HACKER

189 22 17
                                    

Patrick uzun düşünceler arasında yürümeye çalışırken onun bu sessizliğini bozmak en iyisiydi. Çünkü işime duyguyu karıştırmazdım. Onu sıçratacak bir ses tonuyla;

Dedektif;
- Uzun düşünmek kısa cümleler kurdurur. Kısa düşünmek de uzun.
Patrick;
- Öyle biraz daldım. Dedektif abartılacak bir şey yok.

Dedektif eliyle sokağın aşağısında bulunan evleri işaret ederek;
- 3. evden sağa sapıcaz. Çıkmaz sokak çıkacak tam karşımızda ki ev.

Patrick hiç cevap vermeden tamam der gibi başını aşağı yukarı sallar.


Patrick

Adımlarım yaklaşırken babamın hangi enkazı cehenneme dönüştürüp üstüne kum atıp virane ettiği gül bahçesine gittiğimi düşünüyordum.

Peki biz neden buraya gelmiştik? Acaba dedektif bir şeyler mi biliyordu?

Patrick;
- Biz neden buraya geldik.

Dedektif;
- İlacın içeriğini merak etmiyor muyuz?

Patrick;
- Merak ediyoruz da...

Dedektif;
- Tamam işte bize bir hacker lâzımdı. Oda şansına babanın eski hastası çıktı.

Patrick;
- Kusura bakma ortak biraz gerildim galiba.

Dedektif;
- Geldik zaten bırak artık şu duygusallığı...

Evet gelmiştik demir kapının yanında duvarda asılı olan zile dedektif tam 7 kere bastı. Kapı açılmıştı yüzü maskeyle örtülü biri hic konuşmadan arkasına dönüp içeriye doğru yürümeye başladı. Arkasından da biz... Sessiz adımlarla gitmek zorunda mıydık? Ah bilmiyorum neden bu kadar gerildim. Bildiğim tek şey bir an önce işimiz bitsin ve gidelim. Aslında bilmediğim bir şey vardı bu ev,şu an girdiğim oda hayatımın anlamıydı...

Siyah çarşafı gererekten kapının iki ucuna çiviyle çakarak kapıyı mı gizlemek istemişti. Perdeyi çekip kapıyı aralayınca içerden mor bir ışık vuruyordu ve sayısız kuru kafa...

Kuru kafa mı? Hemde insana ait, babamın hastası olduğu belli. Belki baba mı pek seven biri değildi. Dedektif kim olduğumu söylemese bari.
Bilgisayarın başına geçti bizim hacker dedektif ona bilgilerini çalacağı sitenin adını söyleyip gizli bir raporda ki ilacın içinde ki maddeleri öğrenmeleri gerekli olduğunu falan anlatmaya çalışıyordu. Hacker de hiç cevap vermeden siteye girip bütün bilgilere ulaştı....

Evet elimizydi artik bilgiler...

Hacker çıkarttığı sonuçlara teker teker bakarak bir şey arıyordu. 6-7 tane kağıdı geçtikten sonra bir tanesini hızlı bir şekilde bana uzattı. Elime aldığım kâğıtta ilacın bütün içeriği vardı. Yüzünü sakladığı örtünün altından birden kahkaha atmaya gizemli halinden kurtulmaya başladı. Üzerindeki örtüyü de çıkardı. Hâlâ gülüyordu ama yüzünün güzelliği... Bu nasıl bir güzellikti. Ben içeri girdiğimde erkek sanmistim ama bildiğin kadınmış hemde babamın ellerinde kalmış bir güzellik.

- Ben bu ilacı kullandım, doktor bana bu ilaçtan veriyordu. Belki o yüzden o zaman hiç bir şeyi hatırlamadım. Dedi bizim hacker.

Dedektif;
- Biliyorum acı çektin. " sana hiç bir zaman neler yaşadığını sormadım. Sana o anları tekrar yaşatmak istemem ama bana şimdi o zamanlar yaşadıklarını anlatır mısın?

Üzgünüm Anneanne

Hani sobanın başına oturur mandalina kabuklarını sobanın üstünde kurutur tüm evi kokuturduk ya. Işte ben de anneannemle kış gecelerinden öyle oturur. Anneannemin anlatacağı masalı beklerdim. Her gece ayrı bir masal ayrı bir hayaldi benimdi için.
O gece yine öyle oturmuştum mandalinanın yanına portakal kabuklarını da soyup sobanın üstünde kokusunun çekerken anneannem koltuğuna oturup yanına yaklasmamı bekliyordu. Bende heyecanla hangi masalı dinleyecegimi düşünürken başımı dizlerine yatırıp saçlarımı okşamaya başladı. O kadar güzel bir andı ki mandalinanın kokusuyla bütünleşip büyüleniyordum. Anneannem o tatlı sesiyle konuşmaya başladı.
- Güzel yavrum, torunum benim bu gece masal değil gerçekleri konuşacağız.
- Hangi gerçekleri anneanne.
- Sen daha çok küçüksün ama senin hayatta yalniz olmadığımızı bilmesin. Onlar her yerde herkesin basında varlar.
- Anlamadim neler var?
- Periler, her insanın bir perisi vardır.Senin perinde başında sen ne istersen perin yerine getirmeye çalışır. Ama sakın onları kızdırma o zaman seni üzerler.

Daha cümlesini yeni bitirmiş ki, üstüme doğru düştü. Hareket etmeden öylece ikimizde yerde yatıyorduk üzerime düşmüştü. Belki uyanir diye uyan anneanne diye bağırsamda uyanmayacagini anlayınca. Ağlayıp anne diye bağırmaya başlamıştım. Annem yanima gelince anneannenin öldüğünü anlanmisti.

Eve gele misafirlerin aglamasindan anlamıştım anneannemin bir daha gelmeyegini işte 3 günü o gece herşey olmaya başladı....


BAŞIMIZDA KI PERILER

Yatağıma uzanıp anneannemin özlemiyle yanarken ilk önce ayak sesi duymuştum kulağıma doğru yaklaşan bir nefes Hadi yapalım dedi ve Yaptik....

Sonra doktora gittik ve herşey daha da karistı..... 5 yaşımdaydım o zamanlar.....

BÖLÜM SONU



10 eksi 1 DEDEKTİF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin