13~ Kapanan Yaralar

1.8K 232 232
                                    

Linkin Park- In The End

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Linkin Park- In The End

Tek hatası doğmak olan bir insana, bir daha aynı hatayı yapmamasını söylemek büyük bir darbe indirmek değil de nedir? Beyninin her kıvrımına yerleşen anılar öbeği, yosun tutmuş ilk adımları ile balta vurulmuş son adımı arasında sıkışıp kaldığında bunu yapman için yalvarıyor olsa bile bu bir hata olmaya devam mı edecek?

Sıkışıp kalmak. Herkes doğru olanı yaptığını, seçimlerin senin elinde olmadığını haykırsa da senin için iz bırakmış tek bir kişi bile senin bir hata yaptığını tekrarlayıp durduğunda, hayat gerçek bir zindana dönüşüyordu. İşte o anda ellerin boş, ayakların özgür kalsa bile sen yine de bir yerlerde sıkışıp kaldığını hissederdin.

Şu anda da tam olarak böyle hissediyordum. Bir ânın içinde sıkışıp kalmıştım. Yapılanlar yapılmış, tüm adımlar atılmış ve geri dönmek imkansız bir hale gelmişti. Ellerimde kurumuş kan lekeleri, elbiseme kendi rengini bulayarak can verirken sanki benim tüm canımı da çekmişti. Bedel ödemişim gibi... Sanki o kanları bedeninden çekip ben almışım da bir daha elimden akıp gitmeyecekmiş gibi.

Bileğimi tutan parmakların baskısı azaldığında, bulanan zihnim ve zihnimin bir aynası gibi sislenen görüşüm, açılan kapı sesi ile birlikte eski haline döndü. Beynim tamamen uyuşmuştu, olduğum yerden tam olarak kalkmadan kafamı çevirdiğim yere gözlerimi dikmiş, sessizce bekliyordum. Şehrin bu bölgesinin doğal sesleri haricinde içinde bulunduğum ufak alanda tek bir ses dâhi çıkmadığı için ileride, hemen garajın önünde duran siyah renkli aracın açılan kapısının sesini net bir şekilde işitebilmiştim. Kendimi daha önce hiç bu kadar savunmasız hissettim mi bilmiyordum ancak hâlâ bileğimi tutan parmakların sahibini korumak ister gibi önüne doğru eğilmiştim.

O an, garajın girişine aracı park eden kişinin, açtığı kapıdan inmesini bekliyordum. Damarlarımdan akan kan donup kalmıştı sanki. Bizi takip eden kişinin şimdi karşımda duran aracın içinde olduğuna hiç şüphe yoktu. İçindeki kişi, siyah filmli ön camın bu tarafından seçilemiyordu. Yine de kapıdan çıkmadan önce, saniyeler süren bir zaman dilimi boyunca bana bakıyor olduğundan neredeyse emindim.

Kan dondurucu şaşkınlığım ve kanıma karışıp şaşkınlığımla birlikte donup kalan panik hâlimin sonunda, açık olan kapıdan ağır bir şekilde çıkarak garajın girişinde dikildi. O âna kadar kafamda onlarca senaryo belirip yok olmuştu ve hangisini yeniden oynatsam hep bir sıkıntı çıkıyordu. Ta ki araçtan inen kişiyi görene kadar.

Titrek bir nefes vererek dolan gözlerimi kırpıştırdım. Az önce akan damlaların yüzümde oluşturduğu kurumuş izler, elimdeki kanın izleri gibi hissedilebiliyordu.

Tanıdık keskin bakışları ve çok sürmeden buraya doğru atmaya başladığı adımları, gözlerimin biraz daha dolmasına neden oldu. Olduğum yerde doğrularak çaresizliğin işlediği gözlerle, garajdan içeriye girerek büyük adımlarıyla yanımıza kadar gelmesini bekledim. Gelen kişi, Kim Taehyung'dan başkası değildi.

Dance To Death | LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin