Bir Aşk Masalı
38. Bölüm
İyi Okumalar
Azer'in Ağzından
Bahçede oturmuş elimdeki küçük topu duvara çarpıp yeniden kapıyordum çocuk gibi. Yanımda duran kapalı pakete bakınca gülümsemem yüzüme gelmişti yeniden. Aklıma Karaca'nın içinde gizleyemediği küçük kız çocuğu geldi yeniden..
Nasıl da gizli gizli giyip bakmıştı kendine. Kırmızılar içinde bambaşka oluyordu umarım sadece dış görünüşünü tamamlamak için ihtiyacı olur bu renge, canına gelecek en ufak bir zarar dahi olsa onu aksi halde o renge bürünmüş görmek istemiyordum.
"Karalara bağlamak daha kolay senin için galiba Kurtuluş?" Salih Koçovalı'nın sesiyle hiç bozmadım duruşumu. "Kaçacaksın anlaşıldı." Diyerek tam karşımda durup bana bakmaya devam etti bilmiş gülüşü ile.
"Ama sen her kaçtığında, başkası onu senin yerine kovaladığında aklın da kalbinde dayanılmaz bir acıya bürünecek bunu bil. Her nefes alışında ciğerlerine dolan hava on'suz olduğun için batacak, yetmeyecek sana. Zamanla tükeneceksin, hatta tam düğün günü benim gibi için içini yiyecek şurada onu gidip ailesinden koparmamak adına savaş vereceksin, adamlarını hazır edeceksin ama o düğünü basamayacaksın son saniyeye kadar." Dediğinde gözlerinin içine baktım. Salih cidden samimiydi.
"Sonra ya bir aksilik çıkacak o düğünden elini kolunu sallaya sallaya kaçacaksın sevdiğin ile ya da biri size yardım edecek ve sen sevdiğinin elinden tutup çekip gideceksin mutluluğunuz için. Hangisi Azer?" sorduğu soruyla zorlukla yutkundum. Başımı önüme eğdiğimde yanıtsız kalmayı tercih ettim.
"Sana sordum Azer Kurtuluş." Dediğinde sinirle ayağa kalktım.
"O yüzüğü Karaca'ya kelepçe niyetine takılacağını önceden öğrendiğinde neredeydin Vartolu? Ne oldu amcası olarak vicdan mı yaptın aslan Karaca'na?!"
"Karaca hastaneye kaldırıldı sen gittikten sonra. Artık bir haftada nasıl hasret kalmışsa sana kara kızım düşmüş kalmış gidişinle.."
"Ne?" içimden kopan parçayla olduğum yere çökmüştüm. Elim gömleğin yakasına gittiğinde nefes almak için yakalarını çekiştirmeye başladım. "Nerede şimdi?" dememle evde cevabını almam bir oldu.
"Bana bak kurtuluş Karaca'mı ya kurtar şu yaşadığı cehennemden, kendi cennetinde yeniden var et ya da ben seni o düğünden sonra nereye kaçarsan gelir canını bizzat kendim alırım. Anladın?!" Salih elini omzuma sertçe vurduğunda nefesim iyice kesilmişti.
Gözümden günlerdir akmayan yaşlar durduramayacağım derecede gözümün içine dolduğunda ayaklandım. Sendeleyerek girdiğim evin içinde merdiven korkuluklarına tutunup nefes almaya çalışıyordum artık. Gözümü kapatıp yaşlarımı yok etmek isterken tutunduğum parmaklarım kendi kendini titreyince merdivenlere düşüp üç yaşında ayağı çizilmiş çocuk gibi ağlamaya başlamıştım bağırarak.
Ellerimi yüzüme kapayıp engellemeye çalıştığımda yanıma outran annemin bana destek olmak için sardığı kollarından, burnuma dolan kokusuyla kendimi onun iyileştirici dizlerine bıraktım. Elleri saçlarıma gittiğimde beni biri görecek korkusu umrumda değildi artık. "Ah oğlum ah.." diyebildi sadece gönlümün sultanı fadik kurtuluş.
"Mutluluk yanı başındayken neden yakalamayıp kaçmasına izin verirsin ki ?" bana bunları söylediğinde daha da kötü olmuştum.
"Yaşaması için ana.. benden uzakta da olsa nefes aldığını bilerek yaşamaya alışmak için. Şu soyadım yüzünden elimden alınan diğer hayatların yanına gitmesin diye. Bana her başım derde girdiğinde öfke ile bakmasın diye, senin gibi geceleri uykusuz kalıp sabahlara kadar pencerelerde beni bekleyerek ömrünü heba etmesin diye.."
![](https://img.wattpad.com/cover/206887929-288-k588077.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Masalı "Azer&Karaca"
FanfictionÇukur dizisinde, Azer & Karaca aşkına ithafen yazılacak hayali sahneler ve bölümlerde yayımlanan sahnelerin kendi hayal gücüm ile desteklenerek yazılacak kısa hayran kurgu hikayedir. Destekleyenlere teşekkürler ve şimdiden iyi okumalar dilerim.. ins...