🌙🌙🌙
Arkadaşlar selam!
Biliyorum işin hikaye kısmı biraz uzun sürdü.Yeni bölümlerde artık asıl hikayeye geçme vakti geldiğini farkettim.
Bir dizi senaryosu havasında yazdığım için sıkılmış olabilirsiniz.Kusura bakmayın.
🌙🌙🌙Aynadan son kez kendime bakıp yaklaşık 15 dakikadır kapıda beklettiğim Agâh'ın çıldırmış olacağını düşünerek hızla odadan çıktım.
Beraber gezmeye gidecektik.Bu o günden sonra ki ilk gezmemiz değildi.
O gün dahil olmak üzere 3 kez kahvaltıya gitmiş, 5 kez şehir turu yapmış ve 23 kez kavga etmiştik..
Ailesiyle bile tanışmıştım.Abisinin eşi Neşe ile çok iyi anlaşmıştık.Biraz fazla konuşuyordu ama olsun.2 sene önce evlenmişlerdi, henüz çocukları yoktu.Antep'te ki 35. günümde yine Agâh ile gezmek için sözleşmiştik.
Bir anda çok yakın arkadaş olmuştuk.
Gereksiz egosundan doğan kavgalarımız dışında...
Aynı zamanda babam sık sık arayıp dönmem gerektiğini söyleyip duruyordu.
Gitmek istemiyordum, daha doğrusu hazır hissetmiyordum.
Biraz daha vakit kazanabilmek için babamdan Peyker'i ve abimi göndermesini istemiştim.En azından biraz daha burada onlarla durur ve hazır hissetmem gereken vakti kazanırdım.
Konağın kapısını açtığımda arabasına yaslanmış,kollarına birbirine dolamış bir şekilde Agâh beni bekliyordu.
Saatini gösterip;
"Bir saat oldu galiba"diye homurdandı.
Umursamadan yanına yaklaşıp;
"Abart!" dedim arabaya yaklaştığımda.
Gülümseyip;
"Abartmıyorum!"
Yavaşça yaslandığı yerden çekilip arabanın kapısını açıp.
"Hadi bin,bugün gidecek çok yer var."
Gülümseyip arabaya bindim.Oda yerine geçip arabayı çalıştırdı.
"Abin ve kardeşin ne zaman geliyor?"sorduğu soru ile ona döndüm.
"Yarın sabah."
Gözlerini yoldan ayırmadan kafasını sallamakla yetindi.
"Agâh!"
"Efendim"
"Bana neden hiç sormuyorsun?"sorduğum soruya sorgu dolu gözlerle kısa bir bakış atıp;
"Neyi sormuyorum?"dedi.
"İşte eski nişanlımı,düğünü,neler yaptığımı vesaire."dedim tek nefeste,neden söylediğimi bilmediğim cümlelerle.
"Seni tanıyorum çünkü"
Söylediği karşısında ufak bir kahkaha atıp;
"Dalga geçme."
Arabanın aniden fren yapmasıyla öne doğru yalpalanmıştım.Şaşkınlık ve korkuyla hızla toparlanıp Agâh'a bakıp büyük bir öfkeyle;
"Napıyorsun Agâh!"
Agâh beni umursamadan dikiz aynasından ve yan aynalardan sert bakışlarla yola bakıyordu.Tedirgin olmaya başlayıp hızla dönüp arkaya baktım.Bir şey göremeyince tekrar Agâh'a dönüp.
"Noluyor!" dedim.
Agâh cevap vermeden eğilip torpidoyu açtı.İçinde bir silah çıkardığında iyice tedirgin olmuştum.Torpidodan aldığı silah ile geri çekilip arabanın kapısını açarken bana dönüp;
"Sakın arabadan inme!"dedi.
Agâh tam arabadan inecekken kolundan tutup onu durdurdum.
"Noluyor söylesene!"
Agâh derin bir nefes alıp bana döndü.
"Konaktan çıktığımızdan beri bir araba bizi takip ediyor." deyip kolunu elimden kurtarıp hızla arabadan indi ve kapıyı sertçe kapattı.
Korkuyordum.
Şöför koltuğunun o tarafta ki cama doğru eğilip Agâhı izlemeye başladım.
Beyaz bir araba bize doğru yaklaştığında yavaşlamaya başlamıştı.
Araba Agâh'ın önüne geldiğinde durdu.
Birinin indiğini görmüştüm ama yüzünü Agâh tam adamın önündeydi yüzünü göremiyordum.
Arabadan inen adam bir kaç saniye Agâh ile bir şey konuştuktan sonra bağırmaya başlamıştı.
"Süheyla nerde?Süheyla!"
Bu tanıdık ses..
Lütfen gerçek olmasın.
"Nerde dedim sana?"
Sesin sahibini kesinlikle tanıyordum.Hem şaşırmış hem de öfkelenmiştim.Hızla arabadan inip kapıyı sertçe kapattığımda duydukları ses ile ikiside bana dönmüştü.
"Süheyla"
"Kemal..."
Kaçtığım gerçek şimdi kanlı canlı karşımdaydı.
Bu büyük süprizi ben hiç sevmedim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜHEYLA
ChickLit"Süheyla.. Zarif ve güzel kadın. Şimdi ben gidiyorum ama arkamda bıraktığım o hırçın kadının kalbini de kendimle götürüyorum. Çok kızacaksın bana biliyorum.Ama kızma,hepimiz için en doğru olan şeyi yapıyorum.Bizi koruyorum,seni koruyorum. Sakın ağla...