C5

93 72 1
                                    

Sabahın köründe uyanmıştım ancak okula gitmek için değil, Selim abinin dükkanına verdiğim zararı düzeltmek için. Benden sonra dükkanı direkt kapatmışlar ve gece beni aradığında dükkanı temizlememi istemişti. Aslında amacı temizlik falan değil. Selim abi orayı Doğan'a da temizletebilirdi. Ama genel olarak Doğan'la beni yakın tutmak çok hoşuna gidiyordu.

Havanın ılık olduğunu bildiğim için rahat bir şekilde üstüme bir kot şort ve düz beyaz bir tişört giydim. Saçlarımdaki tokayı çözüp omuzlarıma düşüşünü izledikten sonra çok hafif bir şekilde fondöten sürdüm.

Ben sahiden güzel bir kız değildim. Yüzümde bir şey olmasa normal bir güzellikte olabilirdim ama yaralarım sayesinde olan güzelliğim de gözükmüyordu.

Yaklaşık iki saat içinde evden çıkıp Selim abinin dükkanına gidebilmiştim. Dükkandan içeri girdiğimde Selim abi yerine Doğan'ı gördüm. Dün olanları kafamdan silip atmaya çalışırken, Doğan oturduğu yerden kalktı. "Hazırlıksız yakalandım."

"Selim abi, dükkanı temizlemem için çağırmıştı." dedim. Sanki neden geldiğimi sormuştu.

"Biliyorum. Selim abi öğlene doğru gelecek bugün. Geldiğinde dükkanı tertemiz görecekmiş." Dün Doğan'a fırlattığım şeylere bakarken derin bir iç çektim. Biri ona gelmiş olsaydı, ne yapardım?

"Ben başlayayım o zaman."

"Dur, dur! Sen sakarsın. Ben yerleri süpüreyim, sonra sen silersin, olur mu?" Gülümseyerek başımı salladım. O da gülümsedi. Uzun zaman sonra birbirimize gülümseyebilmiştik.

Doğan yerleri süpürürken, bende Gül, Kenan ve Burak'a tek tek yerime imza atmalarını anlatan bir mesaj attım. Sahi, Kenan ben yokken nasıl davranacaktı acaba Gül'e? Git gide belli etmeye başlıyordu ve Gül onun daha çok üstüne gidiyordu. Bazen ben bile, Gül'ün Kenan'a bilerek yaklaşğını düşünüyordum.

Doğan'ın yerleri süpürme işlemi sona erince hemen oturduğum yerden kalktım. Viledaya su ayarlayıp yerleri silmeye başladım. Şimdi Doğan benim yerimde oturuyor, ben ise iş yapıyordum. Dün olan itiraftan sonra nasıl böyle sakin kalabildiğimi bilmiyorum ama onun bana bakması beni çok mutlu ediyordu.

"Vileda kadar boyun var." dedi gülerek. Boyumun kısa olması onun için her zaman çok hoş olmuştu. Boyumun kısalığını ve saçlarımın buklelerini seviyordu, öyle söylemişti. "Ay! Sen hiç beğenme zaten."

Oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. "Ver, ben yaparım."

"Sonra Selim abiye etrafı kendin toparladığını söylersin. Selim abide bir hafta ceza olarak beni çalıştırır."

"Gelmek istemiyor musun buraya?"

"Doğan, benim buraya ilk gelişim de senin içindi her gelişimde. Şimdi sen çağırmadan gelince garip hissediyorum."

CIPAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin