Yiğit kapı da şaşkın dolu bakışlarını benim üzerime kilitlemiş benden bir cevap bekliyordu. "Senin burada ne işin var asıl?" Dedim salak gibi. Abisinin evi istediği zaman gelebilir tabiki
Yiğit ilaç kutularını havaya kaldırarak "Emire getirdim sabahın köründe beni arayıp benden bir sürü ilaç istedi ama görüyorum ki gayet iyi şuan. Telefonda ölüyor zannetmiştim." Igneli ses tonuyla ellerini göğsünde birleştirdi. Emir hiçbir şey demiyor sadece duruyordu. Yiğit Bana yakınlaşarak yüzümü ellerinin arasına aldı. "Sen ağladın mi?" Yüzümü bir anda ellerinden kurtararak "Hayır." "Tamam o zaman burada bekle beraber gidelim." Dedikten sonra beni geçip Emir'e ilaçlarını verdi. "Iyi görünüyorsun." Emir omuz silkip ilaçları aldı. Yiğit kafasını mutfağa doğru çevirmişti. "Siz yemek yemissiniz,ikiniz ve -..." Emir Yigit'in onu ne geçmiş görüş acısını kapamıştı. "Sadece yemek yedik." Emir yüzüme bile bakmıyordu. "Peki." Dedikten sonra Yiğit elimi tutarak "Gidiyoruz güzellik." Demiş ve beni evden çıkarmıştı. Arabaya bindiğimiz de baş parmağı ile direksiyona vuruyordu bunu sinirliyken yapardı hep ve bende ses etmemiştim.
"Neden onunla yemek yedin?" Bekledigim ama hiç cevap veremeyeceğim bir soru yönelmişti.
"Asel?"
"İş yemeği."
"Yalan söyleyemiyorsun."
"Hasta olduğunu bildiğim için gittim."
"Nereden biliyordun Asel?"
"Akşam ki yemekten sonra kaçıp köşeye saklandım ve beni Emir buldu eve gittik orada hastalandı çünkü deli gibi yağmur yağdı ceketini bana verdi ben şanslıydım çünkü hemen hasta olacağmı anladım sıcacık şeyler falan içtim işe gelmeyince de hasta olduğunu anladım ve benim yüzümden hastalandığı için gidip evde bitki çayımı falan yaptım olay bu." Kalbim deli gibi atmıştı doğruyu söylemiştim ama eksik anlatmıştım.
"Gözlerin doluydu?"
"Değildi."
"Asel, Emir iyi biri değil gerçekten değil ondan uzak dur ve bende özür dilerim."
"Ne için?"
"Haleye çok yakın davrandım seni unuttum artık eskisi gibi hep yanındayım." Gülümsemiş kafami cama koymuştum.
"Sorun değil Hale çok guzel bir kız fiziği de mükemmel bastan aşağı kusursuz yani hak veriyorum sana sen o-..." sözümü sert ses tonu kesmişti.
"Hale umurumda değil. Benim en güzel kızım yanımda zaten." Fazla utanmış deli gibi sırıtıyordum.
"Böyle daha da güzelsin hep gül." Yiğit hep beni mutlu ediyordu hiçbir zaman gerçekten üzmemişti. Liseden beri ona aşıktım onun için zayıflamış guzellesmistim ama hicbir zaman onun hayalinde ki kıza dönüşemedim bu yüzden onu suçlayamazdım. Abim gibi koruyup kollamıştı her seferinde ve şuanda da aynısını yapıyordu. Evime bırakıp beni öptükten sonra "Asel dediğim her kelime de ciddiyim senin harika bir kalbin var cidden o ada-..." sözünü kesip "O adamdan hoşlanmıyorum ve eminim ki o da benden hoşlanmıyor bu konuyu lütfen kapatalim."
"Peki." diyerek iç geçirmişti ama eminim bu konu burada kapanmadı. Eve girdiğimde arkamdan Yiğit de girdi. "Aç mısın?" dedim yorgunluktan ölsem bile onun için her şeyi yapardım. "Hayır gideyim ben yarın sabah işte görüşürüz." dedikten sonra sımsıkı sarılıp gitmiş ve beni düşüncelerimle yalnız bırakmıştı. Kapının yanındaki boy aynasına yakınlaşarak dudaklarıma dokundum. Ben ile Emir mi? Canımın yandığını hissetmiştim, kalbim acıyordu. Alkol içmiştik ama bizi etkilemediğine emindim. Pijamalarımı giymiş yatağa uzanmıştım. Emir'i düşünmekten kafayı yemek üzereydim. Salak mısın Asel? Onu neden düşünüyorsun aciz misin kızım sen? Liseden beridir Yiğitten başkasına gözün kaymadı hep onu sevdin 25 yaşındasın kendine gel artık eski Asel değilsin ama neden dudakları bana çok tanıdık geldi. Of delireceğim!Kalkıp odamdaki ilaç kutusundan uyku hapı almış anca öyle uyuya kalmıştım.
Sabah telefonumun sesi beynimi deliyormuş gibi çalıyordu. Gözlerim kapalı telefonu açıp kulağıma getirdiğimde Sinem'in tiz sesi duyuldu. "Kızım sen neredesin? Hasan Bey gelecek hala yoksun Emir çok sinirli." Gözlerimi kocaman açarak saate baktım. Kahretsin! Saat 1 olmuş 10 da işe gitmem lazımdı o süreye kadar kimse nasıl aramadı anlamıyorum der demez 50 cevapsız arama 100 mesaj gördüm. "Ben uyuya kalmışım Sinem dün uyku hapı almıştım. Hemen geliyorum." der demez telefonu kapadım ve bir kot bir beyaz tişört ve lacivert bir ceket üzerime atarak saçlarımı topladım. Hafif bir makyaj yaparak gözlük takmış ayağıma beyaz converseleri giymiştim. Bu aralar spor takılmak istiyordum. Hemen bir taksi çağırarak iş yerine geldiğimde herkes yandın der gibi bana bakıyordu. Dünden sonra Emir oldukça sinirli olmalıydı hem ittirmiş unutmasını söylemiştim şimdi de geç kalmıştım. Elif sekreter yanıma gelerek "Emir Bey seni odasında bekliyor." Derin bir nefes alarak içeri girdim. Kafasını kaldırmıyor kağıtlarla uğraşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronum
ChickLitHayatım birden bire değişmişti. Bir yandan hayatımın aşkı bir yandan ise nefret ettiğim abisi. Her şeyi yavaş yavaş anlıyordum, kimin ne olduğunu yavaş yavaş çözüyordum... Emre beni boğazımdan tutarak duvara vurdu. "Kimseye söylemeyeceksin!" Nasıl...