♕20. Böℓüм♕

249 19 5
                                    






*Yazardan*

      Jimin bir sure telefona baktı. Acaba doğru mu söylüyordu? Icinden 'hayir jungkook bunu yapmaz' diye geçirdi. Ama geçen günkü telefonda konuşan kız aklina gelince... berkide o kiz bu kızdı.


      Jimin ayağa kalkıp hızlıca montunu üstüne geçirdi. Telefonunu eline alıp evden çıktı. havanin kararmasına yarım saat vardı. O sürede hemencecik bakıp gelecek ve böyle bir şeyin olmadığını görecekti. Sadece merak ediyordu , jungkook'un bunu yapacağını düşündüğü için değil.


    Kızın verdiği adres burdan  yürüme  mesafesiyle 15 dakika falandı. Otobüsle 5 dakika. Jimin otobüse bindi hem havada soğuktu. Rüzgar esmeye başlamıştı.


    Eunji dışarıya bakınıyordu. Jimin'i gördüğü anda planını devreye sokacaktı. Siparişleri geldiğinde afiyetle yemeye başladı.


     Yaklaşık yedi dakika geçmişti ama jimin hala görünürlerde yoktu. Jungkook tabağını bitirmişti. Eunji de bilerek yavas yiyordu. Bir kac saniye sonra Eunji ıçeri giren jimini gördü. Gülümseyerek jungkooka baktı. Içinden 'ah canım olacaklardan hic haberi yok' diye geçirdi. Elini jungkook'un çenesine koyup onu kendine yaklaştırdı ve öpmeye başladı. Jungkook bu ani davranışla şaşırmıştı.


    Jimin içeri girdikten sonra gözleriyle etrafı taradı. Biraz uzağında jungkook'un  bi kızla oturduğunu gördüğünde gözlerine inanamadı. 'Doğruymuş' diye geçirdi içinden. Tam bir adım atmış yanlarına doğru gidecekken kızın onu öpmesiyle put gibi olduğu yerde durdu.


    Gözleri yaşarmaya başlamıştı. Jungkook bunu ona nasıl yapabilirdi. Aldatmıştı onu. Jimin ellerini yumruk hâline getirdi. Gözünden bir damla yaş yanağına düştü.


   Jungkook , Eunji'nin onu öpmesine o kadar şaşırmıştı ki bir sure bir şey yapamamıştı. Sonra aklı başina gelince onu itti. 'Ne yapıyorsun.' Dudağını sildi. 'sevgilimi öpüyorum.' 'Bana bak artık bu son noktaydı kac defa diyeceğim.' Jungkook sinirle ayağa kalkmış gidecekken konuştu. 'Ben gidiyorum.' Arkasını döndü Ve döner dönmez aglayan Jimin'i gördü. 'Hayır hayır!' Sesizce konuşmuştu.


    Jimin, jungkook ona bakınca daha fazla orda duramayıp ağlayarak dışarı çıktı. Ardından jungkook. Ve tabiki bu anı kaçırmak istemeyen Eunji hesabi masaya koyup peşlerinden çıktı.


    'Jimin Jimin!' Jimin hızlıca yürüyordu aynı zamanda da burnunu çekiyordu. 'Jimin beni dinle.' Jungkook ona yetişip kolundan tutup kendine çevirdi. Çevirmesiyle Jimin yanağına sertçe tokat atmıştı. Jungkook yüzü yana düşerken Jimin bağırarak konuştu. 'Yeterrr! Yine mi yalan uyduracaksın. Gözlerimle gördüm öpüyordun kızı!' Jungkook hicbir sey soyleyemeden sadece onu dinledi. 'Ne oldu konuşsana! Hadi yalan olduğunu söyle.'

   
    Jimin hala ağlamaya devam ederken jungkook konuştu. 'Özür dilerim.' yüzüne bakamıyordu. Jimin'in yüzü tiksindirici bir hal almaya başlamıştı. 'Özürün hic bir şeyi değiştirmeyecek, beni aldattığını değiştirmeyecek, başka birinin dudaklarını öptüğün gerçeğini değiştirmeyecek.' Jimin hem hıçkırarak ağlıyordu hemde bağırarak konuşuyordu.


    Jungkook hala sessizce ona bakarken jimin 'Bir daha sakin bana yaklasma' dedi. Jungkook aniden yüzünü kaldırdı ve yaşlı gözlerle jimine baktı. 'Hayır hayır Jimin özür dilerim.' artik o da dayanamamış aglamaya baslamisti. 'Onu bu iğrenç seyi yapmadan önce düşüncektin. Artık bitti.'


    Jimin arkasını dönmüş giderken jungkook tekrar yetişip kolunu tuttu. 'Lütfen açıklamama izin ver yalvarırım Jimin beni sensiz bırakma *hıck* Yalvarırım.'  Jimin yüzüne baktı ama hic bise demeden kolunu ondan çekti. 'Jimin Jimin!' Jimin kollarını vücuduna dolayıp oradan ayrıldı.


   .Jungkook ise onu karanlıkta gidişini izledi. Gözden kaybolduğunda arkasına döndü. Eunji film izler gibi onu izliyordu. Yüzünde alaycı bi ifade vardı. Jungkook butun bunların sebebini Eunji olduğunu biliyordu. Bi sinirle hızlı adımlarla yanina ilerledi.


     'Sen söyledin... sen söyledin dimi!' Bağırarak konuşmuştu. 'Ne geçti ha eline ne geçti.' 'İntikamımı aldım.' Jungkook ne söylediğini anlamamış gibi yüzüne baktı. 'Hahh cidden seni sevdiğime inandın mı? bunların hepsi oyundu.' Aşağıcı gözlerle ona bakmayı sürdürürken devam etti. 'Amacım seni üzmekti.' 'Neden ben sana ne yaptım' Jungkook bu işten bıkmış gibi sinirle soluyordu.


     Eunji de onu gibi sinirlenerek konuştu. 'Sen...sen benim hayatımı kararttın senin yüzünden intihar ettim ben.' 'ne yaptın ne?' Jungkook dediklerine inanamıyordu. 'Duydun ben senin yüzünden intihar ettim. Daha on dört yaşındaydım. Sadece seni sevmek istedim. Ama sen benim duygularımı kullandın beni bir çöp gibi ortalıkta bıraktın. Üstüne ailem psikoljim bozuldu. *hıck* dayanacak gücüm kalmadı anlıyor musun? Kimsem yoktu benim sadece seni istemiştim.'


     Jungkook pur dikkat Eunjiyi dinliyordu. Bir kız onun yüzünden intihar mi etmişti. Küçücük bir yaşta bir kızın intiharına sebep olmuştu. Gözleri tekrar buğulanmaya başladığında devam etti. 'Yıllar sonra seni gördüğümde sana olan nefretim gun yüzune çıkmaya başlamıştı. Bana çektirdiğin acının aynısını çekmeni istedim.' Eunji göz yaşlarını silip güçlü görünmeye çalışarak 'Başardım da. Bak anladın mı nasıl bir hismiş. Yıllar önce aynı hissi bende yaşadım. Artık hic bir erkeğe güvenmiyorum?'dedi.


     Jungkook ne dediğini bilmez bir halde Eunji'nin karşısında dikilirken garson içeride unuttukları paketleri getirdi. 'Bayan bunlar sizin olmalı.' 'Oh Evet teşekküler.' Poşetleri alıp jungkook'a döndü. 'Seninle işim bitti. Mümkünse bir daha karşıma çıkma.' Yanında geçip giderken jungkook hala olanları anlamaya çalışıyordu. Ne garip bi gündü boyle.


    Arkasını dönüp oda yürümeye başladı. Nereye gittiğini bilmeden yürüyordu. Jimin onu terk etmişti. Bir daha bana yaklaşma demişti. Bitti demişti. Jungkook onsuz bir dünya düşünemüyordu ki. Jiminsiz dünyada nefes alamazdı. Issız sokaklara girdiğini gördüğünde biraz tedirgin oldu. Bu civarlarda fazla iti kopuk vardı. Hızlıca yürümeye başladı.


    O sırada arkada biri omzuna dokununca yerinde sıçradı. Döndüğünde iki kişi olduklarını gördü. 'Haha korktun mu güzelim.' 'Siz kimsiniz?' 'Sanane.' Jungkook geri geri yürüyüp kaçacakken kolundan tutulmasıyla bu girişimi başarısız oldu. 'Nereye gidiyorsun. Daha yeni başladık.' 'Ne istiyorsunuz.' 'Para dökül.' 'Yok para falan.' 'hmm bak sen.' Jungkook'un üstüne üstüne gidip bi evin duvarında sıkıştırdılar.


   'Yok dedim.' 'Hadi ama bizi zorlama aksi takdirde baska yoldan alicaz.' Diğer adam cebinden çıkardığı bıçağı jungkook'un üstüne tuttu. Jungkook bıçağı gördüğünde far görmüş tavşan gibi gözlerini açmıştı.


   'Ver dedik.' Jungkook etrafa bakındı yardim isteyecekti ama kimse yoktu. Sonra çevik bi hareketle onu tutan adama dizini geçirdi. Adam acıyla inlerken diğerinede tam dudağının kenarına yumruk atmıştı. Ikisinin boşluğuna geldiği anda kaçacakken uzun olan yani jungkook'u tutan adam arkadaşının elindeki bıçağı alıp jungkook'un karnına sapladı. Jungkook acıyla karnını tutarken yere düştü. Adam bıçağı çekip cebindeki paraları alıp arkadaşıyla koşarak uzaklaşmıştı.


   Jungkook yerde can çekişirken. Elini karnına bastırmaya devam etti. Gücünün yettiği kadarıyla 'yardım edin' diye bağırdı. Ama etrafta kimse yoktu. Son kez bağıracaktı ki bilincini kaybedip bayıldı.




.
.
.






Yazık oldu jungkookuma 😞 🐰

Ψσυ Iη My Ήєαят - JιкσσкHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin