Jimin bana üzgün üzgün bakarken konuştum.
'tamam tamam bakma öyle. '
hafiften gülümseyip bana dogru yaklaştı. Kollarını boynuma sarıp konuştu.
'inşallah sana saçma sapan şeyler söylememişimdir. Hiç bişe hatırlamıyorum.'
Biraz bekledikten sonra kon...
Yugyeom'un konuşmasıyla büyük gaza gelmiştim. Akşam Jimin evden çıktıktan sonra yugyeom'u arayıp hazırlamasını söyledim. Odaya geçip dolabını karıştırmaya başladım. Ne giyebilirim ne giyebilirim? Söylenirken gözüm kıyafetlerimin en arkasına duran henüz bir kez bile giymediğim o zamanda hangi amacla aldığımı bile bilmediğim siyah transparan gömleği gördüm. Cidden ne amaçla almıştım ben bu tül parçasını.
Başka birşeyler ararken telefonuma mesaj gelmişti. 'Tirrek yugi' kişisinden mesaj gelmiştir yazısını görünce sifreyi girip açtım.
Tirrek yugi: lan gidipte kot pantalon duz tişört giyme ha.
-ne giyim yaaaaaa
Tirrek yugi: dikkat çeken şeyler giy. Yoksa jimini kıskandıramazsın.
-tamam bakacam bir şeyler.
Tirrek yugi: on beş dakikaya ordayım.
-tamam.
Dikkat çeken tek kıyafetim vardı oda bu transparan gömlek. Oflayarak da olsa elime aldım. Sweati üstümden çıkararak gömleği giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Böyle bi gömlek olsun 😝)
Geçen ay aldığım deri pantalonu da giydikten sonra aynanın karşısına geçerek saçlarıma fön çektim. Gözlerime ince siyah kalem cektikten sonra dudaklarıma nemlendirici sürdüm telefonumu ve cüzdanımı alıp odadan çıktım.
Hole doğru yürüyordum ki namjoon 'un konuşmasıyla ona doğru döndüm.'oo jungkook nereye gidiyon kanka böyle.' 'Bara yugyeomla biraz eglencez.' 'Neden bugün derse girmedin.' 'Uyuya kalmışım.' 'Sanki bu aralar derslerini aksatıyormuşsun gibi ha.' 'Hayır çalışıyorum.' 'Peki peki seni tutamayayım. Iyi eğlenceler.'
Ayakkabımı ve deri ceketimi giyip kendimi dışarı attım. Hızlıca asansöre bindim. Eminim cok gec kaldım. 15 dk dedi nerdeyse yarım saat olmuştu. Kapı açılınca kendimi dışarı attım. Apartmandan çıktığımda yugyeom'un dışarıda olmadığını gördüm. Ne yani bos yere mi koşuşturmuştum. Bir kac saniye sonra ilerden bana el sallayan yugyeom'u görduğümde o tarafa doğru yürüdüm. 'Nerdesin lan on bes dakka dedin yoksun.' 'Kusura bakma kanki biraz yürüyeyim dedim.' 'Merak etme bende yarım saat sonra aşağı indim.' 'Ha salak.' Yürümeye devam ederken yugyeom aklina bise gelmiş gibi bana döndü. 'Hangi bar biliyor musun?' 'Evet bi kez hep beraber gitmiştik. Yani ordadır büyük bi ihtimalle.' 'Tamam hadi hızlanalım.'
Bes dakika sonra Bara vardık. Içeri girdiğimde burnuma direk sigara ve ter kokusuyla harmanlanmış garip bi koku gelmişti. Girişte cok insan yoktu biraz daha ilerlediğimizde sahne ve bar bölümü gözükmüştü.
