"Jennie yeter artık." Odama gelen Chaeyoung'a, bırakın bakmayı kıçımı kaldırıp dönmedim bile. Sürekli odama geliyor ve beni dışarı çıkarmaya çalışıyordu. En az on beş dakika ikna çalışmasına giriyor sonra da ne halin varsa gör diyip gidiyordu. Şu an beynimi sikmeye devam ediyor, fakat hey seni dinlemiyorum Chaeyoung. Artık gider misin? Sonunda yine pes etti ve kapımı çarpıp çıktı. Kapıyı kapattığında da bir şeyler geveledi ama hiçbir şey anlamadım. Sadece İrene'in adı geçti.
Kısa bir özet geçeyim, bir haftadır sadece işe gidiyorum -ki orada da bitkin ve yorgun olduğum için sürekli konsantrasyonum bozuluyor ve beni uçuşta eşleştiklerim idare ediyor- eve geliyorum ve sabaha kadar uyuyorum. Bu döndü yaklaşık altı iş günü boyunca devam etti. Chaeyoung iyi bir arkadaş olarak elinden geleni yapıyor ama ben sinir bozucu arkadaş olarak onu görmezden geliyorum.
Sürekli uyuduğumu söylemiştim ama katiyen dinlenemiyorum. Hani bazen aldığınız oksijen miktarı size yetmez, daha fazla alırsınız. Bu da öyle bir şey, asla doymuyorum. Belki de uyuma amacımdan dolayı olabilir. Meseleleri kafamdan çıkarmak için uykuya dalıyorum ve uyku sırasında unutuyorum. Fakat kaçış yolu yok, uyandığımda mola veren meseleler aynen şöyle oluyorlar. 'Hey çocuklar uyandı hadi devam edelim.' Sonuç olarak kaçamıyorum.
Benz Drew geçen günlerde bir havaalanında tanrıya şükür yakalanmıştı. Kime şükretmem gerekiyor bilmiyorum ama bütün dinlere, tanrılara ve peygamberlere şükürler olsun. Sehun ve annem ise tutuklu yargılanıyorlardı. Aldığım bir duyuma göre bundan sonraki hayatları da hapishanede geçecekmiş. Bütün bunlar iyi gelişmeler, adalet yerini buluyor.
Bir haftadır düzenli yemek yemiyordum. Bu vücut direncimi düşürmüştü ve ağzım yara doluydu. O kadar çok yara vardı ki yemek yemek istediğimde acıyorlardı ve yemek yiyemiyordum. Kısacası bu konuda da kısır döngüye girmiştim.
Telefonuma bakmama kararı almıştım çünkü biraz kafam dağılsın diye elime aldığım zaman bir deneme okumuştum. Deneme içeriğinde ise şu yazıyordu; eskiden insanlar gözlerden öpmenin ayrılık getireceğine inanırlarmış. Sonra da o gün Lisa ağlarken gözlerinden öptüğüm aklıma geldi ve tamamen gereksiz yere kendimi suçladım. İki gün boyunca deli gibi bu meseleyi düşündüm ve sonuç olarak telefonu kendimden uzak tutma kararı aldım. Salak saçma düşünceler beni mala çeviriyor çünkü.
Ve tam bir aptal olduğum için hala bir umut Lisa'nın yanıma gelmesini bekliyorum. Gelirse ve bana sarılırsa belki onu affederim. Bilmiyorum, çok karışık ve dünyanın en sikimsonik meselesinin içindeyim.
Yatakta doğruldum çünkü guruldayan midem artık rönesans hareketlerini başlatmak üzereydi. İsyan ediyordu kısaca, kalk yemek ye sürtük diye. Vücudum sanki beş dakika önce hem içmiş hem de dayak yemiş gibiydi. Adım atmakta ciddi anlamda zorlanıyordum ve kalktığımda gelen lanet baş dönmesi bir dakikadır hala geçmemişti. Bir süre çömeldim ve geçmesini bekledim.
Kaç dakika durdum bilmiyorum ama midem artık volkan patlıyormuş gibi sesler çıkarıyordu. Daha fazla sese katlanamadım ve aşağı yavaş adımlarla indim. Ben indiğim sırada dış kapı açıldı. Lisa olsun istiyordum aksi halde oraya bakmazdım bile. Ama gelen İrene'di. Beni merdivenlerden sanki bütün beceriksizliğim üzerimdeymişçesine inmeye çalışırken gördüğünde koşarak yanıma geldi ve inmeme yardım etti. Teşekkür edecek halim yoktu. Bu yüzden başımı omzuna koydum.
Gün kavramım neyse ki henüz gitmemişti. İş olduğundan dolayı bugünün pazar olduğunu biliyordum. Yani İrene ile sahil günümüz. Beni götürmeye geldiğini de biliyorum. Umarım götürmez.
Benim bu kadar bitkin olduğumu gördüğü zaman koltuğa oturtturdu ve buzdolabından bir şeyler çıkardı. Ben ise kafamı koltuğun arkasına yasladım ve ayaklarımı sehpaya uzattım. Uyumak istemiyordum artık yeterliydi. İrene bir şeyler dilimlerken ara ara beni kontrol ediyordu. Ben ise ona gülümseyip devam etmesini sağlıyordum. Beni öyle görünce o da gülümsüyordu ama bunun o neşeli olanlardan olmadığını adım gibi biliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the eye of horus • jenlisa
Diversos"Havaalanları düğün salonlarından daha samimi sarılmalar görmüştür. Ve Hastane duvarları ibadethane duvarlarından daha çok inanan."