Kafamı tamam dercesine salladım. Kenan karşımdaki eve baktı. "Bu ev sonunda yapılmış cidden güzel olmuş ama hala kimse oturmuyor." Omuz silkip "Evet kim gelecek bilmiyorum büyük olasılıkla bir aile. İki katlı ve içi gerçekten kocaman olmuş ben işe giderken görüyordum."
Çocukluğumdan beri bu mahallede oturuyordum. Küçükken bir kaza geçirmiştim ve çoğu şeyi unutmuştum tek hatırladığım bu mahalleydi o yüzden hiç ayrılmamıştım buradan. Eda telefonumu kucağıma atıp "Evi boşverin Hakkı Bey'i ara hadi."
"Telefonla mı mail falan göndersem?"
"Adam senin sesini duyunca mutlu olacak biliyorsun." Derin nefes çekerek telefonumdan adını buldum ve aradım. Herkes sessiz bir şekilde bana bakıyordu.
"Asel?" Tok sesi avuç içlerimi terletmişti şimdiden.
"Mer-... merhaba Harun Bey."
"Merhaba. Ne güzel bir sürpriz telefonumda adının çıkması."
"Harun Bey ben Yücel şirketinden ayrıldım sizle çalışmak istiyorum." Ne olacaksa olsun pat diye konuya dalmıştım ama biraz duraksamıştı.
"Sebebi nedir ayrılmanın?"
"Kendimi sizleyken daha da geliştireceğime inanıyorum. Sibel Hanım'ı bilirsiniz zoraki elde ettiğimiz devamlı müşterimiz."
"Evet?"
"Onu bizim şirkete yani Kayayurt'a aldırmak istiyorum." 1 dakika boyunca sessizlik olmuştu. Heyecandan dudaklarımı yiyordum bile.
"Yarın gel başla."
"Teşekkür ederim efendim."
"Bana Hakkı desen yeter Asel."
"İyi günler." diyerek telefonu kapadım. Deli gibi bağırışıp eğleniyorduk. Kenan birden duraksadı. "Yiğit ile zoraki elde ettiğiniz müşterini Kayayurt şirketine geçirirken Yiğit nasıl tepki verecek peki?" Siktir! Hiç düşünmemiştim. Galiba bana çok kızacak ya da kırılacaktı. Yiğit ile olma şansım yüzde 0 bile değilken eksilere düşmüştüm bile. Ah, o ela gözleri kumral dalgalı saçları ve gülünce çıkan gamzeleri... Bir daha onları göremezsem intihar ederdim.
"Arayacağım akşam konuşacağım."Akşam olmuş telefon bana ben telefona bakıyordum sadece. Bir cesaretle aramıştım.
"Güzellik?" O güzelliğin seni yer yer
"Merhaba."
"Evet ne oldu?"
"Bu gece bize gelebilir misin? Seninle bir şey konuşmak istiyorum."
"Yarım saate oradayım." Diyerek telefonu kapadı.
Ne! Yarım saat mi? Aynaya baktığım da o kadar berbat haldeydim ki beni şu halimle görse kaçabilirdi herhalde. Koşarak duşa girdim 15 dakika da çıkıp hafif bir rimel ve sivilcelerimin üstüne concealer sürdüm. Bir kot bir de tişört giydikten sonra saçlarımı hafif kuruttum. Nemli kalmıştı ama idare ederdi. Biraz da olsa insana benzemiştim. Kapı çaldığında kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Kapıyı açtığımda elinde pizza ile bana bakıyordu. "Aç olduğunu düşündüm ve birlikte yemek istedim."
Ben sana açım sana.
"Ya teşekkür ederim. Girsene." Elinde ki pizzayı alıp tezgaha koydum. Evim 2+1 idi ve mutfağım ile salonum bitişik amerikan mutfağı tarzındaydı.
"Eee ne konuşacaksın bakalım benle?"
"İlk pizza mı yesek?"
"Olur." Çok korkuyordum kızacağından. Pizzaları yemiş deli gibi eğlenmiştik konuşurken.
"Ve evet artık o asıl mesele?"
"Ben Kayayurt şirketine başvurdum." Duraksamış ağzı hafif açılmıştı.
"Ama orada cidden çalışmak için değil sizin yanınıza geri girmek için. Toplantı ayarlayacağım sizle ve orada hünerlerimi göstereceğim. Emir Bey de benim ne kadar yetenekli bilgilş olduğumu görüp pişman olacak." Sadece bana bakıyordu. Şaşırmıştı.
"Peki nasıl yapacaksın?" Sesi durgundu. Kırılmıştı...
"Şey-...Asena Hanım'ı bize almaya çalışacağım ama tabi almış gibi yapıp almayacağım. Bak kızdıysan asla yapmam yani ben senin üzül-..."
"Harika."
"Ne?" Kaşlarımı havaya kaldırmış Yiğit'e bakıyordum.
"Bu harika bir fikir Asel. Gerçekten seni arıyoruz şirkette bu umarım işe yarar."
"Kızmadın mı?"
"Deli misin sana nasıl kızabilirim ben. Abim biraz katı evet ama bu başarını görmezden geleceğini sanmıyorum." Gülümseyerek Yiğit'e bakmıştım. Saçım öne düşmüştü ve saçımı kavrayarak kulağımın arkasına aldı. Kalbim yerinden çıkacak ya da duracaktı. "İyi ki seni tanımışım güzellik." Yangın var dostlar! Hemde kalbimde!
"Artık gideyim ben."
"Tamam tekrar umarım gelirsin." Bana sarılıp çıkıp gitti. Mal mal sırıtarak yatağıma yatmıştım ve sabaha kadar Asena Hanım'ın evini baştan aşağı tasarlamış çizmiştim. En sonunda ise uykunun kollarına kendimi attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronum
ChickLitHayatım birden bire değişmişti. Bir yandan hayatımın aşkı bir yandan ise nefret ettiğim abisi. Her şeyi yavaş yavaş anlıyordum, kimin ne olduğunu yavaş yavaş çözüyordum... Emre beni boğazımdan tutarak duvara vurdu. "Kimseye söylemeyeceksin!" Nasıl...