zor şartlar

1.9K 164 52
                                    

"... anladın mı? Eğer bu şirketteysen şartlarımı teker teker yapmak zorundasın." Sıraladığı maddeler yüzünden Minju'nun kalbi sıkışıyordu. Onun gibi özgürlüğüne düşkün olan biri için bu çok zordu. "Şey..." itiraz etmek istiyordu ancak karışısındaki adam gözlüklerinin üstünden ona serçe baktı ve Minju açılan çenesini geri kapattı.

"Anladım efendim."  Bir şey söyleyebilir ya da herhangi bir şey yapabilirdi ama yapamazdı. Bu onun fırsat biletiydi. "Ben çıkayım o zaman." Eğilip son kez başkanına baktı. Konuşmaları üstünden yaklaşık 20 dakika kadar bir süre geçmişti.

Ve Minju isyan etme derecesine gelmişti ki başını dik tuttu. Jung Jaehyun konuştukça Minju'nun göz kapakları ağırlaşıyordu.

"Ah,bekle." Geri arkasını ona döndüğünde merakla ona baktı. Bir.tane.daha.bir.şey.söylerse.onun.ağzına.yumruğumu.sokacağım. Evet,aynen bunları düşündü. "Bugün şirkettesin. Öğrenmen gereken şeyler var." Minju yüzünü buruşturdu. Modellikte ne öğrenebilirdi ki? Çekim falan yapacaktı işte. "Ha?" Ağzından çıkan nidaya engel olamadı.

"Mark'a söylemeliyim,ilk önce kibar bir insan nasıl öğrenilir onu öğretsin." Kendi kendine konuştuğunda Minju kaşlarını çattı. Ona daha demin terbiyesiz mi demişti o kıl kuyruklu herif?

Jung Jaehyun, ünlü bir şirketin kurucusu  olarak dikkatli olmalıydı. Gerekirse de kaba olmalıydı. Hayatında en önem verdiği şeylerden biri ise şirketiydi,tüm emekleri,çabaları burada toplanmıştı. Kolay kolay harcayamazdı. İşini de ihtimallere bırakamazdı o yüzden çalışanlarına en katı kuralları uyguluyordu. Kısacası onun için hatalar kabul edilemezdi.

"Bütün gün boyunca şirkettesin. Tüm kıdemlilerle tanış ve personellerle. Hepsi ile iyi anlaş. Şirketimizin en küçüğü olarak bunları yapman bizim için önemli." Minju asla ona tahammül edemediğini farketti. Sinirle nefesini verdikten sonra başını salladı. "Peki efendim."

"Ayrıca Mark-" sözünü kesmesinin sebebi kapısının tıklatılmadan açılmasıydı. Bu Kişiler ya Jaemin'di ya da Yeri. Başka hiç kimse buna cesaret edemezdi çünkü.

"Hyung~~ ben geldim." Bu ses gıcık kardeşi Jaemin'e aitti. Nasıl şirkete girmeye başardığı hakkında hiçbir fikri yoktu ancak fare gibi her deliğe giriyordu. Minju gelen sese bakmak için arkasına döndüğünde gözleri sonuna kadar açıldı. Lise onun peşini bırakmıyordu resmen!

Jaemin gözlerini abisinden çekip  kıza bakmak için çevirdiğinde aynı Minju gibi gözleri açıldı ve ağzı kulaklarına erişeyince kadar gülümsedi. "Çatlak!" Duyduğu lafla sinirle gözlerini yumdu.

Hayır.burda da olamaz.JAEMİN OLMAZ.

Jung Jaehyun'un ister istemez kaşları çatılmıştı. Olayı anlamaya çalışıyordu.

Jaemin pis bir sırıtışla Minju'nun omzuna elini koyduğuna Minju sert ifadeleri ile elini çekmesini söyledi. Ancak Jung Jaemin yaramaz bir çocuktu. "Çek o elini sersem."

Jaemin dudaklarını büzüp kızın yanaklarını çekiştirmeye başladığında Minju şaşkın gözlerle bir ona birde onları izleyen başkanına baktı. Bu bakış hiç iyi değildi. Masasına oturmuş ve kollarını göğsünde bağlamıştı ve onlara dikkatlice bakıyordu. Minju ne yapacağını bilmeyerek Jaemin'in ellerini itmeye çalıştı.

"Çeksene şu pis ellerini. Jaemin! Seni çok pis döveceğim sersem." Sessiz bir tehdit savuruduğunda Jaemin keyifle gülümsedi.

"Ya~sen beni mi özledin?" Gülümsemeye devam ettiğinde Minju görünmeyecek bir şekilde yumruğunu havaya kaldırıp hiç düşünmeden Jaemin'in bel boşluğuna geçirdi. "Ah-!" Yüzünü buruşturup belini tutmaya başladığında Minju acıyan yanaklarına dokundu. O kadar sıkı tutmuştu ki kızarmış bile olabilirdi.

Jung Jaemin şuan geleceğini mahvediyordu. Jaemin başını kaldırıp ona dik bakışlarını yollayan abisine baktığında gülümsedi. Amma gülüyordu. Jaemin abartılı bir şekilde Minju'nun omzuna kolunu atarak kendine çektiğinde Minju onu sarmalayan koluna iğrenircesine baktı. Bu çocuk ne yapıyor!?

 Bu çocuk ne yapıyor!?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

{bu şekilde}

"Sen delirmişsin." Dediğini aldırmadan hiç istifini bozmadı. "Hyung! Lise arkadaşım çatlak- ay pardon! Minju ile aynı lisede okuduk." Minju onu tutan elini cimciklediğinde Jaemin uyarıyı anlamış gibi hemen kendini geri çekti. "Çatlak senin burada ne işin var? Yoksa!" Şaşkın gözlerle kıza bakarken Minju sertçe omzuna vurdu. "Bundan birine bahsedersen!"

"Zaten öğrenirler her türlü." Minju sinirle ona baktıktan sonra önünde döndü. Jaemin ise eski arkadaşına bakıyordu. Daha doğrusu Jaemin onunla dalga geçerdi,Minju ise onu döverdi. Döngüleri böyleydi.

Jaehyun öfkeli gözlerle bir Jaemin'e birde Minju'ya baktığında eli iş telefonuna gitti ve tuşladı. "Lucas ve Johnny yukarı gelin." Jaemin bıkkınlıkla yüzüni buruşturup isyan etti. "Hayır ya! Ben çatlakla uğraşmak istiyorum." Minju ona olan hitap şekliyle kaşlarını çattı. "Ben çatlak değilim."

"Hayır öylesin!"
"Değilim dedim."
"Evet öyle-" Jaemin gittikçe Minju'nun suratına yaklaştıkça Jaehyun elini masaya çok sert olmayacak bir şekilde vurdu. "Burası okulunuz değil. Ona göre davranın." Jaehyun'un uyarısıyla Minju yüzünü Jaemin'den uzaklaştırdı.

Jung Jaehyun, Mark'a Jaemin ve Minju'nun yan yana gelmemesi için özellikle uyarıcaktı. Çünkü ufak tartışmaların yerini yavaş yavaş aşk alırdı,onlar daha toydu ve Minju'nun kariyeri daha başlamışken bitemezdi,eğer bitecekse de bu şirkette olmayacaktı.

Hele de kendi kardeşi ile skandalı çıkarsa.

Vote: 10

CEO | Jung Jaehyun ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin