°Yıldızımızı doldurmadan geçmeyin lütfen ✬ °
Bölüm Şarkısı ; Yusuf Güney - Ördü kader ağlarını 🎶
-Berfu'dan devam 🗣️
°
Katliam mı desem, kaos mı desem, bilemiyorum. Hayatımda yaşanan en zor gecenin ardından nikahın kıyıldığı eve geri dönmüştük. Fakat o bir anda hayalet olmuş ortalıklardan kaybolmuştu. Umurumda da değildi doğrusu. Çünkü yaşanan onca sözlü kavgadan sonra sapasağlam duruyordu. Hiç etkilenmemişti babasının onca kırıcı sözünden. Sanki hayatında her zamanki normal olaylardan birisini yaşamış gibiydi. Adam duvardı. Sol yanında kalp yerine taş taşıdığına emin olmuştum neredeyse.
Bunları bir süre detaylıca düşündüm. Onu ve duygusuzluluğunu. Tüm hislerini ruhundan söküp aldıklarına karar vererek onu düşünmeyi bir kenara bıraktım. Zira şimdi ondan daha önemli işlerim vardı. Anneanneme üstü kapalı anlattığım evlilik mevzusunu akşam yemekten dönünce detaylıca anlatmıştım. Ona isteyerek evlendiğimi bunu ona uzun süredir söylemek istediğimi söylemiştim. Böyle öğrendiği için üzgün olduğumu da ekleyerek evlilik mevzusuna tamamen kapatmıştım.
Bana kırgın kırgın baktıktan sonra hak vererek üzerime gelmemeyi tercih etmişti anneannem. Benimde işime gelmişti bu anlayışlı tavrı. Diğer mevzuya gelecek olursak o konu hakkında hiç konuşmamıştım. Bahsini bile açmamıştım. Bu konunun kapanıp gitmesini istiyordum. Çünkü o gerçekler bile beni Ada ve anneannemden koparamazdı. Kısaca canı cehennemeydi doğruların.
Bir çok şeyi çabucak kabullendim bu doğru. Ancak mantıklı hareket etmeye çalışıyordum. Her zaman öyle olmuştum. Öfkeyle kalkan herkesin zararla oturduğu biliyordum çünkü. Misal ben. Öfkeyle kabul etmiştim onunla evlenmeyi. Ne için? Hayatımı maffeden o adamlardan hesap sorabilmek için. Saçma sapan bir nedenden dolayı hiç tanımadığım bir adamın karısı olmayı kabul etmiştim. Tabi bunun büyük bir aptallık olduğunu o yemeğe gidene kadar anlayamamıştım. Anladığımda da bunun için çok geç kalmıştım.
Sude hanımın söyledikleri hala kulağımda çınlıyordu. O ağır sözlerin altından kalkamıyordum. Kendimi doğru dürüst savunamamıştım bile. Elim kolum bağlıydı o an çünkü. Bir söz vermiştik Alperle birbirimize. Evliliğimizin sahte olduğunu ikimizden başka kimse bilmeyecekti. Sözümün eri bir insan olduğum öne sürülürse eğer, Sude hanıma karşılık vermemiş olmam gayet doğal bir eylemdi. Her ne kadar beni sevdiği adamı almakta suçlamış olsa bile.
Bu onun kusuruydu. Bu konuda vicdanım rahattı - çünkü Alperi elde etmek için hiç birşey yapmamıştım. O gelip durduk yere hayatımın merkezine yerleştirmişti. Bunu neden yaptığını bilmesem de bu konuda suçlu taraf ben olmadığım kesindi. Sude hanımda yansın dursun ve benden nefret etmeye devam etsin.
"Berfu.." Anneannemin sesi beni düşüncelerimden alıkoyarken elimdeki çubuk makarnayı masanın üzerine bırakıp ona döndüm. Normalde yemekleri anneanneme yaptırırdım ama daha buraya alışamamıştı tam olarak. Çekiniyordu hala. Hatta bir ara eve dönmek istediğini söylemişti fakat bunu kesin bir dille reddetmiştim. Gidemezdi. Peşimdeki adamların onlara da zarar vereceklerini biliyordum. Hem bir iş bulamadan gidemezlerdi.
"Efendim anneanne?" Bana masum masum bakmaya devam eden kadına doğru ilerleyip ellerini tutum sıkıca.
"Canını sıkan birşey mi oldu anneanne?"
Bu sefer bana tereddütle baktı.
"Evime gitmek istiyorum Berfu. Biliyorum yine itiraz edeceksin kızım ama burası bana çok yabancı geliyor." dedi zorlukla. Yine başa sarmıştık işte.
![](https://img.wattpad.com/cover/193331965-288-k687783.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAR TANESİ
ChickLitAnlamını yitirmişti alfabedeki tüm harfler şimdi. Yalnızca ikimiz vardık bu karanlık yerde. Korkuyordum, bu doğru. Titrediğim de bir gerçekti. "Sana dokunanın elini kırarım demiştim değil mi? " dedi buz gibi soğuk kelimleriyle. Elini masaya koyduğun...