Aşk oyunu

152 4 0
                                    

"Göksu kaç saattir sana ulaşmaya çalışıyorum nerdesin sen??"

"Uyuyordum. Pelin aradı az önce gaze-" Sözümü kesti ve devam etti.

"Biliyorum ve bunun için çok özür dilerim. Hiç peşimi bırakmıyorlar."

"Saçmalama Buğra bunu senin başına ben açtım. Özür dileme benim yüzümden oldu ben senden özür dilerim"

"Özür faslını kapat Göksu!" Bu ses tonundan fazlasıyla korktum. Devam etti. "Yardımın lazım babam bu sevgili olayına gerçekten de inandı ve inanılmaz bir durumdur ki seninle tanışmak istedi. Anlaşılan senin gelin adayı olduğunu düşünüyor. Biliyorum bu kulağa çok saçma geliyor ama senin şu Mert olayı gibi babama aynı numarayı çeksek?"

Ne diyiceğimi bilemedim bir süre sessiz kaldım. Acaba benimle dalga mı geçiyordu. Eğer öyleyse çok çok çok kızardım. 

"Buğra ne diyiceğimi bilemiyorum."

"Göksu son kez lütfeeeeenn" Eleri uzatınca sesinin ne kadar itici çıktığını anlatamam. 

"Tamam ama sadece 1 kez fazlası yok annemler ne der sonra"

İnanmıyorum annemler onları tamamen unutmuşum. Ne diyicekler şimdi hele babam kesin sinirden ya beni ya da Buğra'yı öldürecek. Telefonu Buğra'nın yüzüne kapatıp odamdan çıktı. Annemler evde yoklardı. Şanslıydım bahane üretmek için oldukça iyi bir zamandı. Acaba görmüşler miydi? Yok yok görseler annem çoktan beni uyandırıp tepemde cırlamaya başlamıştı. Telefonuma baktım. Akşamdan interneti kapatmayı akıl etmiştim. Whatsapptan gelen mesajlarla uyanmaktan nefret ederdim. İnternetimi açtım, açmamla telefonumu fırlatmam bir oldu. O nasıl bir mesaj yağmurudur bütün arkadaşlarım mesaj atmış. Aralarından bir mesaj dikkatimi çekti. Mesaj Mert'tendi.

'Göksu sana yaptığım bu rezillik için özür dilerim. Seni o çocukla öyle görünce anladım ki ben senden başkasını sevemezmişim. Deryadan ayrıldım. Lütfen beni affet. Seni seviyorum.'

Bu mesajı ayıkken yazdığı belliydi sonrasındaki mesajları okudum ve Mert  'Sen benimsin karı bunu unutma alıcam seni geri' yazdıktan sonra alkolün iyi bir şey olmadığını ve Mert'e kesinlikle yaramadığını anladım.

İstediğimi elde etmiştim Mert' e acı çektirmiştim. Ama mutlu değildim. Çünkü başıma daha büyük bir dert açmıştım. Kimseye cevap vericek durumda değildim. Saate baktım ve aklıma Pelin'le buluşucağımız aklıma geldi. Bir hışımla yerimden kalktım. Banyoya gittim sıcacık bir duş bana çok iyi gelebilirdi. Suyu açtım ve suyun sıcacık olmasını bekledim. Duşumu aldıktan sonra bornozumu giyip odama gittim. Kurulandıktan sonra güzelce nemlendiricimi sürdüm ve giyindim. Giyindikten sonra banyoya gittim saçımı kurutup fön çektim. Makyajımı yapıp parfümümü sıktım ve telefonumu tekrar elime aldım. Saat 16:30 du ve benim geç kalıp Pelin'den azar yemem an meselesiydi. Arabamın anahtarını alıp cantama attım ve ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Cafeye geldiğimde arabamı güzelce park ettim. Her zamanki yerimizde Pelin oturmuş beni bekliyordu. Eyvah yine geç kalmıştım anlaşılan. Pelinin karşısına oturdum.

"Kızım nerede kaldın ağaç oldum burda bıktım senin şu uyuşukluğundan. Bundan sonra sana buluşma saatimizi 1 saat önce söyliyicem hakettin sen"

"Pelin başım inanılmaz ağrıyor lütfen cırlama yine trafik vardı anca geldim."

"Tamam tamam anlat bakalım Buğra ne dedi?"

"Babası gazeteyi görünce benimle tanışmak istediğini söylemiş. Buğra da dün Mert'e yaptığımız gibi babasına da oyun oynamamız gerektiğini söyledi bende kabul ettim"

"Yani çıkıyorsunuz!!!!!!" Pelinin meşhur cırlamalarından biri daha Allahım kurtar beni bu kızın çenesinden.

"Saçmalama Pelin ne çıkması sadece oyun oynuyoruz sadece bir kerelik"

"Siz birbirinize aşık olucaksınız Göksu gör bak Pelin söylemişti dersin."

"Pelin lütfen yine başlama da kahveleri söyleyelim sen kahve içmeden normale dönemiyorsun."

Kahvelerimizi söyledikten sonra Pelin tam bir şey söylemek için ağzını açtı ki telefonum çaldı (ÇOK ŞÜKÜR!). Telefonun ekranında 'Annecim' yazısını görünce bir an duraksadım o sanırım annem gazeteyi görmüştü ve çok büyük ihtimalle beni azarlamak için arıyordu.

"Annelerin en güzeliiiiiiiiii" i'leri uzatarak söylediğime kendim bile inanmamıştım ama şirin olmam şarttı hele ki böyle bir durumda.

"Annesinin güzel kızı neredesin bakayım sen? Yüzünü gören cennetlik. Gelde anlat bakalım gecen nasıl geçti. Merak ediyorum"

"Annecim uyandığımda evde değildiniz bende Pelin'le kahve içmeye geldim her zamanki cafedeyiz. Çok geç kalmam beni merak etmeyin."

"Tamam kuzum dikkatli ol arabanın daha taksitleri bitmedi. Bu arada gelince şu damat adayını anlatıcaksın unuttum sanma."

İşte şimdi bittim. Dur bi dakika ya damat adayı mı dedi o? Lan ben daha liseden yeni mezun oldum ne damadından bahsediyorsun sen of anne. Her şeyi abartmakta üzerine yok. "Tamam annelerin en güzeli" diyip telefonu kapattım.

Pelin ile dedikodu yapmaya başladık. Bu bizim rutin bir günümüzdü. Ne zaman önemli bir yere gitsek ertesi gün hep kim ne giymiş ne olmuş konuşurduk. Hangi kız bizim gibi yapmıyor ki?

Telefonum tekrar çalmaya başladı bu gün nedense hiç susmuyordu sanki. Ekrandaki adı görünce kan beynime sıçradı.....

Kırmızı ArabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin