Hastaneye vardığımızda Yu Jin derin derin nefesler almaya başladı. Aşırı heyecanı gözlerinden belli oluyordu.
Danışmadan sıra numarası almaya gittiğimizde kimsenin olmadığını gördük ve sevindik.
Başımı küçük yuvarlak camın önüne koydum ve ellerimle destek sağladım.
"Doktor Lee dong wook için sıra numarası alabilir miyiz?"
"Tabii."
Bilgisayardan bir şeyler halledip kimliğimizi istedi. Yu Jin kimliğini verdi ve 2.olan sıra numaramızı alıp doktor katına çıktık.
Bir kişiyi bekledikten sonra içeri girdik. Biz girdiğimiz gibi doktor ayağa kalktı ve bize tek tek sarıldı.
Bu adamda bir şeyler olduğu kesindi ve bunu Yu Jin de biliyordu. Yani ben öyle hissediyordum.
"Hoşgeldiniz gençler, nasılsınız?"
"Hoşbulduk Bay Lee. İyiyiz, siz?"
"Ben de iyiyim. Durumlar nasıl? Hâlâ sizinle uğraşanlar var mı?"
Bunu sorduğuna göre bu sabah olan olayı biliyordu. İyide biz asla bu konuyla ilgili konuşmamıştık ki.
"Bugün baş düşmanlarımızı postaladık Bay Lee. Mutlu hissediyorum."
Kafasını anladığını belirten bir şekilde salladı.
"Peki, bu aralar bir gelişme oldu mu Yu Jin?"
Yu Jin karşımda adeta bir bebek gibi mutlu mutlu başını salladı. Onun bu haline gülünce bana ters bir bakış attı.
Bu 'çok konuşma da sus' anlamındaydı.
"Ne gibi gelişmeler oldu? Gösterebilir misin?"
Yu Jin tamam anlamında baş parmağını gösterdi ve mırıltılar çıkardı.
Çok yüksek çıkmayan bu mırıltılar bile çok rahatlatıcı dururken konuşması.. dört gözle bekliyordum.
"İşte bu mükemmel. Sandığından da hızlı oldu. Azmine hayranım Yu Jin."
Yu Jin 32 diş sırıtmaya başlayınca Bay Lee Yu Jin'in yanaklarını sıktı.
Asla kıskanmadım canım, ben kim kıskanmak kim?
"Öhöm öhöm."
Yalandan öksürük taklidi yapınca ikisi de bakışlarını bana çevirdiler ve güldüler.
"Ne, ben komik bir şey göremiyorum. Öksürük tuttu sadece. Siz öksürmez misiniz?"
"Taehyung, bence bu daha uzamasın yoksa çok güleriz. Bence biz direkt eğitim odasına gidelim."
Yu Jin'de ben de başımızı salladık ve Bay Lee'nin arkasından yürüdük. Bir odaya geldiğimizde değişik aletlerle göz göze geldik.
"Bunlar nedir?"
"O aletleri, Yu Jin'in boğazına geçireceğiz. Ses tellerinin biraz gevşemesi lazım. Konuşmaya konuşmaya işlevlerini yitirmiş olmalılar."
"Anladım. Peki bu ne?"
"O da Yu Jin'in konuşmasını sağlayacak alet."
Aleti elinde değişik bir şekilde tuttu ve bana gösterdi. Anladığımı belirten bir şekilde kafamı salladım.
"Yu Jin, otur bakalım şu koltuğa."
Yu Jin koltuğa oturdu ve karşısındaki sandalyeye geçtim.
Bay Lee, odada gördüğümüz bazı aletlerle Yu Jin'in yanına geldi ve onlarla bir şeyler yapmaya başladı.
Ben bu işlerden gerçekten anlamıyordum.
Yu Jin acı çekiyordu. Bunu fark edebiliyordum çünkü ağlıyordu.
"Bay Lee. Yu Jin çok acı çekiyor."
"Taehyung, sakin ol azıcık. Eğer şimdi acı çekmezse bu süreç böyle devam edecek. Bırak da son acılarını yaşasın ve mutluluğa kavuşsun."
"Peki Bay Lee."
Sırada farklı bir alet vardı. Ben alet diyordum çünkü ne denileceğini bilmiyordum.
Bu alet küçük olduğu için Yu Jin'in ağzından içeri girdirttirdi ve boğazına ulaşmasını sağladı.
"Bay Lee boğulacak!"
"Taehyung doktor benim sen az bir sussana. Ne yaptığımı biliyorum ben. Aaa."
"Tamam ama-"
"Biraz daha konuşursan kovucam seni ama ha."
"Aman be. "
Onun bu acı çeken hallerini görmek istemediğimden başımı arkaya çevirdim. Doktor yani Bay Lee, eline bir tane daha alet aldı.
"Taehyung, bu son alet. Her şey buna bağlı. Şans dile."
Ellerimi birleştirip alnımı elime bastırdım.
"Tanrım, ona bir şey olursa ben yaşayamam. Konuşsun, susmasın."
Ardından odada odayı inleten bir ses duydum.
Yu Jin! Bağırıyordu!
Kafamı kaldırıp baktığımda yorgun düşmüş gözleriyle bana baktı.
"T-Taehy-yung-g , n-nas-sıl-ls-sın?"
Şaşkınlık ve mutluluk dolu gözlerimle ona baktığımda beynimde yine bazı anılar canlanmaya başladı.
~
Yu Jin parka gitmiş, salıncakta sallanıyordu. Karşıdan elinde iki tane bitter çikolata taşıyan beni görünce seslendi."Taehyung, nasılsın sevgilim?"
~"H-hat-tırla-hatırladın, T-tae. Yi-ne yine h-hat-tırla-hatırladın."
Yüzündeki tebessüm hiç silinmeden başı öne eğildi.
"Yu Jin!"
"Merak etme Tae, yorgunluktan. Gel yatıralım da dinlensin biraz."
"Tamam."
Yu Jin, Park Yu Jin. Konuşamamasına sebep olan kişi ile, tekrar konuştu.
Yatağın başında elini tuttum ve konuştum.
"Ruhunda açtığım yaraları tek tek saracağım, sevgilim."
Oh sonunda konuştu. Bu arada arkadaşlar, bu tür durumların tedavisi nasıl olur bilmiyorum ldldlflfl.
Ama buradaki olan tedavinin olayı şu:
Doktor ve bizimkilerin bir bağı var. Yu Jin bunu bildiği için bu doktora geliyor. Bu yüzden bu şekilde tedavisini yapıyorlar.Yoksa, benim dediklerim tamamen saçmalık flslwğödpeiwşfkğflf
Neyse çikolatalı sütlerim, umarım beğenmişsinizdir 💜 vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 😗
(Finale de az kaldı bu arada.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Best Foto~KTH
Fanfiction"Sende açtığım her bir yarayı tek tek saracağım Park Yu Jin." kth~