Bölüm 4

439 17 0
                                    

Gün ışığı yüzüme çarparken gözlerimi hafif aralayıp elimle gelen ışığı kestim. Etrafa bakındım. Emir'in diğer odada öksürük sesini duyduğum da iyicene panikledim. Odaya girer girmez gözlerimi kapatmıştım. Birden dolap sesi geldi ve kemer sesini duydum. Giyiniyor olsa gerekti. Gözlerimi hafif araladığım da kotunu giymis üstü çıplaktı. Saçlari jöleli değil bu yüzden yer çekimine karşı koyup bir kısmı yana duserken buyuk bir kismi gözüne düşüyordu. Kabul etmeliyim böyle aşırı iyiydi. Her hareket ettiğinde sırtındaki kasları dans ediyordu adeta, dövmeleri vücudunda bir resim gibi çizilmişti. Gözlerimi iyice açmış bastan aşağı süzüyordum. Geniş omuzlara sahip kaslı kolları ve göğüs bölgesinin daha çıkık olması onu iri bir adam gibi  gösteriyordu. Yiğit ile karşılaştırınca görünüş açısından Yiğit yanından bile geçemez ama karakter açısından çöptü.  Künye kolyesini taktıktan sonra durup omzundan bana baktı ve ani bir şekilde gözlerimi kapadım.
"Hem kaba hem sapık başka nelerin var acaba?"  Ses etmiyor sanki uyuyormuş gibi davranmaya devam ediyordum.
"Seni gördüm Asel beni izlediğini biliyorum." Gözlerimi açıp yüzümü buruşturdum. "Niyetim seni incelemek değildi gözlerimi açtığımda giyiniyordun ve ses etmek istemedim bu yüzden de be-..."
"Bu yüzden de sen beni dikizlemeyi seçtin." Bana dönüp ellerini göğsünde birleştirince karın kaslarından kendimi alamadım. Tek bir kıl bile yoktu vücudunda kasık kıllarını saymazsak;gözüm oraya kaymıştı o bile çok düzgün duruyordu. Ses etmemiştim edemezdim de. Yataktan dogruldugum da üstümde sadece siyah bir tisort vardı. "Üstümü sen mi değiştirdin?"
Omuz silkip "Evet zaten yırtılmiştı sen sormadan ben söyleyeyim  vücudunun her yerini gördüm ama ilgimi çekmedi ben büyük göğüslü kızlardan hoşlanırım yeterince de büyük değiller." O kadar utanmıştım ki yer yarılsa da yerin dibine girsem istemiştim. "Aptalsın." Gömleğini giyerken kaşlarını  çatarak "Bir şey mi dedin?" Sesi o kadar katı gelmişti ki korkmuştum. Kafami öne eğerek ayak parmak uclarımı oynattim. "Hakkı denen herifin ağzına sıçıcam bugün." Dedim kaşlarımı çatıp yataktan kalktım. "Adi herif bana dokunmak ne ona bir bir ödeteceğim bunu!" Bana doğru gelip eğildi. Kafami omuzlarıma sokarak "Bunu yapmayacaksın ona ben ne yapacağımı biliyorum bu işe karışma Asel sakın!" Ağzım açık Emir'e bakakaldım. "Tamam mı?" Kafami tamam dercesine salladım. "Peki ne yapacaksın onu dövecek misin? Bende bir kız göre oldukça güçlüyüm çıt  kırıldım kızlardan değilim bende döverim." Gardropa doğru ilerlerken kahkaha attı.  "Demek gerçekten güçlüsün anlıyorum." Ellerimi göğsümde birleştirdim. "Evet bir kıza göre çok güçlüyüm beni hafife alma." Bana bakarak dolabı açtı. Sportif ama şık kıyafetlere gözum takıldı. "Her şey fiziksel güçten ibaret değil istersen Dünya'nin em güçlü insani ol aptal olduktan sonra hicbir ise yaramaz ve sen aptalsın onun sana asıldığını bile bile onun işine girdin kendini onun kucağına attın yani. Burada senin bedenine göre kıyafetler var hizmetçiler senin icin aldı."  Kapıya doğru ilerlerken yataktan kalkarak " Aptalım öyle mi? Üzgünüm herkes sen gibi şanslı değil! Beni işe alırsın diye düşündüm en iyi müşterinizi alırsam yeteneklerimi gösteririm sandım ters tepti bu zaman da iş bulmak zor tamam mı ve herkes anasının karnından senin gibi zengin bir aile de doğmuyor tamam aptalım ama sende çok bencilsin. Kıyafetleri falan istemiyorum sadece eve gideceğim." Diyerek yatağın baş  ucunda duran topuklu ayakkabımı alıp tam odadan çıkacağım sırada "Tamam git ama işe geç kalacaksın ve işe gec kalan insanlardan nefret ederim." Birden duraksayıp Emir'e baktım. "İşe? Hangi işe?" Gözlerini devirerek koltuktan ceketini alıp üzerine giydi. "Seni işe geri alıyorum." Diyerek yanımdan çıkıp aşağıya indi. Beni ise geri mi aliyor? Yani ben eski işime geri mi dönüyorum? Hassiktir!
Olduğum yerde oynamaya başladım. Mutluluktan ne yapacagimi şaşırmıştım tek bildiğim mal mal sırıtıp dans etmek oldu. Merdivenlerin aşağısından Emir'in sesi geldi. "Orada duracak misin yoksa hazırlanıp kahvaltıya mi geleceksin?" Koşup merdivenlerden Emir'e baktım. Ellerini göğsünde birleştirmiş bana bakıyordu. "Geliyorum." Diyerek odaya girdim ve yeni kıyafetleri giydim. Vücuduma tam olmuştu ve cidden çok güzellerdi. Aynaya baktigim da akmış makyajimla korkunç görünüyordum. Deminden beri böyle mi konuşuyordum yani lanet olsun! Oda da kendine ait banyo vardı ve oraya girip iyicene elimi yüzümü yıkadım. Çantam koltuğun üzerindeydi açıp hafif bir makyaj yaptım. Ev baya büyük iki katlıydı. Villa da yaşıyordu ama şaşırmamıştım deli gibi zengindi ne bekliyordum ki. Ev genel olarak gri siyah ve beyaz yogunluktaydi hiç renkli bir şeyler yoktu. Benim için spor ayakkabı bile alınmıştı. Istemsizce gülümseyip spor ayakkabılarımı giydim ve topuklu ayakkabimı odada birakip  aşağı indim. Her şey çok düzenli dizayn edilmişti buyulenmemek elde değildi. Hizmetçiler bana bakarak fısıldaşıyordu. Bir kadın yanıma gelerek "Merhaba mutfak şurada efendim." Diyerek benim elimden tutarak mutfağa götürdü. Kendimi çocuk gibi hissetmiştim çünkü kadın en azından 50 vardı ama oldukça zarif görünüyordu. Uzun bir masa bir ucunda Emir diğer ucunda ben vardım ve uçtan sona kadar masa full doluydu. Kadın bana gülümseyerek "Umarım hepsini beğenirsiniz bu arada kıyafetleri nasıl buldunuz?Emir Bey sizin için seçip sabahin köründe  gidip aldı" Emir'in ictigi portakal suyu boğazında kalmış  öksürmeye başladı. Utanmıştım ama bir yandan da çok eğlenmiştim "Siz seçtiniz sanıyordum meğerse Em-..." Emir sözümü  keserek "Ben seçmedim Asel hizmetçilerim seçti. Şimdi gidebilirsin Figen!" Figen denen kadın  Emir'e bakıp gülümsedi "Siz nasıl arzu ederseniz afiyet olsun." Diyerek mutfaktan cıktı. Gülümseyerek Emir'e bakıyordum.
"Ne var Arel?"
"Sen seçmişsin işte."
"Ben ne seçtim ne  aldım seni tekrar kovmamam için sus ve yemeğini ye!"
"Dün sen de mi oradaydın? Beni nasıl gördün? Beni mi takip ediyordun?" Kafasını yemeginden ayırmıyordu.
"Dün o kulüpteydim seni basında gördüm zaten deli gibi icip dans ediyordun dışarı çıkarken de oldukça sarhostun sonra gözüm Hakkı'ya kaydı sana bakıyordu ve sen çıkarken peşinden geldi yanina gelip seni taksiye bindirecektim ve işte sonra dün ki gibi oldu."
"Evin neden koyu renk ağırlıklı tek renkli bir şey yok?"
"Neden renkli bir şey olsun? Böyle daha çok seviyorum."
"Hep insanlara aşağıdan mi bakarsın bence aslında sende iyi birisin beni kurtardın bana kıyafet aldin ve şimdi beraber kahvaltı ediyoruz bence se-..." Çatal bıçağını tabağına vurarak "Sus artik birincisi ben senin kiyafetlerini almadim ikincisi kardeşimin arkadaşı olduğun için seni evime alıp yemek yedirdim başka bir şey için değil ve üçüncüsü tek bir soru daha sorarsan seni cidden tekrar kovarım ve ne olursa olsun yüzüne bakmam." Gözlerim şimdiden dolmuştu. Bu kadar kaba davranması çok saçmaydı bana katiyen bakmıyordu. Tamam zaten aptallık bende ne diye iyi biri olduğunu düşündüysem. Birden mutfağa kırmızı saçlı bembeyaz tenli ela gözlü bir kız girdi. Vay anasını denecek kadar güzeldi. Iri göğüsleri hizmetçi kıyafetine karşı koyuyor dekolte veriyordu ve göğüsleri ağzıma girecek kadar büyüktü. Mini bir eteği vardı diğer insanların ise dizinden yukarıya çıkmazken bu kızın az kalsın götü görünecekti. Bir adım daha atarsa kızın üzerine atılıp yapma icinde ki tanga görünecek diye bağırmak istiyordum.  "Emir Bey bir isteğiniz var mı arabanızı hazirlattım." Diyerek gülümsüyordu. Kızın gözleri gözümü bulunca beni süzdü ve göz devirdi. Hele hele suna bak Emir'e sirnasirken bana gelince göz deviriyordu. Belli ki Emir'e karşı birşeyler hissediyordu ama şu zamana kadar dikkatini çekememişti yazık.
Emir kafasını tamam dercesine salladı "Hadi gidiyoruz." Diyerek masadan kalktı kıza ve bana bakmadan mutfaktan çıkıp gitti. Kız yüzünü asmış ben kalkıp mutfaktan geçeceğim sıradan birden omzu ile bana vurup ilk o geçti. Şeytan diyor şuan yakala saçını bir güzel ağzına sıç.
Arabaya bindiğimiz de "Yeni bir araba almışsın ben hala carptigin araba ile idare ediyorum." Diyerek kahkaha attım. Asel harbi salaksın...
Emir iç çekerek "Bu konuya geri dönmek istemiyorum ama senin hatandı."
"Benim değildi ikimizindi. "
"Asel lütfen işe gidene kadar sus tamam mı?" Yüzümü buruştup cama kafami yaslamıştım. Gene erkeksi parfümü burnuma gelmişti ve dün geceyi hatırlayınca vücudum titremişti.
"Şey-..."
"Ne var Asel?"
"Dünü unutabilir miyiz? Ben biraz utanıyorum ve senin beni öy-..."
"Unuttum bile." Emir'e bakıp gülümsedim ama bana bakmayıp yola odaklanmıştı. Gerçekten kusursuz yaratılmıştı. Hiç içinden gelerek güldüğünü görmemiştim acaba arkadaşlarının yanında nasıldı?
"Bana bakmaya bir son ver!"
"Sana bakmıyordum senin olduğun yerdeki evlere falan bakıyordum senin olduğun taraf daha guzel." Bana bakıp gözlerini devirdi. İş yerine vardığımız da bana dönüp "Ilk sen gir işlerim var."
"Ne işi?" Aniden telefonuna bir mesaj geldi ve ister istemez yanımda olduğu için gözüm kaydı. Mesaj Hakkıdan geliyordu. "Ne konuşuyorsunuz?"
"In arabadan Asel,hadi!" Asla söylemeyeceğini biliyordum ve arabadan asik suratla indim. Kapıya doğru ilerleyip son kez Emir'in arabasına baktım. Kasları çatık bir şekilde telefonuna bakıyordu. Gözleri beni bulunca hemen şirkete girdim. Ben girer girmez herkesin başıma toplanmış Kenan Eda Sinem koşarak bana sarılmıştı. Yiğit beni görür görmez yanıma gelip kendine çekip yanağımı öptü. "Güzellik seni çok özledim." Allah'ım eriyorum nasıl yaratmışsın yarabbim sen. O kadar özlemişim ki o güzel gülüşünü. Sımsıcak kalbini hissetmiştim ve artık güvenli yerime gelmiştim.
"Işe alındım." Diyerek bağırdım da herkes duymuş ve beni alkışlamıştı. Yiğit "Abim nasıl aldı?" Diyerek kaslarını kaldırmış meraklı gözlerle bana bakıyordu. Ne diyeceğimi bilmiyordum dünü asla anlatamazdım bugünü de anlatsam yanlış anlaşılırdı. Tam o sırada Emir içeri girdi. Herkes tüm dikkatini Emir'e verince benim olayım bir anda askıya alındı. " Herkes işin basına geçsin Asel benimle odaya gel" dedikten sonra pesine takilmistim. Yiğit bir bana bir de Emir'e bakıp bir şeyleri anlamaya çalışıyordu. Umarım yanlış anlamazdı. Odaya girdigim de bilgisayarını açıp bana bakti çağırdı. "Bugün toplantımız var Hasan Bey  bizim için önemli bir müşteri o gelecek onun için güzel bir plan ayarlaması yapacağız yani simdi herkesi toplantı odasına  al ve planları çizmeni istiyorum mailine göndereceğim zaten." Diyerek odadan çıkardı. Dediğini yapmış herkesi toplantı odasına almıştım. Çok geçmeden Emir odaya girdi. "Merhaba arkadaşlar bugün Hasan Bey gelecek bizim için çok iyi bir fırsat onun evini düzenleyeceğiz ama asıl söyleyeceğim yeni bir iş arkadaşınız olacak. Gayet başarılı Asel Hanim ile aynı görevi üstleniyor yani herhangi bir problem olduğunda ikisine de danışabilirsiniz. "Hale Hanım lütfen içeri gelin."
Hale mi? Hale olmaz, hale asla olamaz! Eda Kenan ve Sinem birden gözlerini kocaman açarak bana bakıyordu.
Hale içeri girdiğinde gözleri beni buldu ve gülümsedi. "Merhaba arkadaşlar."
Allah'ım bu kabussa lütfen uyandır!

PatronumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin