C15

51 4 7
                                    

Gözlerimi zorla aralayıp etrafıma baktım. Bulunduğum yeri tanıma çabam görüşüm netleştiği an bozuldu. Bir odadaydım, ancak odada bulunan tek şey yattığım yataktı. Duvarlardaki boyalar yer yer dökülmüş, rutubetten dolayı rengi bozulmuştu. Yatakta zorlukla doğruldum.

"Kimse yok mu?" diye sordum. Ancak, ev oldukça sessizdi. İçeride benden başka birisi olsa elbette seslerini duyardım. Yataktan hızla kalkıp kapıya doğru yöneldim. Küçük bir hol karşıladı beni. Eve bakmak yerine sokak kapısı olduğunu tahmin ettiğim kapıya yöneldim. Nereye gideceğimi, nasıl yapacağımı bilmiyordum. Sadece burada durmanın da bana bir fayda getirmeyeceğinin bilincindeydim. Kapıyı tam açacağım sırada, dışarıdan biri benden önce açtı. Bir iki adım geri gidince bakışları direkt gözlerime odaklandı.

"Sen, ne zaman uyandın?" Sorduğu soruyu es geçerek ona başka bir soru sordum. "Benim burada ne işim var?"

O anda arkasından kısa boylu bir kız çıktı. "Ah, merhaba!" dedi kocaman gülümseyerek. Normal şartlarda sıcakkanlı bir insan değildim. Ki şu an şartlar asla normal değildi. "Siz kimsiniz?" diye sordum. Soruma cevap vermeyeceklerini biliyordum. Ancak sormaktan da bir türlü vazgeçemiyordum.

"Elvin," dedi adını bilmediğim iri çocuk. "Ne konuşacaksanız, sessizce konuşun. İnan fazlasıyla yorgunum." Sonra bakışlarını bana diktiğinde içgüdüsel olarak kapıdan uzaklaştım. İçeri girdi ve sonra az önceki küçük hole ilerledi. O sırada Elvin'de içeri girmiş ve kapıyı kapatmıştı. "Biraz huysuzdur. Ama tanısan çok seversin."

İster istemez kızın söylediklerine gözlerimi devirdim. Buraya birilerini tanımak için gelmemiştim. Buraya özel güçlerimi kontrol etmeye gelmiştim. Mağaraya Kenan'la beraber girmişken şimdi hiç bilmediğim bir evde, hiç bilmediğim insanlarla beraber olmak, gerçekten çok garipti.

"Benim burada ne işim var?" diye sordum bakışlarımı etrafta dolaştırırken. "Gel, içeri geçelim. Anlatacağım."

Hole doğru girdiği sırada onu durdurdum. "Şu odada konuşalım." Söylediklerim sanki komikmiş gibi bir kahkaha attı. "Merak etme. Biz yokmuşuz gibi davranabilir."

Cevap verme gereği duymadan peşinden ilerledim. Çok enteresan bir kızdı. Davranışları, hareketleri ama en çok da bakışları garipti. Her an birini öldürebilecekmiş gibi ancak aynı zamanda dünyanın en sıcakkanlı insanıymış gibi.

Holden çıktığımız an, sanki farklı bir eve girmişiz gibi hissettim. Az önceki küf kokusu bile yoktu burda. Eşyalar yeni döşenmiş, son derece düzenli ve temiz bir yerdi.

"Çağın buradadır." dedi Elvin. Daha sonra gösterdiği kapının karşısındaki kapıya gitti. "Biz burada konuşalım." Onu takip ederek girdiği kapıdan içeri girdim. Her ne kadar tedirgin olsam da şu an ona güvenmekten başka çarem yoktu.

CIPAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin