1| iki kent arasındayım, biri bilmiyor beni. öteki tanımıyor.

14.6K 525 790
                                    


**

bu not şubat 2021'den bırakılmıştır!!! 😬 bu fic benim acemice yazdığım, dönüp bölümlerini bile kontrol etmeyi akıl edemediğim bir ficti.. yazı stilimi sevmediğim icin yayımdan kaldırmıştım ancak o kadar okunmasının ve seven birkaç okuyucunun defalarca yeniden yayımla demesinin hatrına yayımlıyorum şimdi.. ne diyim, iyi okumalar diyim o zaman 🥺🥺 her şeye rağmen bu minik bebişi sevdiğiniz için teşekkür ederim ♥️

**

bölüm şarkısı; bad romance

Tek bir sebep.. Okuduğun üniversitede, sana hayatı zindan eden hocanın muhtemel katili olmamak için tek bir sebep söyleyin bana.

Neden ruh emiciler gibi yakama yapışmaktan bir an olsun vazgeçmiyor ya da neden beni sürekli kendiyle kıyaslama ihtiyacında bulunuyor? Kaç yaşındadır? Belki 50, hı?

Ben mi? Ben ise daha 23 yaşındayım!

Hayat tecrübem; sıfır.
Kriz yönetimindeki başarım? Eh.
Sosyal hayatım? Belki hayatımda olan iki üç insan sayesinde fena değil denebilir... Yani onunla kıyaslanmamızı gerektirecek tek bir ortak noktamız bile yok.

Ah, bi saniye! Bir tane var... İkimizde resim çiziyoruz!

Başarılı denebilecek bir öğrenciyim aslında.. Tamam, belki kendi çapımda öyleyim ama yeteneğim yadsınamaz... Teoride kötü, pratik de iyi olanlardanım. Evet..

Güzel sanatlar öğrencisiyseniz ve bu uğurda üç yılınızı devirmişseniz pratik de iyi olmanız çok daha önemlidir ve paçayı ancak bu şekilde kurtarabilirsiniz..

Evet, muhtemel katil olma fikrinden bahsediyordum değil mi... Ya bu adam beni öldürecek ya da ben onu! Alternatif bir yol göremiyorum çünkü çıkmazdayım..

Son yılımı burnumdan getirmeye adeta ant içmişçesine tez konumu; ''Sanat Nesnesi Olarak Beden'' adlı bir makale yazımı verdi. Güzel sanatlar öğrencisi olmama rağmen makale yazmamı istemesi sıkıntı değil... Sıkıntı tam olarak şurada başlıyor; eğer bu makaleyi yazamazsam -ki yazamayacağım, yazı yeteneğim berbat ötesi- konuyu tamamen nü model çizerek aktarmamı istedi...

Sanat nesnesi olarak beden? Nü bir model üzerinde? Sanat? Beden?

Tamam defalarca nü model çizdim... Görmeye o kadar alışığım ki, mesele bu değil... Mesele, beni belli kalıplar içine sıkıştırması... Özgün bırakmaması. Kesinlikle kara kalem çalışması istemesi mesela...

Ben tuval üzerinde çalışmayı seven, birçok rengi kendi hayatına ayna olmuşçasına işleyen, renklerin parmaklarımda bıraktığı kuruluğu, burnuma çalınan kokusunu dudaklarımda bir parça tebessümle karşılamış adamım... Karakalemi hiçbir zaman sevmedim, sevemedim... Ruhu sarıp sarmalayan bir hüzün sanki, alaşağı ediyor bedenimi. Hep hüznü çizmek istiyorum o koyu kalemleri elime aldığımda, bahar yitip gitmiş gibi..

Sıkıntım işte tam bu noktada çığ oldu, savruluyorum.

Bir bedeni sanat nesnesi olarak düşündüğünüzde bu resme yakışan tek şeyin gökkuşağının esiri olan renkler olduğunu anlayacaksınız.
Uzuvlarına konmuş binbir çiçek, kıvrılmış ay ışığının altında bir beden, teni gözlerine konan yıldızlardan daha parlak... Bir yol olmuş göğsünden kasıklarına değin. Erkekliğinin görkemi gölge düşürmüş bacaklarına ve...

Ah, evet durmam gerekiyor değil mi?

Karşınızda katıksız, hiçbir zaman aksini iddia etmemiş ve bundan son derece memnun olan gay bir Park Jimin durmakta. Önemli bir detay mıydı? Hikayemi dinlemek istiyorsanız şayet, evet önemli bir detaydı...

kiss me harder • jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin