1° lovec

798 47 6
                                    

bölüm bir° avcı

Ay ışığının aydınlatmaya çalıştığı ağaçlarla çevrili ormanda, beş beden vardı. Hepsi siyah kıyafetler içindeydi. Ortada olanın elinde ise sivri bir kılıç vardı. Etrafını saran bedenlere bakıyordu, korkusuzca.

Koyu kahverengi irisleri dört çift kırmızı göz arasında mekik dokurken onlardan gelecek bir hamleyi bekliyordu. Her saniye onun için çok önemliydi. Gözlerini bile kırpmaması gerektiğini biliyordu. Çünkü o süre içerisinde bir vampir saldırısına maruz kalması olağandı. Bilindiği gibi bu canlılar oldukça hızlı hareket edebiliyorlardı. Doğuştan gelen bir yetenekti onlar için. Avcılar gibi eğitimler sayesinde öğrendikleri bir şey değildi. Aslında eğitimli avcılar bile onlar kadar hızlı hareket edemiyordu. Sadece kendilerini koruyacak hıza sahiptiler.

En koyu kırmızı gözlere sahip olan, sivri dişlerinin arasından geceye doğru tısladığında dövüşün başlayacağı sinyali verilmişti. Avcı kılıcını daha sıkı tutarak dikkatini onlara vermeye devam etti.

Üzerine gelen iki beden ile kılıcını savurdu geldikleri yöne doğru. Hızları ile doğru bir orantı kurduğu için iki bedeninde kafasını aynı anda koparmayı başarmıştı.

Aralarından en zayıf iki vampirdi bunlar. Aynı anda üzerine saldırdıklarında zorlanmamıştı. Herhangi bir yara almamıştı. Sadece temizlemesi gereken kanlı kılıç ve yanaklarına sıçrayan kanlar vardı. Ormanda karşılaştıkları için şanslıydı. Birde zemini temizlemek zorunda kalmayacaktı. Yerde ölü yatan iki vampir bedenini gömmeyi unutmamalıydı ayrıca. Bunu dört yapabilirdi ama diğer ikisi bu arada kaçmıştı bile. Arkalarından koşarak yetişmeye çalışmadı. Zaten bu oldukça zordu. Ayrıca koşarken iz sürmek oldukça zorluydu ve vampirler kafa karışıklığına neden olmak için bazen gittikleri yoldan geri dönmüş gibi yapar ya da biraz etraflarında turlarlardı. Ardından yere çok temas etmeden kaçmaya devam ederlerdi. Hızlı olmanın avantajlarını her türlü değerlendiriyorlardı.

Daha önce öldürdüğü vampirler ile namı fazla yayılmıştı. Bu yüzden zayıf olanları üzerine salarak kaçmıştı diğer ikisi, bunu biliyordu.

Bedenleri gömme işini sonraya bırakarak izlerini takip etmeye çalışmalıydı. Çünkü daha önce hiç karşılaşmadığı vampirlerin başındaki şeytanı bulmalıydı. Onun yanına gittiklerini düşünerek izleri özenle takip etti. Karanlık yerini ışığa bırakmadan onları bulmayı umut ediyordu.

Bir süre ilerledikten sonra sesler duymaya başladığında yavaşlamıştı. Ağaçların gölgelerinden sese doğru dikkatle ilerledi. Birkaç adım sonra ise üç beden görmüştü. İki tanesinin kaçan vampirler olduğunu biliyordu ama arkası dönük olanın kim olduğunu öğrenmeliydi.

"Doğuştan gelen yeteneklerinizi nasıl kullanamıyorsunuz anlayamıyorum. Avcılar bunu öğrenmeye bebekken bile başlamadılar. Az önce kaçtığınız avcı kaç yaşında öğrenmeye başladı biliyor musunuz? 18 yaşında babası sayesinde öğrenmeye başladı ve şuan 22 yaşında. Birkaç yıl içerisinde sizden bile daha güçlü olabiliyor. Oysa ki o bir insan ve siz vampirsiniz. O canlılardan daha güçlüsünüz. En kısa sürede bunun farkına varın ve kurtulun avcıdan." Ağaçların arkasında konuşmaları dinleyen bedene biraz tanıdık gelen sesin sahibi yüzünü bile göstermeden hızla ayrılmıştı oradan. Avcı bile şaşırmıştı hızının karşısında ama elinden kaçırdığı bedenleri öldürmekte de gecikmemişti.

Onları azarlayan beden haklı sayılırdı. Ellerindeki gücün değerini asla anlamıyordu çoğu. Sesleri oldukça iyi duymaları gerekirken, sürekli tehlikede olduklarını da unutarak giden bedenin arkasından bakakalmışlardı. Kendilerine yaklaşan avcıyı fark ettiklerinde çok geçti.

Şimdi avcının iki ayrı yerde gömmesi gereken dört vampir bedeni vardı. Sabahın saatleri yaklaşırken aya doğru gülümsedi. Bugün iyi iş çıkarmıştı. Babasının intikamını vampirlerden almak ona zevk veriyordu. Ayrıca bazen kendiyle gurur duymasına sebebiyet veriyordu. Kendi ırkını korumak için elinden geleni yapıyordu.

Vakit kaybetmeden kalplerine kılıç saplayarak öldürdüğü bedenler için küçük bir çukur açmaya başladı. Öldürmekten zevk alsada gömme işinden nefret ediyordu. Bu yüzden kendine bir ortak bulmayı bile düşünmüştü ama etrafında bu konuda güveneceği kimse yoktu. Zaten insanlığın çoğu vampirlerin olduğunu bile bilmiyordu. Sırrı birilerine söylemektense kazmaya devam etmeyi tercih ederdi. Ayrıca birilerini tehlikeye atmayı da istemezdi.

Çünkü avcıların en büyük görevlerinden biri sırları saklamaktır. Öldürecekleri vampirler ile ilgili olsa bile sırlar hep saklanırdı. Gerçekler ise asla saklanmazdı.

Eline aldığı kürekle olabildiğince hızlı kazıyordu. Havada soğuk rüzgar dalgaları gelip gitmekteydi ama sıcakladığını hissediyordu. Aynı zamanda da vücudunda oluşan terlere vuran soğuk rüzgar onu biraz üşütüyordu. İnsanların hasta olması kaçınılmazdı. Bu yüzden soğuk havalarda sıkı giyinirdi ama bu bazen başına dert olabiliyordu işte. Sadece kazmaya devam ederken hastalanmamayı diledi. Bir gün bile oldukça önem teşkil ediyordu onun için.

saber [nomin] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin