Okul kampından döneli bir hafta oldu. Yu Jin benden her fırsatta kaçıyordu. Bugün pazar günüydü ve ben artık ona yarışmadan neden çekildiğini sormak istiyordum.
Yatağımdan kalkıp eve sabah güneşi girsin diye pencereleri açtım. Yu Jin'i binadan çıkarken gördüm. Havalar henüz soğumadığı için ince uzun kollu mavi bir kazak giymişti. Altında da beyaz pantolonu vardı. Kıyafetleri rüzgarda uçuşan sarı saçlarıyla fazla uyumluydu.
Ben ne ara ona bu kadar dikkatli bakmaya başladım?
Aklıma Nayeon gelince aradım. Bugün dışarı çıkmak istiyordum ve Nayeon benimle olsun istiyordum.
"Alo Nayeon?"
"Efendim Taehyung?"
"Nasılsın?"
"İyim sağol. Sen nasılsın?"
"Ee şey, evet bende iyiyim."
"Güzel."
Heyecandan ona dışarı çıkmayı teklif edemiyordum. En son tüm cesaretimi topladım.
"Benimle bugün dışarı çıkar mısın?"
"Ah, tabii. Ben de sıkılmıştım zaten. "
"Tamam. O zaman yarım saat sonra ***** kafesinde buluşalım."
"Olur. Görüşürüz!"
"G-görüşürüz."
Üstümü giyinmek için odama gidip hazırlanmaya başladım.
(Çantayı düşünmeyin.)
Kafeye gideceğimiz için rahat giyindim. Bana kalırsa böyle de yakışıklıyım.
Tam kapıdan çıktığım sırada Yu Jin anahtarını kapının anahtarlık deliğine yerleştiriyordu. Beni görünce hemen kapıyı açtı ve içeri girdi. Bende her zaman olduğu gibi sadece arkasından bakakaldım.
...
Kafenin önüne geldiğimde karşıdan başı eğik bir şekilde Nayeon geliyordu. Bu hali gözüme çok tatlı geldi. Tam önüme geldiğinde başı hâlâ eğikken konuştu.
"Hadi içeri geçelim."
Kolumla ona geçmesi için işaret yaptım.
"Bayanlar önden."
Güldüğünde ben de güldüm. İçeri geçip boş bulduğumuz bir masaya oturduğumuzda garson geldi.
"Ne istersiniz?"
Kafamı Nayeon'a çevirdim.
"Ne istersin?"
"Latte olabilir aslında."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Best Foto~KTH
Fanfiction"Sende açtığım her bir yarayı tek tek saracağım Park Yu Jin." kth~