AGÂH
Magazin sayfalarında gördüğüm o sözüm ona yakışıklı Kemal Saruhan şuan karşımda ve ne cesaret ise bağıyor 'Süheyla da Süheyla' diye.
Az daha bağır da sıkayım ümüğünü.
Ben Kemalciğimi nasıl dövsem diye hayal kurarken arabanın kapı sesinin gelmesiyle arkama döndüm.Tabi Kemal durur mu oda bakıyordu baktığım yere.
Hadi ama Süheyla sözümü dinlemeyip arabadan indin mi? Şimdi beş kere daha fazla vururum ben bu adama.
"Kemal"
Bu meymenetsiz herifin adını onun ağzından duymak hiç hoşuma gitmemişti.Ben bir kez bile bu konuyu açmamıştım,sırf bu adı telafuz eder,olurda üzülürde benim canım yanar diye.
Dövmem için bir sebep daha!
Kemal gözlerini Süheyla'dan ayırmadan ona doğru bir adım attı.Ona dokunması,onun kokusunu alma ihtimali anlık olarak beynimde şimşekler çakmasına neden olmuştu.Hızla kolundan tuttum.
Ama bu sefer de Süheyla durmuyor bize yaklaşıyordu.Yanımıza gelip dolmuş gözlerini bir Kemal'e bir bana çeviriyordu.Şimdi öldün sen Kemal Saruhan!
"Senin ne işin var burada?" Süheyla'nın sesi titrek çıkmıştı.Ağlamamalıydı.
Kemal sertçe yüzüme bakıp kolunu elimden kurtarıp Süheyla'ya daha da yaklaştı.Tam Süheyla'nın önünde durup ellerini onun yüzüne uzattı ki Süheyla hızlı davranıp bir adım geri gitti.Hıyar Kemal!
"Süheyla sevgilim yapma böyle ne olur"
Yumruklarımı sıkmaya başlamıştım.
"Kemal git buradan!"
Kemal tekrar Süheyla'ya bir adım attı ve Süheyla tekrar bir adım geri gitti.
"Sevgilim beni dinlemelisin,lütfen!"
Bu hıyar Süheyla ya biraz daha sevgilim derse ben onu dinlene dinlene döveceğim,haberi yok.
Süheyla sinirle Kemal'in arkasında duran bana sonra Kemal'e bakıp.
"Defol git!"
Öyle bir bağırmıştı ki istemsizce gözlerimi kapatmıştım.Hırçın kızımın bu hareketi hoşuma gitmişti.
Gözlerimi tekrar açtığımda Kemal Süheyla'ya yaklaşıp hızla kolundan tuttuğunu gördüm.Sinirden dişlerimin sıkmıştım.
"Gidiyoruz!Konuşacağız!Zorluk çıkarma "
Evett görüldüğü üzere kahramanımız dayak yemeye meyilli.
"Bırak kolumu!"Süheyla'nın acı ile harmanlanmış sinirli çıkan sesiyle bende film kopmuştu.
"Bırak dedi dimi sana!" hatırladığım son cümlem bu.Sonrasında o zibidiye kaç yumruk attım.Süheyla çığlıklarla neler dedi.Ben nasıl oldu da o adamı öldürmeden bıraktım hiç bir fikrim yok.***
SÜHEYLA
"Sen delirdin mi?" dedim Agâh'ın elinin üzerinde ki eklemlerinde ki kanı silerken.Ona çok kızmıştım ama aynı zamanda Kemal'i dövdüğü için içimin yağları erimişti.
"Önemli değil!" Agâh'ın cümlesi ile kafamı kaldırıp yüzüne baktım
"Ne" dedim anlamayarak.
"Seni o zırtapozun elinden kurtardığım için teşekkür ediyorsun ya,rica ederim diyorum."deyip gülümsedi.
Pansuman yaptığım elini avucumun arasına alıp;
"Teşekkür ederim Agâh."
Elleri terliyordu,bakışları farklıydı..
Ne oluyor allasen!
Elimi hızla elinden çekip.
"Ama öldürebilirdin"
"Ama ölmedi"
Ne kadar da hazır cevap bir bey maşallah!
"Agâh!" dedim sitemle.
Kaşlarını çatıp konuşmaya başladı;
"Bana bak küçük hanım o adam orada öyle seni çekiştirirken senin canını yakarken durup kendi kendinize halletmenizi bekleyemezdim.Aranızda ki o şeyin aramıza girmesine izin veremezdim."
Bağırışıyla gözlerimi kısıp yüzüne baktım.Aramızdaki neydi ki bizim.
"Aramızda ki şey?"dedim sorarcasına.
Gözlerinde ki sert bakış yumuşamış gözlerimin içine bakıyordu.Bir kaç saniyelik bir bakışmanın ardından hızla kafasını çevirip;
"Yok bir şey" demekle yetindi.
"Agâh söyle!"
Ne duymak istiyordum ki.
"Şimdi seni eve mi bırakayım? Oraya gider mi? Giderse beni direk ara?"
dedi yaklaşık bir saattir oturduğumuz arabayı çalıştırırken.
"Ayrıca bugün biraz yalan oldu planlarımız ama en yakın zamanda telafi edeceğim söz." diye devam etti.
Sorduğum sorunun cevabını almak istiyordum.Yanlış düşüncelere kapılmaması lazımdı.Hele tahmin etttiğim şeye asla.
Sonucu arkadaşımı kaybetmek de olsa öğrenmeliydim.Hızla kolundan tutup bana bakmasını sağladım.
"Kontağı kapat Agâh! Ve bana söyle şimdi.Nedir bizim aramızda olan şey"
Agâh kontağı kapatıp gözlerini gözlerimden ayırmadan yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
Nutkum tutulmuş,hareket edemiyordum.İstemsizce gözlerimi kapatmıştım.
Ama neden?
Burnunun burnuma değmesi ile gözlerimi açtığımda bana benden daha yakındı.Heyecanlanmıştım ve bu istemsizce olmuştu.Ellerimin terlemeye başladığını hissetmiştim.
"Süheyla"
Agâh'ın fısıltı ile çıkan sesi tüm bedenimi ele geçirmişti.
"Kırmızı kar yağdığında öğrenirsin"
deyip hızla geri çekildiğinde kendimi sevgilisiyle geçirdiği bir gecenin ardından komidinin üzerine elli lira bırakılıp yalnız kalmış bir kadın gibi hissettim.
Öfkeyle Agâh'a baktığımda eğlenen gözleri ile beni izliyordu. Hızla önüme dönüp kollarımı birbirine sarıp yola baktığımda Agâh hiç bir şey söylemeden arabanın motorunu çalıştırdı.
Ben neden bu kadar heyecanlanmıştım?
Agâh'ın aramızda ki şey diye bahsettiği tahmin ettiğim şey miydi?
Hem kırmızı kar diye bir şey yok ki!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜHEYLA
Чиклит"Süheyla.. Zarif ve güzel kadın. Şimdi ben gidiyorum ama arkamda bıraktığım o hırçın kadının kalbini de kendimle götürüyorum. Çok kızacaksın bana biliyorum.Ama kızma,hepimiz için en doğru olan şeyi yapıyorum.Bizi koruyorum,seni koruyorum. Sakın ağla...