Kutuyu masanın üstüne bırakıp ıçeri gittim. 'Gencolar günaydın.' 'Günaydın tae.' Salona geçip yanlarına oturdum. 'Sana ayrı bir günaysın jinaşkım' 'aydi zaten.' Owww burada neler dönüyordu böyle. Bizim jin taeye abayı yakmıştı. Hâlâ birbirlerine bakarken konuştum. 'Bugun birşeyler mı yapsak.' 'Ne gibi aşkım.' Jimin'in herkesin içinde bana aşkım demesi bir an dönüp ona bakma isteği oluşturmuştu. Gülümsememi arttırarak sözüme devam ettim. 'Bilmem kafeye falan gideriz.' 'Bana uyar siz peki.'
Jin ile tae birbirlerine bakıp kafalarını salladılar. 'Tamam o halde öğleyin çıkarız.' 'Artik kahvaltı mı etsek çok acıktım.' 'Benim minnak tavşanım acıkmış mı?' Jimine yaklaşarak fısıldadım. 'Jimin herkesin yanında deme söyle utaniyorum.'
'Senin utanmanı yerim benn.' Yanağıma öpücük koyup geri çekildi. Bende karşılığında dişlerim gözükecek kadar gülümsedim. 'Aşk kuşları burda kiskananlar var.' 'Ben hic de kıskanmıyorum.' 'Doğru Jinaşkım bizde bunları yapıyoruz.' Jin taenin bacağına vurunca tae bağırmıştı.'ahhh acittin ama.' 'Neden herkese söylüyorsun bunlar özel şeyler.' Jin yerinden kalkarak odasına doğru gitti 'Özür dilerim sevgilim lütfen beni affet.' Tae de ayağa kalkarak ona yetişmeye çalışıyordu.
'Bunlar daha çok kavga eder.' Kalkarak mutfağa gittim jiminde peşimden geldi. 'Doğru en iyi çift biziz.' Kollarımı boynuna sararak cilveli cilveli konuştum. 'Nasıl bir çiftiz biz hm?' Beni mutfak tezgahına yaslayarak konuştu 'seksi ve sevimli.' 'Demek seksi örnek göstersene.' Penisini bana bastırınca gözlerimi kapatıp inledim. 'ahhmm' dudaklarını boynuma yaklaştırıp kelebek öpücükler bıraktı. Elleri kalçama gelip sıkınca sıçradım.
Hem boynumu öpüyordu hemde kalçamı sıkıyordu. Azmama az kalmıştı. 'Ji-jimin odaya gitsek mi?' 'Azgın tavşan seni.' Birsüre daha burda beni öpmeye devam ederken. Birinin 'ohaa' demesiyle ikimiz birbirimizden ayrıldık. Gelen namjoondu. 'Çüş bari gözümün önünde yapmayın.' 'Özür dileriz.' dedim hemen. 'Jin nerde kahvaltı hazırlayalım çok açım.' 'Odada.' JIINN.' 'Ne var ne.' Jin odadan çıkıp yanımıza geldi. 'Ne oldu.' Bu ne haldi böyle dudakları şişmiş tişörtünün yakası aşağı kaymış saçları darmaduman olmuştu. Artık odada ne yaptılarsa.
'Kahvaltı hazırla.' 'Yav ben kölemiyim.' 'Hayır aşcımızsın.' 'Neden tekce ben yemek yapıyorum.' 'Cunku en guzel yemeği sen yapıyorsun.' 'Doğru ben yapıyorum.' 'Jin gel ben sana yardim edicem.' Birlikte bir şeyler hazırladıktan sonra masaya geçtik. kahvaltının ardından bulaşıkları yılmadık ve giyinmek üzere odalarımıza gittik.
Dolabımi açıp ne giyebilirim diye baktim. Pek doğru düzgün bise yoktu. Hava bugünde bulutluydu. En ıyisi kalın giyinmekti. Boğazlı dar beyaz kazağımı üstüme geçirdim. Altıma da kot pantolunumu giyip kazağı icine soktum. Aynada kendime baktım. Olmuştu ya. Uyumluydum. Saçıma fön dudağıma parlatıcımı sürüp cüzdanı ve telefonu alıp odadan çıktım. Jimin koltukta oturmuş bekliyordu. 'Hazırım' 'harika olmuşsun.' 'Sende aşkım.' Jin ile tae de gelince evden çıktık.
Biraz yürüdükten sonra sessiz bi kafeye geçtik. Montumu çıkarıp sandalyemin arkasına astım ve Jimin'in yanına oturdum. Kafede sadece bizim masamızla iki masa daha doluydu. Siparişleri söyledikten sonra sohbet etmeye başladık. Havadan sudan konuşurken ıçeri bir grup kiz girmişti. Hepsi bu soğuğa rahmen bu kadar açık saçık giyindiklerine göre havalı kızlar olmalıydılar. Işleri güçleri erkek taslamak. Boya küpüne batırılmış gibiydiler. Tam önüme dönecektim ki birtanesi bana gözlerini dikmiş bakmaya başlamıştı. Masaya gidene kadar hala dik dik bakıyordu. Sanki beni bir yerden tanıyor gibi kaşlarını çattığında önüme geri döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ψσυ Iη My Ήєαят - Jιкσσк
De TodoJimin bana üzgün üzgün bakarken konuştum. 'tamam tamam bakma öyle. ' hafiften gülümseyip bana dogru yaklaştı. Kollarını boynuma sarıp konuştu. 'inşallah sana saçma sapan şeyler söylememişimdir. Hiç bişe hatırlamıyorum.' Biraz bekledikten sonra kon...