『First Kiss On His Freckles』

2.6K 277 134
                                    

06.09.2017

"Yoruldum..."

Felix sızlanarak yanıma oturup kafasını omzuma koyduğunda telefonumda bir şeyler yapıyordum. Pratik odasındaydık, çocuklar da buradaydı. Yemek yiyorduk ama ben çoktan bitirmiştim. Zaten 8 kişiyle birkaç parça yiyebiliyordu herkes.

Kolumu Felix'in omzuna atıp onu daha da yakınıma çektim. "Vlive yayını yapacakmışız birazdan. Uzak durmamız gerekecek."

Bunu dememle benden biraz uzaklaştı.

"Şimdi uzak dur demedim ki, sevgilim." Çocuklar duymasın diye sessizce söylüyordum.

"Niye uzak durmamız gerekiyor ki? İstemiyorum uzak durmak falan." Sakince istemediğini belirtirken iç çektim. Bu yasaktı, belli olursa kim bilir ne olurdu?

"Felix bize söylenen kesin kuralların biri de ilişkimiz olmaması gerektiğiydi, biliyorsun değil mi?"

"Umurumda mı? İlişkimi neden saklamak isteyeyim ki? Kimse belli etmekten beni alıkoyamaz." Biraz sinirlenmiş görünüyordu. Açıkçası Felix'i asla kızgın görmemiştim. O çok sakin bir insandı.

"Patronumuz dışında kimse. O sözleşmeyi kuralları çiğnemek için mi imzaladın?" Ben de kızmıştım. Gereğinden fazla yakın olursak fanlar shiplerlerdi, ve bu iş ciddiye dönerdi. JYP ile sırf bu durumdan yüz yüze kalan sunbaelerim vardı. O duruma düşmek istemiyordum. Niye anlamıyordu ki?!

"Hayır. Peki sen o sözleşmeyi sevgilinle hiç yakınlaşamayacağını planlayarak mı imzaladın?" Felix gerçekten kızmış ve kaşlarını çatmıştı. Haklı olabilirdi, ama ben de haklıydım. Bunun için bana kızmamalıydı.

"Bak, kız olsaydın belki normal karşılanabilirdi ve yakınlaşabilirdik ama-"

"Ne?!"

Bağırmasıyla ben de kaşlarımı çattım. Yanlış bir şey dememiştim. Gerçek olan şeyi söylemiştim. Çocuklar da bize dönmüş bakıyordu.

"Bir sorun mu var?" Chan hyung şaşkınca sorunca kafamı salladım. Felix'in bileğinden tutup odadan dışarı çıktım. Erkekler tuvaletinde bir kabine girip kapıyı kilitledim. En azından kimse duyamıyordu.

"Felix haklıyım işte! Kız olsaydın bir şeylere izin verilebilirdi, Momo noonaya izin verildiği gibi. Ama kız değilsin ya da ben kız değilim. Bu Kore'de zaten önyargılı olunan bir şey. Kız-erkek idol ilişkileri bile bu kadar nefret alırken yakınlaşmamız doğru mu?"

Hala çattığı kaşlarıyla beni dinlerken aklımın bir köşesinden çok güzel olduğu geçiyordu. Ben de onunla temas etmek istiyordum, ama olamıyordu işte.

"Sınırlanmak istemiyorum Changbin. İstemiyorum! Sen benim sevgilimsin. İnsanlar umurumda değil. Sadece el ele bile tutuşamayacak olmamız beni kızdırıyor. Ve sen gelmiş burada hiç temas kurmamamız gerektiğini söylüyorsun! Kapıyı açar mısın? Çıkmak istiyorum."

Bana saygı ifadesini bıraktığından dolayı biraz afallamıştım ama sorun değildi, sevgilimdi o benim. Çok takmadım. Umarım diğerlerinin yanında bunu demezdi tabii. Kapının tarafında ben olduğum için olduğu yerden çıkamıyordu. Onu sıkıştırmamıştım, kabin iki kişi için yeterli büyüklükteydi. Ama ben çekilmeden kapıya ulaşması imkansızdı.

"Hayır, çıkmayacaksın. Felix lütfen davranışlarına gerçekten dikkat et. Burası şirket... Üyeler öğrense yine bir şey olmaz, tamam ama..."

"Ya dalga mı geçiyorsun? Ben ne diyorum, sen ne diyorsun? Kimseyi umursamıyorum ben Changbin, tamam mı?! Eğer bu kadar çok umursuyorsan o zaman beni daha çok engellemeye çalış. Her seferinde seninle birlikte olmaktan geri durmayacağım. Kameralar açık ya da kapalı, umurumda değil."

Felix'in kesin yüzüne bakarak derin bir nefes aldım.

"Bu bizim kariyerimizi etkiler, farkında mısın bilmiyorum. Ben buraya çok zor şeylerle geldim. Sen de öyle. Bunu neden riske atasın ki?" Haklıydım, tamam mı? Hem de çok.

"Riske atmayalım diye biz sevgili de olmayalım o zaman?"

"Saçmalama Lix öyle demek istemediğimi sen de biliyorsun."

"Şurada iki saat boyunca benimle temastan kaçındın! Şimdi de gelmiş bu anlamsız konuşmayı yapıyorsun. Neresi 'saçmalama' oluyor bunun?"

O bana saydırırken fondötenle kapattığı çillerini görmek için yüzündeki makyajı elimle sildim. Beni azarlıyordu, haklı da olabilirdi ama bu güzelliğini bozmuyordu. Şu güzel çillerini niye saklıyordu onu da anlamış değildim. Saklamasaydı da güzelce öpebilseydim keşke böyle küçük kaçamak yerlerinde.

Bunu hayal ederken yavaşça onu kapana kıstırdığımın farkında değildim. Aklımı başımdan alıyordu. Tartışırken bile...

"N-ne yapıyorsun, hyung?" Felix'in heyecandan mı yoksa bu kadar yakınlıktan korktuğu için mi titrediğini bilmediğim sesi kulağıma 5 saniyelik şarkı gibi gelmişti. Onu öpmek istiyordum. Evet, bir ay olmuştu fakat biz öpüşmemiştik.

"Bilmiyorum," Burnumu minik burnuna sürterken mırıldandım. "Sayende kontrolümü kaybediyorum..."

O an onu öpmek gibi bir düşüncem yoktu. Sadece çillerini tek tek öpmek istiyordum. Dudaklarımı çillerinde dolaştırdım,hepsine nazik öpücüklerimi bıraktım. Benimdi artık hepsi, benim izim vardı. Kapatamazdı onları. İzin vermeyecektim. Yanağından dudaklarına kayarken dudaklarım, dudağının tam kenarında durdum. Bu daha özel olmalıydı, şirketin tuvalet kabininde değil.

Geri çekilmeden önce manzaramı görmek için gözlerimi açtım. Gözlerini kapatmış, kirpikleri titrerken burnundan değil de dudaklarından nefes alıp veriyordu. Heyecanlandığı çok belliydi. Kızarmıştı da. Bu haline gülümsedim ve son bir kez kapalı gözlerine öpücük kondurup geri çekildim. Ben de kızarmıştım.

"..." Yutkunma sesini duyunca arkamı dönüp kilidi açtım ve çıkmasına izin verdim. Arkasında pratik odasına yürürken gülmemi engelleyemiyordum. Ne olmuştu orada öyle?

§§§§§§

"Senin yüzünde makyaj yok muydu Felix? Çillerin güzel görünüyor. Neden makyaj yapıyordun ki?" Hyunjin yurda gittiğimiz arabada karşısındaki Felix'e sorarken yine gülümsedim. Aklıma gelmişti makyajını silip teker teker çillerini öptüğüm an.

"Sadece... Biri bana silmem gerektiğini ima etti. Ben de bir daha yapmadım. Güzel durduğunu sanmıyorum ama sanırım bir daha günlük hayatta kapatmayacağım."

Bunu demesiyle gülümseyip çaprazımdaki ona baktım. Göz göze geldik ama o gözlerini kaçırdı. Gerçekten utanmış olmalıydı. Birçok kez daha öpüp utandırmak istiyordum ben onu ama. O çok güzeldi.

"Bu arada Changbin hyung."

Telefonuyla oynayan Seungmin'e döndüm.

"Sevgilin olduğunu biliyorum. Ve bu kişinin," Benimle göz teması kurup sessizce gülümsedi. "Kim olduğunu da biliyorum."

Nasıl, nasıl biliyordu?
_____

ayni yurtta yasiyonuz canim

firsts are memorable, changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin