"Bundan hiç sıkılmıyor musun?" Chaeyoung'a baktım. Şu an yaptığım şeyi anlatmam gerekirse Bonnie ile oyun oynuyorduk. Uzağa attığım oyuncağını bana geri getiriyordu ve bende tekrar atıyordum.Kafamı iki yana sallayıp gülümsedim. "Hayır"
"Bana bu sevimli suratınla her şeyi yaptırabilirsin Jennie." Konuşan Jisoo'ya döndüm ve kıkırdadım. O sırada oyuncağını bana getiren Bonnie'nin ağzından oyuncağı aldım.
"Ben sıkılırdım." Elimdeki oyuncağa, Bonnie'ye ve Chaeyoung'a 1 saniye içinde baktım. Beynim benden bağımsız bir şekilde oyuncağı Chaeyoung'un üzerine fırlattı. Bonnie tereddüt etmeden koltukta uzanan Chaeyoung'un üzerine atladığı için Chaeyoung bağırarak doğrulmaya çalıştı ama işe yaramadı çünkü Bonnie 16 kilo.
"Tanrım Jennie al şu köpeğini üzerimden!"
"Dün bana hayvan sevgisinden bahseden sen değil miydin Chaeng?" Jisoo kahkaha atarken Bonnie Chaeyoung'un suratını yalamaya başladı. Chaeyoung bunu sevmiş olacak ki Bonnie ile oynamaya başladı.
"Almasan da olur, şunun suratına bak." O hayvanı mıncıklarken kapı çaldı. Koşarak kapıya gittim. Karşımda Jimin'i görmeyi beklemiyordum çünkü bu sabah şirkete gitmesi gerektiği hakkında bir şeyler zırvalamıştı. Gülümseyerek elindeki bilgisayar çantasını ve diğer elindeki kağıtları salladı.
"Home office." Geçmesi için yer açtım. Kızlar da onu beklemiyor olacak ki onu izliyorlardı. Jimin'in kapıda yaptığını taklit ederek ellerimi kaldırdım.
"Home office." Chaeyoung anlamış gibi mırıltılar çıkartırken Jisoo da arabasının anahtarlarını alıp montunu giydi.
"Ben çıkıyorum." Chaeyoung Bonnie'yi kucağına alıp, daha doğrusu deneyip ve vazgeçip, "nereye?" diye sordu.
"Arazi aracı olanların takıldığı bir bara."
"Bende gelebilir miyim?" Tatlı bakışlarını Jisoo'nun üzerinde gezdirdi.
"Hayır"
Bu sefer bana ağlamaklı bakışını attı. Buna dayanamazdım. "Jisoo onu da götür, bir seferlik, belki pilotaj becerileri orada ilgi çeker." Chaeyoung hevesle Jisoo'ya baktı. Jisoo oflayıp, "arabada müziğime karışmak yok" Chaeng sevinçle ellerini çırptı ve koşarak montunu giydi.
Çıkarken ikisinin de yanağına kocaman bir öpücük kondurdum Jisoo gülümserken Chaeyoung bana sarılıp dramatik şekilde benim de gelmemi istemişti. Bu mümkün değil çünkü dinlenmek istiyordum. Olumsuz cevabı alınca ikisi de uzaklaştı.
İçeri girdim ve mutfaktan bulduğum elmayı yemeye başladım. Kapının çalmasıyla söylenerek ayağa kalktım.
"Chaeyoung her ne unuttuysan umarım değ-" Sikeyim 2 gündür cümlelerimi tamamlayamıyordum. Bu seferki Lisa yüzündendi. Karşımda göğüs hızasında taşıdığı dosya ile bana bakıyordu.
"Merhaba Bayan Kim." Arkamdan gelen seslerle Jimin'in sesini de duydum.
"Lalisa'yı ben çağırdım Jennie onunla yazmamız gereken kodlar var." Lalisa mı? tam adı bu mu?
Ona geçmesi için yer açtım. Kapıdan girer girmez Bonnie onun üzerine atladı. Lisa gülümseyerek dosyayı bulduğu ilk yere koyup Bonnie'yi sevmeye başladı.
"Çok sevimli, adı ne bunun." dizlerinin üzerine çıkan Bonnie'ye sarılırken sordu.
"Bonnie." Sessizce tekrarladı. "Bonnie." Bu sanırım onun bir alışkanlığı yeni bir şey öğrendiği zaman tekrarlıyor. Geçen seferde aynısını patch sözcüğü için yaptı çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the eye of horus • jenlisa
Random"Havaalanları düğün salonlarından daha samimi sarılmalar görmüştür. Ve Hastane duvarları ibadethane duvarlarından daha çok inanan."