Nesil: 2.Tür

Bölüm 5: Rüya

     Büyük bir heyecanla fotoğraftaki ayrıntıyı kestim ve tüm arkadaşlarıma yolladım. Çok geçmemişti ki birbirimizi görüntülü bir şekilde arayıp fotoğrafı tartışırken bulduk. Hepimizin farklı çözüm önerileri vardı fakat en mantıklısı Adalyn'nin söylediğiydi.
 
    Ken Zhi Adalyn'e itiraz ederek "hadi ama Adalyn daha mantıklı olmalısın. Eğer insanlara tüm bu olanları internetten, sosyal medyadan duyurmaya kalkarsak hepsinin bir teori olduğunu düşünüp bizi umursamazlar. Daha gerçekçi bir şeye ihtiyacımız var. İnsanları tüm bu olanları sorgulamaya itip harekete geçirecek bir şeye. Onlara gerçeği gösterebilmeliyiz" dedi. Pavel "ne yapalım peki Ken Zhi herkesi evlerine giderek mi uyaralım" dedi. Pavelin söylediğinden sonra hepimiz bir an duraksadık. Aklımdan Pavel'in fikrinin aslında çok da fena bir fikir olmadığı geçti. Diğerlerinin yüz ifadelerinden de benimle aynı şeyi düşündüklerini anlıyordum. Sessizliği Yu Jin bozdu ve "sanırım hepimiz Pavel'in dediğini yapmakta karar kıldık" deyip güldü. Yu Jin'in esprisine gülerken fotoğraftaki ayrıntıya tekrar baktım. Sonra başka fotoğraflarda başka ayrıntılar da olabileceği aklıma geldi. Hemen diğerlerini susturup "çocuklar bir dakika dinleyin. Ya diğer fotoğraflarda da bundaki gibi ayrıntılar varsa. Ben tüm verileri kategorilere ayırdım şimdi hepinize üçer kategori veri yollayacağım. Hepimiz tekrar detaylıca inceleyelim, en ufak bir ayrıntıyı bile kaçırmış olsak tüm yapbozumuz bozulur" dedim ve hepsine verilerini yolladım. Adalyn "evet Deniz bu çok mantıklı ben hemen başlıyorum incelemeye. Biraz sonra görüşürüz arkadaşlar" deyip ekranını kapattı. Adalyn'den sonra diğerleri de birer birer kapatarak işe koyuldu. Ben de ekrana birkaç fotoğraf getirip incelemeye koyuldum.
 
    1 saat geçmesine rağmen hala bir şey bulamamıştım. Belki de sadece bir fotoğrafta böyle bir ayrıntı vardı ve o da bana denk gelmişti. Tesadüflere inanan bir insan değildim lakin bu olay sürekli aynı kapıya çıkıyordu. "Yine de her şeyin bir amacı vardır" dedim kendi kendime. "Her anın bir amacı vardır..."

     2 saat sonra artık başım ağrımaya başlamıştı. Biraz dinlenmek için yatağa uzandım. Rüyamda iki kişi birbirlerine bağırarak tartışıyorlardı. Birisi uzun boylu siyahi bir adamdı, diğeri ise hafif esmer orta boylu biriydi. Giyim tarzı siyahi olanın resmi bir kurumda çalıştığını gösteriyordu. Hafif esmer olan ise gündelik giyinmişti. Ofis gibi bir yerde tartışıyorlardı. Sanırım birbirlerini tanıyorlardı. Siyahi olan karşısındakine "ne dediğinin farkında mısın sen! Tüm kepleri öldürmek mi istiyorsun" diye bağırıp elindeki İNF cihazından bir ekran açtı. Sonra ekranı gösterip "buradakileri sende görüyorsun değil mi? Bizi uyarmak istiyorlar, öldürmek değil. Neden hala ısrarla tüm insanlığı tehlikeye atıyorsun. Karşımızdakiler her kimse zaten bizden çok güçlü. Neden aklınla değil de duygularınla hareket ediyorsun? Söylesene!" diye bağırdı. Ekrana uzun bir süre bakan esmer adam, odadaki masaya doğru ilerleyip masanın üzerindeki kağıtlara bakmaya başladı. Her ne kadar etrafta her yeri aydınlatamayacak kadar az ışık olsa da her şeyi görebiliyordum. Esmer adam, masanın üzerindeki kağıtlardan birini seçip tekrar İNF ekranının önüne geldi. Kağıdı ekrana tutup "yıllardır ne için uğraştığımın farkında bile değilsin kardeşim. Bu kağıt buluntular arasında en az dikkat çeken ama en çok bilgiyi barındıran kağıt ve ben de bu kağıdın sahiplerine, burada yazanların bedelini ödetecek ilk ülke başkanıyım". Siyahi adam yüzüne hafif bir acıma ifadesi takınarak "neden...? Neden bir kişinin intikamı için tüm Kepler'i tehlikeye atıyorsun?" dedi. Esmer adam büyük bir sinirle bağırarak "birde soruyormusun? O senin de en yakın arkadaşındı hiç mi utanmıyorsun. Onların bize bile bile yolladığı o buluntular yüzünden hayatını kaybetti Jana ama sen hala onları savunuyorsun. Eğer Jana yaşasaydı eminim ki yüzüne tükürürdü. Seni kurtarmak için canını tehlikeye atan kadının arkasından nasıl böyle önemsiz biriymiş gibi bahsedersin" dedi. Siyahi adam iyice öfkelenmişti. Karşısındakine silah doğrultup "eğer senin bu aptal aklın yüzünden herhangi bir insanın burnu dahi kanarsa bu silah suratında patlar anlıyormusun?" Diye sordu bağırarak. Esmer adam sinirle ekranı açık olan İNF cihazından bir harita açtı. Haritanın üzerinde birkaç yer işaretleyip bir şeyler çizdi. Sonra kardeşi olarak nitelendirdiği siyahi adama dönerek "tam bir asırdır buralarda dolanıyoruz. Her gittiğimizde gezegenin yapısı değişmiş oluyor ve biz yeni buluntularla karşılaşıyoruz. Bizimle oynuyorlar Jack... Ben kimsenin ölmesini istemiyorum ama onlar istiyor. Düşünsene bir, uyarılarını dikkate almadığımız takdirde bizi öldürmekle tehdit eden bu kişiler mi kötü, yoksa uyamayacağımız kuralları yüzünden, kendimizi savunmaya hazırlanan ben mi?" dedi. Siyahi adam silahı indirip "onlar kural koymuyor Cyril, onlar bizim gerçek bir insan gibi yaşamamızı istiyor sadece" dedi bu kavgadan yorulmuş ifadeyle. Cyril denen adam tam cevap verecekti ki İNF cihazının üzerindeki haritada kırmızı bir alan alarm vermeye başladı. İki adam da cihazda her ne gördüyse donup kaldı.

     İNF cihazının sesiyle uyandım. Adalyn arıyordu. Hemen tipimi düzeltip ekranı açtım. Çoktan hepsi toplanmıştı. Pavel "Deniz de geldi işte Adalyn söyle artık" dedi. Adalyn endişeli bir sesle "arkadaşlar verileri incelerken yorgunluktan bir anlık uykuya daldım ve nasıl bir rüya gördüğümü tahmin edemezsiniz" dedi. Ken Zhi "hadi ama Adalyn bizi rüyanı anlatmak için mi oyalıyorsun" dedi. Yu Jin "eğer niyetin bu ise ben işime dönüyorum Adalyn daha bir kategoriyi bile bitiremedim" dedi. Adalyn heyecanla "hayır arkadaşlar durun biraz. Rüyamda bizim teorimiz hakkında tartışan iki adam gördüm" dedi. Pavel "ahh Adalyn... verileri incelerken uyuduğunu söylüyorsun, muhtemelen bilinçaltından dolayı böyle bir rüya..." Pavelin sözünü keserek heyecanla Adalyn'e "Adalyn adamlardan biri siyahi ve adı Jack, diğeri esmer ve adı Cyril miydi?" diye sordum. Adalyn "yok artık deniz büyücümüsün sen?" dedi şaşkınlıkla.

     Aklımda bin tane soru oluşmuştu. Hangisi cevaplasam ardında bin soru daha bırakıp gidiyordu. Adalyn'nin cevabıyla daldığım düşünce girdabından Yu Jin'in sesi çıkardı. Hepsi büyük bir panikle bana bakıyorlardı. Ken Zhi "Deniz iyimisin?" diye sordu merakla.  Ken Zhi'nin sorusuna hepsinin aklındaki o soruyu gideren cevabı verdim. "Bende o rüyayı gördüm arkadaşlar..."

    Umarım beğenmişsinizdir arkadaşlar. 😊

    Yorumlarınız benim için çok değerli lütfen yorum yapmadan geçmeyin. 🤗

     Yeni bölümde görüşmek üzere.😍