2-SABIR

92 6 0
                                    

Koşuyordum..
Topuklu ayakkabılarım ve üzerimde ki gelinliğe inat koşuyordum.
Tek istediğim bir an önce bu salondan çıkmaktı.
Salonun çıkış kapısının önüne geldiğimde bana şaşkınlıkla bakan görevlilere "Bana bir taksi çağırın" diye bağırdım.
Takım elbisesi bu iki görevli ne olduğunu anlamaya çalışarak birbirlerine bakmaya başladılar.
Hayatlarında kaç defa düğünü bu şekilde terkeden bir gelin görmüşlerdi ki.
"Ne bakıyorsunuz aval aval taksi çağırsanıza!" sesim daha yüksek çıkınca adamlardan biri cebimdeki telefona çıkarıp bir numarayı aradı.Bir kaç saniye içinde salonun adresini verip telefonu kapattı ve bana döndü;
"Çağırdım efendim bir kaç dakika içinde burada olur" dedi.
Sert bakışlarımı adamın üzerinden çekip yola bakmaya başladım.
Beni durdurmaya çalışacak  kimsenin gelmemesini umut ediyordum.
Tek istediğim bir an önce buradan gitmek ve duyduğum her şeyi unutmaktı.
Hızla eğilip normalde giydiğim topuklulardan daha uzun bir topuğa sahip olan bu rahatsız edici ayakkabıları çıkarıp fırlattım.Elim ensemde ağırlık yapan duvağıma gitti.
İstanbul'un en ünlü kuaförlerinin saatlerce uğraştığı topuzun altına yerleştirilmiş bu upuzun tül parçasından da kurtulmak istiyordum.
Hatta bu gelinliktende...
Duvağı tutturulduğu yerden sertçe çekip çıkarttım ve yere attım.
Gelen korna sesi ile kafamı kaldırdığım da taksi gelmişti.
Tam bir adım atmıştım ki bileğimi tutan el ile olduğum yerde kaldım.
Kemal sert bakışları ile bana bakıyordu.
Bileğimi elinden kurtarmaya çalışarak
"Bırak beni!" diye bağırdım.
Kemal dişlerini sıkarak.
"Süheyla saçmalama bu düğün iptal olamaz! Sen ne yaptığının farkında mısın? Ailelerimizin itibarını iki paralık mı ediceksin!" Histerik bir gülüş atıp boşta kalan elimin tersi ile gözyaşlarımı silip.
"Kemal,bu ailelerinin itibarını da, benim sana olan sevgimi de iki paralık eden sensin! Şimdi bırak kolumu"
Kemal kaşlarını iyice çatıp yüzüme baktı.Tam bir şey söyleyecekken arkamızdan  gelen ses ile ikimizde  o tarafa döndük;
"Saruhan!"
Abim büyük bir sinirle kapının önünde dikiliyordu.Yanımıza yaklaşıp Kemal'in bileğimde olan elini hızla çekip.
"Bu düğün burada bitmiştir! Bir daha seni kardeşimin yakınlarında görmeyeceğim."
Kemal bir şey söylemeye fırsat bulmadan abimin suratına attığı yumruk ile yere serilmişti.
Ben şaşkınlık içinde Kemal'e bakarken abim;
"Hadi gidiyoruz Süheyla"
Abim arkasına bile bakmadan valenin ne ara getirdiğini anlamadığım arabasına doğru yürümeye başladı.
Tekrar Kemal'e döndüğümde kapıdaki görevliler onu ayağa kaldırmaya çalışıyordu.
Kemal elini burnundan çekip parmak uçlarına bulaşmış olan kana baktı.
Hiddetle bir bana bir abime bakıp
"Bu iş burada bitmedi!"
Söylediği cümle ile abim yavaşça ona dönüp.
"Yaşıtların ile oyna minik Saruhan.Yaşıtların ile!"
Kemal abime karşılık vermemişti.
Arabanın kapısını açmış bana eliyle koltuğu gösteren abime bakıp arabaya bindim.

***

"Bana bunu neden söylemedin abi!"
Öfkeyle söylediğim cümlenin  peşinden kendimi koltuğa bıraktım.
"Nasıl söyleyebilirdim Süheyla? Nişanlın ve en yakın arkadaşını gördüm mü deseydim? Bana ne kadar inanacaktın? O lanet olası herif senin gözünü kör etmişti.Belki anlarsın diye bekledim.Anlamadın!Ben anlatmaya çalıştığım da ise senin mutluluğuna gölge düşürmeye çalışan  kötü bir abi oldum."
Ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözlerimi abimin üzerinden çekip duvarda bir noktaya sabitledim.
"Gerizekalıyım çünkü ben.Kemal ile her buluştuğumda asla yanımızdan ayrılmayan canım arkadaşım Şermin'in aslında onunla yattığını bilemedim."
Abim elinde ki viski bardağını masanın üzerine bırakıp karşımdaki koltuğa oturdu.
"Senin hatan değil,düşünme şimdi bunları.Babamla konuştum bir saat önce.Ailecek burada kalmaman konusunda hemfikiriz." Yaslandığım koltuktan doğrulup abimin yüzüne baktım.
"Nasıl yani?Nereye gidiyorum?"
Abim;
"Sana iyi geleceğini düşündüğümüz bir yere." tek kaşımı kaldırıp dikkatle yüzüne bakıp devam etmesini bekledim.
"Memlekete"

SÜHEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin