Yaralar iyileşir mi?
Yoksa sadece derinlere inip bir yerlere gizlenir mi?
Ben daha yaramın nerede olduğunu bile bilmiyorum ki.
Kendime neden bu soruları soruyorum?
Gençliğimin en güzel zamanları heba olmuştu bir adamın elinde.
Yalan olmuştu...
Daha 20 yaşına yeni basmış hiç bir derdi olmayan bir kızken tanışmıştım onunla. Aşkı bulduğumu zannederek onu hayatıma almıştım.
Hep çok farklı insanlardık.Benim beyaz dediğime o siyah derdi.
Ben sadelikten hoşlanırdım o ise şatafattan.
Tek derdi parası ve itibarı olan bir adamdı.
Tek bir hayvanı doyurmamış,bir çocuğun başını okşamamıştı ömrü boyunca.
Merhametsizdi..
Şimdi düşününce ne diye durmuştum ki o kadar yıl böyle bir adamın yanında.
İlk ve son aşkım kalabilmesi için mi çabalamıştım.
Ya da böyle bir son için mi uğraşmıştım ...
Karşımda duran fotoğrafa bir kez daha baktım.Bekarlığa veda adı altında düzenlediğimiz partiden bir kareydi.Kemal de bende gülüyorduk fakat fotoğrafda ki üçüncü kişi gülmüyordu.
Şermin..
Başıma gelecekleri nerden bilebilirdim ki.
Ah aptal kafam!Elimi tersi ile gözyaşlarımı silip bir kez daha kaçmaya çalıştım tüm gerçeklerden.
Fotoğrafı hırsla yırtıp parçalarını yere attım.Kafamı geriye atıp derin bir nefes alıp karşımda duran saate baktım,geç oluyordu.Artık uyusam iyi olacaktı.
Tam yatağa kurulacakken telefonumun melodisi ile irkildim.Elime alıp baktığımda şaşkınlıkla gözlerim açıldı.
Agâh arıyordu.Son görüşmemizin üzerinden bir hafta geçmişti.Söylediklerimden sonra telefonla dahi olsa rahatsız etmemişti.
Bekletmeden açtım telefonu.
"Efendim"
Biraz önce ki ağlamamım etkisi sesimde kalmıştı.
"Alo!Süheyla?"
"Efendim Agâh"dedim bıkkınlıkla.
Bir kaç saniyelik sessizliğin ardından Agâh devam etti.
"Bir sorun mu var?Sesin kötü geliyor!"
"Hayır yok.Sen neden aramıştın,bir şey mi vardı?"
Telefonun karşısında güldüğünü hissedebiliyordum.
"Kötü bir yalancı olduğunu söylemiş miydim? Şayet söylemediysem şimdi söyliyeyim.Kötü bir yalancısın."
Oflayarak.
"Gecenin bir yarısı genç bir kadını rahatsız ettiğinize göre sende oldukça terbiyesiz bir adamsın!"
Ağır mı konuştum diye düşünürken.
"Ooo! Taş başımı yardı.Özür dilerim ama işlerim anca bitti ve yarın ki düğüne sen de gelecek misin diye öğrenmek istedim"
Dedemlerin bugün bahsettiği düğün olmalıydı bu.Babaannem gelmem için çok dil dökmüştü ama kabul etmemiştim.
"Bir önemi var mı?" dedim basitçe.
"Var.. Yani aslında yok.Aman şey, gel diyecektim.İyi gelir.Tek başına ağlamak yerine kına yakılırken gelin ile beraber ağlarsın"
Ağladığımı nerden anladı bu!
"Ağlamıyorum! Ve gelmeyeceğim.Şimdi başka bir şey yoksa kapatıyorum"
Karşıdan gelen kahkaha sesi ile kaşlarım iyice çatılmıştı.
"Neye gülüyorsun?"
Agâh hala neşeli gelen sesi ile.
"Geleceksin küçük hanım.Ama tabi bunun iki yolu var;ya kendi kendine geleceksin,ya da seni omzuma atıp ben getireceğim.Amcamın kızı evleniyor ya,özel konuk olarak davet ediyorum seni"
İyice sinirlenmiştim.
"Eşkiya mısın be! Gelmiyorum dedim işte.Davetin için sağol.İYİ GECELER!" Diye bağırıp telefonu kapattım.
Ne güzel yoktun sen ortalıkta nereden çıktın yine!***
"Babaanne son kez söylüyorum,gel-me-ye-ce-ğim!"
Bilmem kaç milyonuncu kez babaannemi o düğüne gelmeyeceğine dair ikna etmeye çalıyordum.En sonunda bıkmış olacak ki yüzünü buruşturup.
"İyi aman gelme sakın bir iki insan yüzü görürsün mazallah"
Sitem dolu sözleri ile koluna girip onu odamdan çıkartırken.
"Asma yüzünü sultanım,sen benim yerime de çiftimize mutluluklar dile."
Babaannemi kapının dışına çıkartıp diyeceklerini beklemeden kapıyı üzerine kapattım.Arkamdan bağırarak söylenen sesine gülümseyip yatağıma uzandım.Yaklaşık on beş gün önce düğünü mahvolmuş bir kadın olarak başka bir düğüne katılamazdım.Üzgünüm tontişim.Yaklaşık bir saattir aralıksız kitap okuyordum.Karnımın acıkmaya başladığını hissederek elimdeki kitabı kenara bırakıp yataktan kalktım.Odamdan çıkıp etrafa baktım.Konak olması gerektiğinden sessizdi.Çalışanlar ortalıkta gözükmüyordu.Mutfağa inip kendim bir şeyler hazırlasam iyi olacaktı.
Uzun ve sessiz koridorda ilerlerken içim ürpermişti.
Gelen 'tık' sesiyle refleksle arkamı döndüm.
Ürperti falan gitmiş korkuyordum artık.
Dikkatle geride bıraktığım uzun koridora bakmaya başladım.
Ben böyle bakarken bir anda ensemde hissettiğim nefes ve ağzımı tutan el ile donup kaldım.
Hadi ama,komik mi!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜHEYLA
ChickLit"Süheyla.. Zarif ve güzel kadın. Şimdi ben gidiyorum ama arkamda bıraktığım o hırçın kadının kalbini de kendimle götürüyorum. Çok kızacaksın bana biliyorum.Ama kızma,hepimiz için en doğru olan şeyi yapıyorum.Bizi koruyorum,seni koruyorum. Sakın ağla...