Dün gece aramızdaki tek sızmayan Jisoo'ydu. Eski parti yaşamının getirileri arasında alkole dayanıklı bünye de haliyle oluyor. Jisoo bizi salonda sefil halde bırakıp kendisi prensesler gibi yatağıma çökmüştü. Sabah uyandığım zaman İrene'in ayağına sarılmış vaziyetteydim. Chaeyoung sehpanın üzerinde kıvrılmıştı. İrene ise, tanrım en kötümüz oydu. Kendisi koltuğun yaslanma kısmına karnının üzerinde boş çuval gibi yığılmıştı.
Uyandığım zaman inanılmaz baş ağrısı ile duvardaki saate baktım. Saat 8'i çeyrek geçiyordu. Nasıl kalktığımı hatırlamıyorum ama bir şekilde banyoya gittim ve yüzümü yıkadım. Bu biraz ayılmamı sağladı. Kendimi aynadan gördüğüm zaman hafif irkildim. Gözlerim kırmızıydı göz altlarım mordu ve saçlarım dağınıktı. Bu görüntüyü en son gördüğümde arkamda Lisa'da vardı. Evet sezon finalini izleyip ağladığım gün.
Salona döndüm. Sanki bir İŞİD militanı bomba atıp kaçmış gibi bir görüntü vardı. Dün geceye dair son hatırladığım şey Jisoo'nun bahise katılması. Geri kalan yoktu. Merdivenlere yönelmeden önce telefonumu gördüm. Elime aldım ve yukarı çıkmak için adımladım.
Ani flashback.. Tam da bunu yaşıyordum şu an. Gözlerimin önünden 1.75 hızında her şey geçmeye başladı. Tarif ediyorum, telefonumdan birilerine mesaj yolluyordum ama ne olduğunu anımsayamadım. Telefonumu hızla açtım ve baktım. Jimin. Mesajları okumaya başladım.
kardeş olmasak giderin var
Elimi hızla alnıma vurdum. Bir sonraki şanslı kişi, Jaebum.
yaşadığım en romantik anı mahvettin, seni meme piercingi
Meme piercingi? Diğer her şeyi açıklayabilirdim ama bunu açıklayamazdım. Bir insana neden meme piercingi yazarsın. Bilinç altımda ne dönüyor olabilir, tanrım.
Son numara bilmediğim bir numaraydı. Fotoğrafını yakınlaştırdım. Lisa. Bütün bildiğim duaları ederek mesajı açtım.
tak jileti dudağına şah damarımdan öp beni.
Ben intihar etmeye gidiyorum, gelen var mı? Hayat şu ana kadar çok güzeldi. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Mesajı görür görmez öyle bir çığlık attım ki İrene yerinden fırlayıp koltuğun arkasına düştü. Chaeyoung ise dehşete düşmüş şekilde bana bakıyordu. Ben bu kızın numarasını nereden bulmuştum. Anılar 1.75 hızla geçerken gözüme Jisoo takıldı. O vermişti. Jisoo ölümünün benden olacağını hiç düşünmezdim.
Koşarak onu aramaya başladım. Çığlığıma uyandığı için merdivenin başında bana bakıyordu.
"Kim Jisoo! Sen öldün!" Beni ona doğru koşarken gördüğü an kaçmaya başladı. Odama girdi ve kapıyı kilitledi.
"Aç kapıyı!" İrene ve Chaeyoung bana yetişmiş, arkamda bekliyorlardı.
"Ne oldu?" İrene gözünü kaşırken sordu. Sinirle telefonumdaki mesajı gösterdim. İlk başta anlamadı ve 30 saniye kadar telefona baktı. Bu sırada ben Jisoo'nun çıkması için bağırıyordum. İrene anlamaya çalışırken Chaeyoung da telefonuma bakıyordu.
"Dışarı çık Kim Jisoo! Bana sarhoşken Lisa'nın numarasını vermek ne demek, göreceksin!" Bunu söylediğim zaman Chaeyoung bir aydınlanma yaşamış olacak ondan duyduğum en yüksek kahkahayı atmaya başladı. İrene ona baktı ve 10 saniye sonra o da anladı. Şokla bana baktı.
"İçinden bir keko çıkacağını düşünmezdim Jen." Chaeyoung gözündeki yaşları silerken yenileri geliyordu. İrene de ona katıldı ve Jisoo'ya bağırdı.
"Tanrım Jisoo bu küçük kedi seni gerçekten öldürecek camdan atla ve kaç!"
• • •
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the eye of horus • jenlisa
Casuale"Havaalanları düğün salonlarından daha samimi sarılmalar görmüştür. Ve Hastane duvarları ibadethane duvarlarından daha çok inanan."