Suskunluğumun ardından 1 saat kadar geçmesine rağmen hala kimse konuşmamıştı. Ben sustuğum için mi konuşamıyorlardı bilmiyordum fakat benim tek kelime edecek halim yoktu. Sonunda sessizliği Kera bozarak "Birazdan Rusya'ya gireceğiz kızlar. Pavel'in attığı konum çok yakınımızda, inmeye hazır olun," dedi. Adalyn yerdeki abur cubur kağıtlarını toplayıp bir poşete katarken bana bakıp "Deniz iyi misin?" diye sordu. Tekrar buğulanan gözlerimi silip "İyiyim sorun yok" diyerek elime geçirdiğim abur cubur kağıtlarını poşete attım. Bir iki dakika sonra hepimiz inmeye hazır bir biçimde kapının önünde bekliyorduk. Otonom bir süre daha gidip harabe bir evin önünde durdu.
Keplerdeki düzen buradan 3 4 kilometre uzaklıktaydı fakat bu boş arazide sadece bu ev vardı. Adalyn otonomun kapağını açtı ve Kera'yla birlikte eve doğru koştuk. Evin kapısında göz sensörü falan yoktu, sadece duvarda çok eski bir düğme vardı. Zil düğmesi olduğunu düşünerek düğmeye parmağımı bastırdım. Bu sırada Adalyn de armstreosuyla beraber yanımıza gelmişti. Zil sesi durduktan sonra içeriden takırtılar gelmeye başladı. İki üç saniye sonra kapı açıldığında karşımızda Pavel duruyordu. Pavel gülümseyip "Sonunda geldiniz. Çabuk girin üniformalılara gözükebilirsiniz" diyerek kapıyı sonuna kadar açtı ve girmemiz için beklemeye başladı. Hepimiz hızlı bir şekilde içeri girip gözümüze takılan ilk şeye, halının ortasındaki büyük, siyah küreye bakmaya başladık. Pavel arkamızdan kapıyı kapatıp kürenin yanına gelerek "İlk defa birbirimizi gerçek hayatta görüyoruz ve siz sadece küreye mi bakıyorsuz?" dedi. Pavel'in sözlerinden sonra gözlerimi küreden ayırıp gülümseyerek "Selam Pavel. Kusura bakma seni daha önce ekrandan gördük ama böyle bir şeyi daha önce hiç görmedik o yüzden ona bakıyoruz," dedim. Pavel gülümseyip "Bu küre kurtuluş anahtarımız kızlar, bakmakta haklısınız," dedi. Adalyn kafasını küreden ayırıp gözlerini Pavel'e dikerek "O ne demek Pavel. Nasıl kurtuluş anahtarımız?" dedi. Pavel bu sefer sesli bir şekilde gülerek "Şu koltuğa oturun ve en başından anlatayım," dedi. Koltuğa otururken evideki tarihi eşyalara göz gezdirdim. Ev o kadar eskiydi ki tarih kitaplarında bile bu eşyaları görmek çok zordu. İçindeki eşyalar sadece tarihi müzelerin en eski yüzyıllarına ait eşyalardı. Koltuğa oturduktan sonra Pavel'e "Bu ev nasıl burada duruyor? Kepler'deki düzen niye burada yok? Ayrıca bu kadar eski bir ev Kepler'e nasıl geldi?" diye sorularımı sıraladım. Pavel tekrar sesli bir şekilde gülerek "Bekle Deniz, her şeyi baştan anlatacağımı söyledim. Merak etme aklınızdaki tüm soruları cevaplayacağım," dedi. Başımı sallayıp "Hadi anlat o zaman gerçekten çok merak ediyorum," dedim. Pavel kısa bir gülümseme atıp anlatmaya başladı "Aya rüyamda üniformalıların beni yakalamaya geldiğini söylediğinde eşyalarımı toplayıp evden kaçtım fakat aklıma gidebileceğim hiçbir yer gelmiyordu. Yine de sadece ilerliyor ve evden uzaklaşıyordum. Bir süre sonra karşıma bir adam çıktı. Yüzü maskeliydi ve armstreoda değildi. Ayrıca tamamen siyah giyinmesine rağmen kıyafetinin altında soğuk, mavi bir ışık görüyordum. Maskeli adam elimi tutarak 'Merak etme seni saklayacağız' dedi ve kendimi bir anda bu evde buldum. Eve geldiğimde adam yanımda değildi ve ben bu kürenin yanında duruyordum. Bunu nasıl yaptığını veya kim olduğunu bilmiyorum fakat geldiğimde önümdeki masanın üstünde bir kağıt vardı. Kağıtta bu evi izin verilen kişiler dışında Kepler'deki başka kimsenin göremediği, diğer hacker gruplarıyla beraber bu evde buluşup Harabe Dünya'ya gitmemiz gerektiği ve küreyi Harabe Dünya'da gereken yere koyduğumuz vakit tüm sorunlarımızın biteceği yazıyordu. Bu eve geldiğim ilk gece rüyamda yine Aya'yı gördüm. Bana Harabe Dünyanın yerinin haritasını atacağını ve en kısa zamanda oraya gitmemiz gerektiğini söylüyordu. Uyandığımda ilk işim sizi aramak oldu ve işte buradasınız," dedi.
Olanlara artık bir anlam veremiyorduk. Pavel'in söylediği şeyler ve içinde oturduğumuz ev tamamen akıl dışıydı. Pavel sözlerini bitirdikten sonra kısa bir sessizlik oldu. Kera sessizliği bozup "Aslında amacım Deniz'i Adalyn'e ulaştırıp bilgileri aldıktan sonra tekrar evime dönmekti ama şuan geldiğim konumu algılamakta zorlanıyorum. O harabe Dünya denen yeri gerçekten çok merak ediyorum," dedi. Kera'dan sonra Adalyn söze girerek "Peki Aya konumu attı mı Pavel?" diye sordu. Pavel İNF cihazından haritayı açıp Adalyn'e göstererek "Attı, Harabe Dünya buradan birkaç dakika uzaklıkta. Oraya gidebilmeniz için Kera ve Deniz'e armstreo bulmamız lazım," dedi. Kera söze girerek "Ben onu halletim. Grubumdaki birinden iki tane armstreo istedim. Zengin olduğu için bulması zor olmaz," dedi. Gülümseyip "Sağol Kera bizi büyük bir dertten kurtardın," dedim. Kera da gülümseyip "Önemli değil Deniz," diyerek etrafı incelemek için ayağa kalktı. Kera'nın ardından Adalyn ve bende ayağa kalkıp evi incelemeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nesil: 2.Tür
Science FictionGeleceğin gösterişli ve kolay yaşamının ardında bıraktığı karanlık tarihi anlatan bu kitap size birçok şeyi sorgulatacak. Geleceği okurken bugünü sorgulamanın vereceği kafa karışıklığı için şimdiden özür dilerim fakat bazı şeyler sorgulanmaya değer...