°30°

279 7 0
                                    

Yüzyüzeyken Konuşuruz: Ölsem Yerdir

Her yalan bir gerçektir...

"İyi geceler anne..."

...... ....... ....... ...... ....... ..... ...... ....... ....... ....... ........ ....... ...

2 hafta sonra

Yine kan ter içinde kalmış bir şekilde uyanmıştım 2 haftadır sürekli olarak gördüğüm kâbuslardan birini görmüştüm yine bozuk plak gibi beynimin içinde tekrarlıyordu. Annemin ölümü...

Gördüğüm kabuslar rahat ve deliksiz bir uyku çekmemi engelliyordu. Ama yine de uyumaktan vazgeçemiyordum. Sevdiğimden falan değil, uyuyunca geçecek diye düşündüğümden.

Annem... Her gün, her gece aklımdaydı bir saniye olsun çıkmıyor du aklımdan. Gördüğüm kabusların ise baş kahramanı annem di. 1 ay boyunca yattığım hastane odasında gördüğüm o kabusu görüyordum sürekli.

Bu gece yine aynı kâbusu görmüştüm. Bir nevi bu kâbusu görmek için bağışıklık kazanmış olsam da hala o anlatılanlar gözümün önüne geldiğinde yataktan titreyerek kalkıyordum.

Üstümdeki pikeyi yatağın diğer tarafına doğru itip yataktan çıktım. Odanın kapısını hafifçe açıp her gün gidip geldiğim banyomun yolunu tuttum. Kapıyı açıp içeri girdiğim musluğun altına elimi uzattığım avucumun içine dolan suyu yüzüme çarptım. Bir kere daha, bir kere daha ve bir kere daha yüzüme çarptığım su beni kendime getiriken aynada ki yansımama baktım.

Çökmüştüm 2 hafta da gözlerimin altında oluşan mor halkalar yeni tarzıma ayrı bir hava katmıştı. Depresyon...

Aynaya elimi uzatıp solmuş yüzüme dokundum. Annemin öldüğünü öğrendiğim o günden sonra kendime gelememiştim. Gelmeyi de istemiyordum zaten ben 23 yaşında bir kız olarak hala annemi istiyordum. Onu özlüyordum ve buna engel olamıyordum. Kendime söz geçiremiyordum o yokken hayat benim için biraz daha zor oluyor du.

Ayna da ki yansımamama bakman devam ederken aklıma küçükken abimle avluda ki konuşmam geldi. Gökyüzüne bakarak kurduğumuz hayaller o polis olacak ti ben ise doktor. Abim hasta olduğunda ben onu iyileştirecek ve vefalı bir kardeş olacaktım. Pehh

Ne hayal ama. Fakat her şey öyle hayal ettiğimiz gibi olmadı. Ne o polis olabildi ne de ben vefalı bir kardeş. Doktor olmaktan hala vazgeçmemiştim. Bir şekilde doktor olacaktım fakat bunun için çok uzun bir zamana ihtiyacım vardı. Ama benim için önemli olan zaman değil di hayallerimin peşinden koşmak tı.

Peki şimdi abilerim hala abilerim miydiler? Ya da sorumu düzelteyim ben onların hala kardeşleri miydim? Aklımda oluşan bunca soru yine beni çıkmaza sokmuştu. Ellerimi tekrardan musluğun altına tutup avucumun içine dolan suyu yüzüme sertçe tekrar çarptım. Avucumdan yüzüme çarptığım su lavabonun içine dökülürken ellerimi lavabonun kenarlarına koydum.

Yine aynadan kendime baktım fakat bu sefer yüzümde ki ifade değişmişti. Hala bulmam ve gün yüzüne çıkarmam gereken bazı gerçekler vardı Evet evet kesinlikle vardı ve ben bu sefer kararlıydım. Her şeyi öğrenmeden o şehirden ayrılmayacaktım ama şimdi değil di. Şimdi olmaz dı öncesinde annemin ve teyzemin ölümünü sindirmem gerekiyor du.

Banyodan yüzünü silmeden çıkıp kendimi salona attım büyük camın önüne koyduğum tekli koltuğa oturup aşağıyı izlemeye başladım. İşten kovulmuştum, eşimden ayrılmıştım ve en acısı eşimin kuzenim olduğunu öğrenmiştim. Sanki ben öylece duruyormuşum da birisi dert yüklüyormuş gibiydi. Bu kadar dert bu zayıf bedenime öylesine fazla geliyor du ki. Yıkılıyordum her hatırladığımda deliye dönüyordum, saçımı başımı yoluyordum ama ne fayda bana mısın demiyor du yeter dedikçe üstüme bir ton dert daha yüklüyor du hayat

Zoraki Koca  #WATTYS 2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin