmaya başladı. Pelin ve Buğra da karınlarının aç olduğunu söyleyince yemek yemeye gitmeye karar verdik. Gidiceğimiz yere karar verip kalktık. Tabi ki Buğra yine bize hesap ödetmemişti. Arabalara binip yola çıktık. Pelin arabasını almamıştı. Benim yanıma bindi. Yol üzerinden Buğra Onur'u almıştı. Arabamı park edip arabadan indik. Güzel bir yere oturup yemeklerimizi söyledik. Pelin ile Onur konuşmaya dalmıştı. Buğra ve ben sessizdik. Bu sessizliği bozan kişi Buğra oldu.

"Yarın annem ve babam seni yemeğe davet etti. Umarım işin yoktur çünkü ben geliceğini söyledim." Biraz kızdım Buğraya ama kabul etmekten başka çarem yoktu.

"Peki olur ama ajandama bir bakmam lazım." dedim ve güldük.

Yemeklerimizi yedikten sonra eve dönmek üzere yola çıktık. Pelin'i eve bırakıp evimin yolunu tuttum. Eve geldiğime anneme olan biten her şeyi doğru bir şekilde anlattım. Annem üzüldü. Buğra'yı gerçekten çok seviyordu ve sanırım bu çakma sevgili olayının gerçek olmasını istemişti. Farkında olmasam bile benim de bir yanım bunu istiyordu. 

Pijamalarımı giyip makyajımı sildim ve dolabımın önüne geçtim. Yarın büyük gündü ama ben ne giyeceğimi bilmiyordum.

Pelin'i aradım ve fikir aldım. O da böyle telefonda olmaz yarın size gelirim ve hazırlanmana yardım ederdim dedi ve telefonu kapattı.

Yorucu bir gün değildi ama uykum gelmişti. Yatağıma uzandım ve hayallere daldım.

Alarmımın çalmasıyla uyandım. Büyük gün bu gündü.

Yatağımdan kalktım. Banyoya gittim saçımı tepeden topuz yapıp elimi yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçalayıp banyodan çıktım. Mutfağa gidip bir şeyler atıştırdıktan sonra kapı çaldı. Kapıya kimse bakmayınca evde kimsenin olmadığını anladım ve aşağıya inip kapıyı açtım. Gelen Pelin'di. Sarılıp içeriye davet ettim. Kahvelerimizi yapıp birer sigara yaktık. Bu bizim en büyük zevkimizdi. Normalde sigara içmezdik ama sabah kahvelerimizle içerdik. Biraz sohbet ettikten sonra odama geçtik ve ne giyiceğimi seçtik. Telefonun çaldı arayan Buğra'ydı. Beni saat kaçta alıcağını söyledi ve kapattık. 

Pelin telefonuyla ilgilenirken duşa girdim. Çabucak duşumu alıp bornozuma sarılıp banyodan çıktım. Üzerimi giydindim. Yırtık koyu renk kot pantolonumu giydim ve paçalarını güzelce kıvırdım. Üzerime beyaz bluzumu giydim ve boynuma uzun kolyemi taktım. Saçlarımı kurutup maşayla iri dalgalar yaptım. Makyajımı da yaptıktan sonra üzerime toz pembe ceketimi giyip aynı renkte topuklu ayakkabılarımı giydim ve elime de siyah büyük çantamı aldım. Aynaya baktığımda gerçekten de çok güzel olmuştum. Aileyle tanışmak için idealdi kıyafetim. Nedense çok heycanlıydım. Oyun olduğunu biliyordum ama yine de çok heycanlıydım.

Pelin ile bir kaç fotoğraf çektik. Hep aynı şeyi yapardık. Giyin süslen ve selfieee!! Buğra aradı ve aşağıda beklediğini söyledi. Pelin'e teşekkür edip evden çıktım. Pelin benden sonra çıkıcaktı. Bu bizim kuralımızdı. Asla yardımla hazırlandığımızı kimseye göstermezdik. Buğra arabanın yanında bekliyordu. Yanağımdan öpüp kapımı açtı ve arabaya bindim. Arabanın çevresinden dolaşıp sürücü koltuğunda yerini aldı. Heyecanlıydık ikimizde belliydi bu.

Yol boyunca hiç konuşmadık. Evlerine vardığımızda küçük çaplı bir şok geçirdim. Tamam bizim evimizde güzeldi ama bu ev tam bir saraydı. Buğra kapımı açtı ve elimi tuttu. Evin kapısına doğru ilerledik ve kapıyı çaldık....

Bölümleri elimden geldiği kadar uzun tutmaya çalışıyorum umarım beğenirsiniz :)

Kırmızı ArabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin