Hasan Bey ağzı açık bize bakıyordu. "Siz tanışıyor musunuz?" Arda gülümseyerek "Böyle güzel bir kızla tanışmasaydım ayıp olurdu zaten. Üniversite arkadaşım hala çok güzelsin." Hale bir anda elini uzatarak "Bende Hale." demişti. Cilve yaparak söylemesi hiçbir şeyi değiştirmemiş Arda Hale'nin elini sıkarken bana bakıyordu. Emir boğazını temizleyerek "Bende Emir." dedi. Emir'in elini de sıkıp bana "Atlara bindin mi?" dedi. "Gidemedim ki çiftliğe daha." Arda Hasan Beye bakıp "Hala götürmedin mi Hasan amca?" Hasan Bey gülerek "Hadi gidelim o zaman ne dersiniz?" Emir "Ben gitsem iyi olur." dediğinde Hasan yüzünü buruşturarak "Yapma Emir hep beraber olalım bak burada iki güzel kızımız dururken bir de bizi bırakacak mısın?" Emir iç geçirerek zoraki gülümsedi. "Peki o zaman hadi Asel." diyerek arabaya yöneldiğinde Arda bileğimi tutarak "Asel benle gelsin siz beni takip edin." dedi. Emir bana dik dik bakınca kafa salladım. "Harika fikir seninle geleyim." Dişlerini sıktığını çene kemiklerinin kasılmasından görmüştüm. Hale Emir'in yanına koşturarak "Bende seninle geleyim." dedi ve arabalara binip çiftliğe gittik.
herkes arabadan indikten sonra "Burada sadece şuanlık atlar var diğer hayvanlar ile beraber sizin yaptığınız mükemmel çiftliğe gidecekler." Hasan Bey yanımıza gelerek "Çocuklar benim işim çıktı siz dördünüz takılın akşam yemekte görüşürüz." dedikten sonra yanımızdan ayrıldı. Arda elimden tutarak "Hadi sizi ata bindirelim." diyerek hızlı hızlı ilerlemeye başladı. Emir siyah bir at bulmuş sevmeye başlamıştı. Arda kahkaha atarak "Onun adı İnci kolay kolay kimseye yaklaşmaz şanslısın Emir seni çok sevdi." Emir atı severken kendinden geçmişti. O sert suratı eriyip yerine küçük bir çocuk gülümsemesi aldı. "Bak bu da Asil seni sevecektir yavaş ol." diyerek elimi ata yakınlaştırdı. At çok kısa bir süre sonra yüzünü avcumun içine oturttu. "Sana demiştim." Birden bir adam koşarak yanımıza geldi. "Arda Bey merhaba atları ayarlayayım mı?" Arda Haleye bakarak "Sen neden uzak duruyorsun?" Hale utangaç ses tonuyla "Atlar beni beğenmedi kime elimi uzatsam ısırmaya çalışıyorlar." Üzgündü istemsizce üzülmüştüm. "Arda git de yardım et ben seni bekleyeceğim bineceğimiz alanda." dedikten sonra Arda kafa sallayarak yanımdan ayrıldı. Adam beyaz ve siyah atı ahırdan çıkararak bineceğimiz alana doğru getirdi. İpi bana ve Emir'e uzatarak "Binebilirsiniz sakinlerdir." Dedi ve yanımızdan ayrıldı. Emir'in atı çok asil duruyordu. İkimizin atı da birbirlerinin yanına giderek sürtündü. Emir ile birbirimize baktıktan sonra atını biraz uzaklaştırmıştı. "Binebilir misin?" dedi alaycı ses tonuyla.
"Evet binerim." dedim kendimden emin bir şekilde ama asla binemezdim. Emir "Ata soldan binilir. Sol ayak üzengiye takılaraktan vücudunu yukarı doğru çektir. ve sağ bacağı atın üstüne at eğerin üzerine otur." Emir'e kahkaha atarak "Ben de biliyorum onları." dedim ama hiçbir şeyi bilmiyordum. Şükür bile etmiştim dediği için "Tamam o zaman." diyerek binmemi bekledi. Derin bir nefes alarak ata bindim. "Gördün mü yapıyormuşum." der demez at kıpırdamaya başladı. "Emir?" Emir atına binmek için yeltenmişti. At kalçasını hareket ettirince korkmaya başladım. "Emir bu hareket ediyor." Emir atına bindikten sonra "Normal değil mi sencede." At biraz yürümüştü ve ipleri sıkıca tutmuştum. Birden at hızlanmaya başlamıştı. "Asel durur musun?" O kadar korkmuştum ki ipleri sıkıca tutuyordum. Bu sefer iyicene hızlanmıştı. "Emir!" Diyerek çığlık atıyordum ama ipler o kadar uzun gelmişti ki atın boynuna sarılmıştım. At koşarak çitlerden atlamış alandan çıkmıştı. "Emir yardım et!" Atı durduramıyor bırak durdurmayı doğrulamıyordum bile. Arda beni görünce "Asel sakin ol geliyorum." dedi At birden çiftliğin yanındaki ormana girmiş durmadan koşuyordu. "Nolur dur Asil!" diyerek ağlamaya başlamış "Yardım edin. Emir yardım et!" diye bağırıyordum. Birden Emir'in sesi duyuldu "Asel sıkı tutun." der demez yanımdan atı ile geçip önümüzü kesti ve aniden atım şaha kalktı. Ellerim o kadar güçsüzleşmişti ki at şaha kalktığında ellerimi bıraktım ve yere düştüm. At birden olduğu yerde durdu ve hiçbir yere gitmedi. Emir direk atından inerek yanıma geldi. Ellerim soyulmuştu ve bacak bileğimi incitmiştim. Deli gibi bağırıp ağlıyordum. "Emir canım çok yanıyor." dedikten sonra at yanıma yaklaşarak kafası ile bana sürtündü. Attan kendimi uzaklaştırarak Emir'e sıkıca sarıldım "Korkuyorum." Beni kucağına aldıktan sonra Arda atı ile geldi. "Asel ben özür dilerim başında durmalıydım bineceğinizi hemen tahmin etm-..." Emir Arda'nın sözünü keserek "Kızın canı yanıyor bir an önce eve gidelim biz." Hava kararmaya başlamıştı. Arda "Hasan amcaya gidebiliriz orada Yeşim teyze iyi bakacağına eminim dedikten sonra Emir beni siyah ata yan bir şekilde oturttu. "Bana sıkıca sarıl Asel." diyerek kendisi de bindi ve yavaş bir şekilde ormandan çıktık. Asil arkamızdan sessizce geliyordu. Başta deli gibi koşan at şimdi sessizce takip ediyordu bizi ,çok saçmaydı. Arabalara geldikten sonra Emir attan inip beni tekrardan kucağına aldı. Arda Emir'e "Ben alırım Asel'i kucağıma." der demez Emir beni daha sıkıca tuttu. "Hale seninle gelebilir Asel benimle gelecek." dedi. Emir'in yüzüne baktığımda bana bakmıyordu. Hale koşarak yanımıza geldi. "Asel iyi misin? Ay binemeyeceksin madem neden denedin canım benim ya." O kadar canım yanıyordu ki Haleyi umursamadım. Emir beni arka koltuğa uzandırdı ve Hasan bey'e doğru gidene kadar tek kelime etmedi. Ben ise ağlayarak canım yandığını söylüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronum
ChickLitHayatım birden bire değişmişti. Bir yandan hayatımın aşkı bir yandan ise nefret ettiğim abisi. Her şeyi yavaş yavaş anlıyordum, kimin ne olduğunu yavaş yavaş çözüyordum... Emre beni boğazımdan tutarak duvara vurdu. "Kimseye söylemeyeceksin!" Nasıl...