Hastane

465 19 2
                                    

Kaandan

Okul bahçesinde müdürümüzü bekliyoduk.Adam napıyo on saattir anlamadım ki.Alt tarafı gelcek iki kelime etçek gitcez.Ayrıca daha Batu'ya hesap sorucaktım.O Mert piçiyle alakalı sırrı öğrenmem lazımdı.

Bir kaç dakika sonra müdür kapıda göründü telaşlı bir hali vardı.Okulun içi karışıktı ama nolduğunu anlayamamıştık hala.Sonra okul görevlilerinden biri gelip okulu boşaltmamızı söyledi.Eylül ve Ece ordaydı olayı öğrenmeden gitmeye niyetim yoktu.Ya ona bişey olduysa?

Herkes çıkarken topluluğu yararak içeri girdim.Herkes Telaşlı olduğu için kimse takmamıştı.Alt kattan dumanlar çıkıyodu.Bende koşarak indim.İndiğimde müdürü kapıyı açmaya çalışırken gördüm.Eylülde onun yanında durmuş ağlıyordu.Koşarak oraya gittim.

''Eylül noldu!?''

Cevap vermeyinc onu sarsarak tekrar sordum.Fakat şoka girmiş bir hali vardı ve ağlamaktan başka bir halt yapmıyordu.Kapının önünde durdum ve açmayı denedim.Kim yaptıysa artık açılmıyodu.Tek çare kırmaktı.Müdür geri çekildi ve diğer görevlilere bağırarak bişey demeye çalışıyordu.Var gücümle vurdum ve kırdım.Gördüğüm görüntü karşısında şoka uğrdım ne yapıcağımı şaşırdım.

Mert piçi bu işten kolay çıkamazdı.Onu öldürmeden bırakıcağımı hiç sanmıyorum.

Ateşlerin bulunduğu yerden geçmeye çalıştım olmayınca kovayla su getiren hizmetliden kovayı alıp direk attım geçiş kısmı sönünce koşarak Ece'nin yanına gittim.Kucağıma aldığım gibi çıkardım.Dışardan siren sesleri geliyordu.Eminim okulun meraklı topluluğu-başta Ceren olmak üzere- toplanmıştı.

Binadan çıktığım da ambulans kapının dibindeydi zaten.Elimden aldılar ve sedyeye koyduktan sonra ambulansa yerleştirdiler ve ambulans yola çıktı benimde hemen o hastanede olmam lazımdı.Mert'i sonra halledicektim.Bu sefer kurtulma şansı yoktu.

Okulun dışına çıktım Batu'nun yanına gittim.

''Batu arabanla geldin dimi?'' Ehliyeti olmasa bile araba kullanıyodu.

''Evet noldu sana anlat ilk önce''

''Zamanım yok şuan gitmem lazım'' diyerek anahtarları aldım.Tam gidicekken biri kapıyı açtı.Bu Eylüldü.

''Benide götürebilir misin' dedi ağlamaklı bir sesle.Kafamı sallamakla yetindim.Son hızda gitmeye başladım.Yarım saat içinde ordaydım.Eylü'le birlikte hemen onun bulunduğu kata çıktık.Ordaki hemşirelerden biride bana şuan yoğun bakımda olduğunu söyledi.Tek çaremiz beklemekti.Eylül oturduğu yerde yine ağlayınca artık dayanamadım ve

''Susucak mısın!'' dedim.Çünkü bu durum yeterince sinir bozucuydu zaten.

''Bunların hepsi benim suçum'' diyebildi zar zor.Klasik saçmalama evresi.

''Hayır bunların hepsi o şerefsizin suçu bense ona bunu öyle bir ödeticemki..''

Sonraki dakikalardaysa ikimizde susmayı tercih ettik.Bu benim için iyiydi.Sessizken daha çok intikam planı yapabilirdim.

Doktor odadan çıkınca onun başna üşüştük.

''Hastanın durumu biraz tehlikeli.Yani o dumanın içinde onu bu duruma getiricek kadar kalmış.Şuan bilinci yerinde değil.''

Hastaneleri oldum olası sevmemiştim zaten.Bu doktorda aynıydı.Bişeyler geveliyo ama hiçbiri fayda sağlamıyo.Beklemekten başka hiçbişeyimiz kalmamıştı.Saat geceyarısına doğru gelirken biraz uyumaya karar verdim.

Sabah-

Eylül olduğunu tahmin ettiğim kişinin sesiyle uyandım.

''Kaan hadi kalkcaksın inşallah'' Gözlerimi açınca ağlamadığını gördüm bu iyiye işaretti değil mi?

''Gelişme var mı?'',

''Hayati tehlikesi geçmiş hatta yarım saat sonra ziyaretçide alıyolarmış'' bunu duyana kadar ruh gibiydim.Şu iki cümleyi duyduğum anda kendime geldiğimi hissettim.Geriye kalan tek şey yarım saatcikti.

Doktor gelip hangimizin ziyaret ediceğini sorduğu.Eylülle konuşmuştuk ve o benim girmemden yanaydı.Hadi Kaan yapabilirsin sinirlerine hakim ol.

İçeri yavaşça girdim.Geldiğimi farketmemişti sanırım.Dışarıya bakıyordu.Sesli bi şekilde kapıyı kapattım.Kafasını çevirdi ve beni görünce şaşırdı.Yorgun halide gözümden kaçmamıştı.Yanına gittim ve elimde olmadan birden sarıldım.Kollarımın arasında donup kaldığını hissetmiştim.O da kollarını hafifçe sardı sonra geri çekildim ve uydurucağım bahaneyi düşündüm.Hadi ama Kaan kaç yıllık öğrencisin bulursun bişeyler.

''Iıı ben birden öyle refleks olarak şey ettim.. neyse sen nasılsın'' Bu durumum onu güldürmüş olucakki hafifçe güldü.

''Yaniiii biraz garip ve yorgun''

Şu kapıdan çıkıp Mert'in ağzınını burnunu kırmamam için bir neden söyleyin bana.

''Önemli olan senin iyi olman benim için'' İlk defa bu kadar rahatlamış hissettim.

''O çocuğun benden bu kadar delicesine nefret ettiğini bilmiyodum cidden''

''Ben burdan çıktığım anda o diye bişey kalmiycak sen merak etme''

''Kaan sen karışma lütfen.O işi ailem halleder zaten.Seninde başın belaya girmesin'

''Ama..''

''Cidden sen boşver.'

Sence ben boşverir miyim tabiki hayır.Ama uzatmiycaktım.Biraz daha konuştuktan sonra gitmek için kalktım.Hiç istemesemde.Eylül'e iyice tembihledim.Bişey olması durumunda beni aramasını da on kere söylediğime eminim.Ece çıkana kadar buraya sürekli gelicektim ama Mert yakalanmadan onu öldürücektim.Şimdi sıra ondaydı..

DeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin