Gözüne vuran güneş ışığıyla başındaki feci ağrıyla uyanmak zorunda kalan Asel,nerde veya buraya nasıl geldiğini bilmiyordu.İki eliyle kafasını hapsedip "Bu nasıl bir ağrı"diyerek sızlandı.
"İlk içişin olduğu için bu gayet normal bünye alışık değil"
Gözleri bulunduğu odanın kapısında duran Bars'a çevirirken hala şaşkındı dün ne olmuştu da şimdi buradaydı lanet olsunki birşey hatırlamıyordu.Dün üstünde olduğu kıyafetler hala aynıydı
Bars kızın dün geceyle ilgili birşeyler hatırlayamadığını farketmişti."Kalk hadi" diyerek genç kızı merak içerisinde bırakıp kendisi mutfağa ilerlerken Asel de durgun olan bedeniyle ayağına yere basarak kalktı yataktan, acaba abisi o gitti diye çok üzülmüşmüdür veya onun için endişelenip onu arıyormuydu.Herşeye rağmen kafasından geçen düşünce buydu abisinin kendisine açıklama diye önüne sunduğu kelimeler abisine olan sevgisini yerle bir etmişti dahası bunda tek suçlu olan abisi değil ailesinin her bir üyesi,onun yaşadığı şeyi görmezden gelmişti.Bunları düşünmek Asel'i bir kez daha harap ederken odadan çıkarak mutfağa ilerlemeye başladı.
Bars kendisiyle Asel'e birer kahve hazırlarken Asel kapıda durmuş sadece seyrediyordu.
"Dün bana ne dediğini veya neden şimdi burda olduğuna dair bir fikrin varmı?"
Asel sorulan soruya dürüstçe cevap verdi "Hayır yok kendimde değildim" Bars hazırladığı kahvelerden birini Asel'e verip salona ilerlemeye başladı.Asel de elindeki kupayla onu izledi ikili koltuklardan birine kendine atarak "Benden yardım istedin bu sana birşeyler çağrıştırıyor mu?"diyerek birşeyleri anlamak ister gibi kızın yüzünü,mimiklerine kadar izledi.
Asel'in dün Bars'a söylediği cümleler kafasının içinde kendini tekrar ederken pişman olup olmadığını sordu kendine ama değildi.Ne bir gidecek yeri vardı nede dayanacak gücü "Evet dün sana ne söylemişsem hala sözümün arkasındayım" Bars'ın duymak istediği şey bu değildi tabi, yinede takmayarak Asel'in elinde tutuğu bardağı işaret ederek "İç kendine gelirsin"Asel itaatkar bir tavırla elini ısıtan kahvenin içini de ısıtması için bir yudum aldı.
"Madem sözünün arkasındasın dediklerimi harfiyen yapacaksın bugün seni zorlu bir gün bekliyor olacak vazgeçmek için geç değil"diyerek elindeki kahvesini dudaklarına götürerek büyük bir yudum aldı.Aynı zamanda kendisine bakmayarak gözlerini sabit bir yere dikmiş söylenenleri duysada tek kelime etmeyen kahvesini içen Asel'i izledi.
Buraya geldiğinden belli durgundu birşeyler olduğunu hissetsede bunun onu ilgilendirmediğini düşünüp sormuyordu.Bars kahvesini Asel'den önce bitirmesiyle elindeki boş kupayı mutfağa bırakmak için ilerlerken kapı çaldı.Kapıdakinin biraz bekleyebileceğini düşünerek ilk elindeki kupayı mutfağa bırakıp sonrada ısrarla çalan kapıyı açtı.
Topluca evine gelen arkadaşlarına bakarak "Hayırdır beni mi özlediniz?"
"Bizi özleyen çok be abicim işini baltaladığımız Alp yok mu gecesini gündüzünü bizi aramakla geçirmiş yemeyip içmeyip bizi düşünüyor bizi düşündüğü kadar sevgilisini düşünmüyor yahu, bizi ne çok seviyor ya gözlerim yaşardı"diyerek kendi söylediğine güldü Emir.
"Sevgisinden bizi bulduğu yerde gebertecek"
Bars arkasını dönerek ilerlemeye başladı.Diğerleride Bars'ın arkasından salona ilerlemeye başladı
Hiç birinin görmek istediği kişi Asel değildi hepsi müzedeki heykelleri andıracak vaziyette kımıldamıyorlardı."Benim gözlerim yanlış görüyor sanırım yoksa Bars'ın evinde Asel'in ne işi olabilir"diyerek Kutay konuştu.
"Tek birimiz görse yanılıyor olabilirdik ama hepimizin gördüğü birşeyse gerçektir" Sarp'ın mantıklı cümlesinden sonra Asel'e aval aval bakmayı bıraktılar.Asel'se konuşmuyor sadece onların verdiği tepkileri izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman sınıflar (Devamı)
Mystery / ThrillerBazı insanlar yağmuru hisseder,bazıları ise yalnızca ıslanır Tüm hakları saklıdır