°37°

203 8 18
                                    

Sasa: denize yakılan türkü
Umut hep var.
"Annem de öyle"

*******************************************

Ezhel eve gitmek için yanımdan ayrıldığı sırada doktor aslı hanım hastalardan birinin odasından çıkıyordu hızlı adımlara yanına ilerleyip önünde durdum. Başımla selam verip ameliyatın nasıl geçtiğini anlatmak için dudaklarımı araladığım sırada o benden önce davranıp konuşmaya, pardon azarlamaya başladı.

"Dilan sen bir stajyer değilsin kendine gel nasıl hem işe bu kadar geç kalıp hem de ameliyatta ki hastanın ölümüne sebep olabilirsin çeki düzen ver kendine " deyip iki bağırıp çağırıp yanımdan hızla yürümeye başladığında bu sefer ben onu durdurdum.

"Benim hastam değildi" deyip ona doğru yürüdüğümde bi iki adım geriledi.

"O hasta benim Hastam değildi senin hastandı" deyip bu sefer hesap sorma sırası bana geldiğinde sinirle ona bakmaya başladım.

"Ne diyorsun sen bi de üste mi çıkıyorsun bir hasta öldü dilan bunun sorumluluğunu almalısın " deyip bu sefer cevap vermemi beklemeden hızla uzaklaştı yanımdan.

Disiplin kurulu kurulacaktı sırf benim için oysa daha bu hastaneye geleli 2 gün bile olmadı ne çabuk hata yaptım ben böyle. Ne çabuk bir annenin ölümüne sebep oldum. Tüm bunların yani sıra bir de bu hastaneye üniversite rektörü sayesinde atanmıştım eğer disiplin alırsam ki bu çok yüksek bir ihtimal aldığım disiplin cezası beni kısa süreli de olsa işimden edebilir ve ben rektöre büyük rezil olurdum.

Temiz bir hava almam gerekiyor du çünkü başım çatlayacak gibiydi dün o kadar içtikten sonra bi de sabah ameliyata girmiştim her ne kadar kısa süreli olmuş olsa da.

Ezhel çoktan girmişti kapının önüne çıktığımda kadın doğum bölümünün önü bomboştu hep böyleydi diğer bölümler hastaya yetişemezken bize bir hasta geldiği zaman o hastayı bölüşemezdik bu yüzden de hastaneye en az gelir sağlayan bölüm olarak kalmıştı adımız.

Bahçede ki banklardan birine oturduğumda yanına küçük bir çocuk koşarak geldi elimi tutup beni oturduğum yerden kaldırdığında onu durdurup kendime dönderdim.

"Neyin var senin bakalım ufaklık" dediğim de o da işaret parmağı ile arka tarafta ki topluluğu gösterdi.

"Annem" dedi önce daha sonra da burnunu çekip devam etti "bi şey oldu anneme bana kızmıyor bağırmıyor beni sevemiyor ona yardım et abla lütfen" deyip tekrar ağlamaya başladığında ben de hemen cebimden doktor kartımı çıkartıp kafamdan geçirdim.

Çocuğun peşinden gidip annesinin önünde durdum bayan hamileydi ve sanırım bundan haberi yoktu. Yerde 2.80 yatan kadını kaldırmak için önce hemşireleri çağırdım ve bir sedye istedim. Hemşireler geldiği zaman ise birlikte kadını kaldırıp sedyeye koyduk kalabalığı dağıtıp içeriye götürdük kadın doğum katına çıktığımızda hemen bir odaya aldık ve stajyerler ile kadının bebeğine baktık önce bebek gayet sağlıklıyken anne de ufak bir sorun vardı.

Bazı ilaçlar verip önce uyanmasını beklemeye başladık. İlaçlar biraz uzun bir süre etkisini gösterecek oldukları için ben de odama geçip koltuğuma uzandım daha iki saniye önce hastamız yok derken şimdi karışık bir hastamız vardı ve sanırım anneyi kurtarmanın yolu Biz de değildi.

Biraz dinlenmek için kolumu kafamın arkasına aldım. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Yaklaşık 5 saniye sonra telefonum çalmaya başlamıştı cebimden çıkartıp kulağıma götürdüm ve tam da tahmin ettiğim gibi onun sesiydi.

Zoraki Koca  #WATTYS 2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin