Uyandığımda ayılmam için birkaç dakikam bile olmamıştı. Asya beni yataktan zorla kaldırmış dolabımdan bir pantolon ve tişört çıkartıp hızla bana atmıştı. "Doğan'ın babasının yanına gidecekmişiz. Hemen giyin!" Cevap vermemi beklemeden çıkıp gitti odadan.
Yavaş hareketlerle üstümü değiştirip saçımı dağınık bir topuz yaptım. Ardından yatağımı güzelce topladım ve kıyafetlerimi kenarda duran sepete koyup çıktım odadan. Asya ve Gül, etrafı toparlarken Kenan ile Burak ceketlerini giyiyordu. Barkın ve Doğan ise telefonla konuşuyorlardı.
"Arkadaşlar, künyelerinizi takın. Güçleri kullanmayı öğrenene kadar takmak zorundaymışız."
Aptal aptal etrafıma bakarken Barkın gelip künyemi bileğime taktı. "Olan aklını Doğan'a verme demiştim sana."
"Ayılamadım henüz." diye yanıtladım onu. Portmantodan üstüme pembe hırkamı aldım, sonra da zaman kaybetmeden ayakkabılarımı giydim.
"Alya, sen Doğan'ın motoruna bin. Biz arabaya binelim." diyerek beni motora doğru ittirdi Asya. Hiç rahatsız olmadığım için itiraz etmedim. Doğan kaskın birini bana uzattığında hemen kaskı kafama geçirdim. Çocuklar arabaya yerleşince bizde motora yerleştik. Her ne kadar garip olsa da zaman bizi birbirimize yakınlaştırmaya başlamıştı.
Kısa süre içinde Doğan'ın ailesinin evine gelmiştik. Herkes kapının önünde dururken ben hepsinden biraz daha geride kalmayı tercih etmiştim. Birkaç sene önce tanıştığım, ancak şu an beni hatırlama ihtimalleri olmayan insanların karşısına çıkacaktım. Doğan, yanımda durduğunda ona bakmayı redderek yere bakmayı sürdürdüm.
"Hoş geldiniz!" dedi bir kadın sesi. Doğan'ın annesi olduğunu tahmin edebiliyordum, ancak sesini pek hatırlayabildiğim söylenemezdi. Bizim çocuklar tek tek içeri girerken Doğan'dan uzaklaşıp Burak'ın yanına geçtim.
Derya Hanım'ın beni görmesini engellemek amacıyla Burak'tan hızlı hareketlerle kendimi evden içeri attım. Neden bu kadar sıkıntıya girdiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tam rahat bir nefes verecekken, karşımdaki beyaz saçlı, ela gözlü adamla göz göze geldim. Annesinden kaçıp babasına yakalanmıştım. Hafif bir tebessüm ettiğinde aynı şekilde karşılık verdim. Sakin olmalıydım, çünkü beni tanıma ihtimalleri yoktu. Saçlarımı boyatmıştım, boyum biraz daha uzamıştı. Yani, daha normal bir insan olmuştum.
"Alya, seninde bu grup içinde olman beni hiç şaşırtmadı." Kemal Bey'in sesini duyunca ister istemez durdum. Tanımıştı!
Gözlerimi tekrar gözlerine çevirdiğimde az önceki tebessümünün geniş bir gülümsemeye döndüğünü farkettim.
"Olaylardan biraz habersizim ama sanırım bu grubun içindeyim." diye yanıtladım. Eliyle koltukları işaret ettiğinde Barkın'ın yanına oturdum hemen.
"Afya nerede?" diye sordu Doğan. Gözlerim ışık hızıyla ona kaydı.
Afya kimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CIPA
ChickLitHayatım normaldi, ona aşıkken, onunla oturup konuşmadan, içini bilmeden her şey normaldi. Doğan Alas, hissedemediği her acıyı onun yerine hissetmeyi öğreniyorum. Sıradan geçen günlerim, okula gelip beni almasıyla bitmişti. Biz yaklaşmıştık ya birbir...