6~ Kilitli Kapı

2.3K 257 190
                                    

Lauv, BTS- Who

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lauv, BTS- Who

Elime aldığım kibriti tutuşturduğumda etrafı kaplayan aydınlık bana bir lambadan daha fazla şey göstermişti her zaman. Lambadan yayılan ışık sahteydi, gösterdikleri de bana her zaman öyle gelmişti. Ateşin hareketini üzerinde bir leke gibi taşıyan kibritin ısısı parmaklarıma yayıldığında, bu bana tam anlamıyla gerçek hissettiriyordu. Az ama etkili bir görüş alanı. Fazla ileriye bakmaya gerek yok, önümü görsem bile yeterliydi benim için.

Ve işte yine, elime aldığım haftalık çizelgemin her bir bölümüne tik atarak tamamladığımı görmek beni mutlu etmeye yetti. Azmi simgeleyen birikmiş her bir plan çizelgesi, istediklerime giden birer merdivendi çünkü. Ve ben her haftanın sonunda, üzerinde tamamlanmış planlarımın olduğu fîîlî cesetleri elime aldığım ateşle yakardım. Yırtıp çöpe atmaktansa, onu gerçekle yakarak küllerinin etrafa dağılışını görmek güzeldi çünkü bir yerde onları saklamak da geçmişe takılı kalan bir seçim olurdu.

"Bugün dersin yok muydu senin?" Ses, yan taraftaki odadan geliyordu. Soojin, her zaman sosyal birisi olmuştu. En azından ben onu tanıdığımdan beri öyleydi. Muhtemelen birazdan okulu ekerek arkadaşları ile buluşacaktı. Onu yargılamıyordum, sıkıcı bir okul hayatı yaşamaktansa bu monoton döneme biraz heyecan katmak istiyordu kendince.

"Bir tane dersim var ama ona da gitmeyi düşünmüyorum," dedim sakince. Beni duyamayacak kadar uzakta olduğunu düşünüyordum ancak henüz ben bu düşünceleri kafama tam olarak yerleştiremeden kapıda belirdi. Yüzünde imâlı bir gülümseme vardı. "Hadi ama!" Dedi, bu gülümsemeye eşlik eden aydınlık bir sesle birlikte. "Sen, tek bir ders için bile ülke sınırına kadar yürürsün." Dudaklarını birbirine bastırarak yanıma geldi ve tam karşımdaki koltuğa oturdu. "Sebebi, sıkıcı bir derse girmek yerine şu ultra yakışıklı, herkesin dilinden düşüremediği dans hocanın yanına gitmek istemen olmasın?"

Kısa bir an duraksadım. Yine de her dâim mantık çerçevesinde kalmasını sağladığım beynimin kıvrımlarında yabancı bir his belirivermişti. Bunun daha fazla yayılmasını önlemek için Soojin'i inceledim ve tüm konsantrasyonumu ona verdim.

Kırmızı, şık bitişli yazlık atleti, üzerine tam oturmuştu. Onun üstüne de, sıcaklatmayacak, altındaki atleti ile uyumlu bir ceket geçirmişti. Siyah kot etek ve hafif dolgulu, ince bağlama ipleri olan topuklu ayakkabılarını belki bir başkası giyse onda absürt dururdu ancak Soojin, gerçekten de ne giyse üzerinde taşıyabiliyordu. Elinde olsa eşofmanının altına bile topuklu ayakkabı giyerdi, öyle çok seviyordu topuklu ayakkabı giymeyi.

"Topuklu ayakkabı, kadınların en önemli silahlarından birisidir." Demişti bir gün bana. "Hem daha çekici gösterir hem de daha uzun." Yüzünde kocaman bir gülümseme ve şûh bir ifade asılıydı.

Dance To Death | LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin