Cenk bu söylediği şey çok normalmiş gibi yola devam ediyordu. Mila ise Cenk'in bu kadar rahat olmasına şaşırıyordu.
"Döngü dedin sustun. Devam etsene anlatsana ne döngüsü ne ne oluyor? Bütün bu olanlar ne anlama geliyor?"
"Sen sormadın, ki zaten sorsanda şuan anlatamam Mila." dedi Cenk düz bir sesle gözlerini ise yoldan ayırmamaya yemin etmişti sanki. Mila'ya dönmedi bile konuşurken.
"Cenk sen benimle dalga mı geçiyorsun? Sen beni delirtmek mi istiyorsun? Anlatsana ne haltlar dönüyor? Lan kaç ay sonra göreve döndük daha ilk görevde delirdiğimi düşünmeye başlıyorum. Kolye itti diyorum, başlatmışsın diyorsun sonra bir de yetmiyomuş gibi döngü diyorsun. Soruyorum ne oluyor? diye anlatamam diyorsun. Cenk varya seni yemin ederim boğarım zaten psikolojim alt üst oldu. Yine senin yüzündendir biliyorsun yaptığın bir hatadan dolayı... Hadi tamam hadi hepsini geçtim. Cevaplayabileceiğini düşündüğüm kolay bir soru var. Cenk sen kimsin? Cenk Karan kim?" dedi Mila bağırarak. Bağırmaktan boğazları acımıştı. Cenk'in ise hiç tepki vermemesi daha da sinirlendiyordu. Bilmiyordu ki Mila'nın bahsettiği şey döngüyle değil Pamirle ilgili. Mila dayanamadı bu sefer oyununu daha sert oynamaya kara verdi.
"Çek kenara arabayı!"
"Anlamadım?" dedi Cenk şaşkınlıkla
"Arabayı kenara çek dedim Cenk bunun anlaşılmayacak neyi var acaba?" dedi.Cenk Mila'nın dediğini yaptı ve sağa çekti. Mila'nın ne yapmaya çalıştığını anlamamıştı. Sorularına cevap aradığını biliyordu ama Cenk'e göre Mila biraz abartıyordu sanki. Mila'nın bir şey demesini bekledi Mila ise bir süre sustu Cenk ise bu süre için de bakışlarını Mila'nın üzerinde gezdirdi. Bacağı morarmış kolu ise kanıyordu. Saçları biraz kabarmıştı. Bakışları gözlerine değdiğinde öfkeyi gördü. O yeşil gözlerinde daha önce hiç görmediği bir renkti farklı bir yeşildi bu koyuydu hem de çok. Mila sessizlikten rahatsız olduğunu hissettiğinde
"Ne bakıyorsun insene!" diye bağırdı. Cenk öyle dalmış, öyle kaybolmuştu ki o koyu yeşillere duyduğu sesle neye uğradığını şaşırdı.
Mila'nın dediğini yaptı arabadan indi. Arkasından Mila'da indi elinde sıkı sıkı tuttuğu silahı Cenk'in alnına doğrultarak ona doğru yaklaştı. Silah Cenk'in alnına değene dek hiçbir şey söylemedi Cenk ise gördüğü manzara karşısında olduğu yerde kaldı. Son bir kaç dakikadır şok üstüne şok yaşıyordu resmen.
"Silahını ver!" diye emir verdi Mila.
"Mila kafayı mı yedin ne yapıyorsun? Bak biraz sabırlı ol sana her şeyi anlatacağım sadece zaman ver. Nasıl anlatacağımı bilmiyorum." dedi Cenk birkaç adım geri atmıştı.
"Eğer hayatının ve mesleğinin elinden gitmesini istemiyorsan o silahı bana verirsin Cenk. Yoksa yemin olsun ki seni burada alnının ortasından vururum." dedi Mila.
Cenk hiçbir şey demeden belinde ki silahı çıkarttı ve Mila'ya uzatarak
"Yanlış yoldasın Mila eğer bana zarar verirsen hiçbir şey öğrenemiyceksin biliyosun değil mi?" dedi.Mila Cenk'i duymaya çalışıyordu ama kafasındaki sesler izin vermiyordu aklından geçen şeyleri umursamamaya çalıştı ama engel olamadı.
"Mila ne yapıyorsun Cenk hani en yakın arkadaşın olan hatta dostundu. Ama tabi hangi Cenk? Saymıştın ya şu Cenk mi bu Cenk mi bence bu kötü Cenk öldür gitsin." dedi içindeki ses."Yapamam bir suçu yoktur onun yapmaz ki o." diye cevap verdi kendisi.
"Mila tatlım pardon ama gerizekalı mısın? O Derin'in ölümüne sebep oldu. Senin ailenin ölümüne de sebep olmuş olabilir. Bence kesin olmuştur. Belki bir gün seni de öldürücek sonuçta Pamir işini sizden gizli halletmeye çalıştı değil mi? Sen de Derin gibi puff olup gidiceksin. Arkandan ağlıycak kimse de yok yazıık. Neyse ben senin yerine ağlarım tatlım. Ya onu ya da kendini öldür." diye deavm etti içindeki ses. Kimdi bu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AWARE
FantasyYalanlarla kurulu dünyada gerçekleri yaşadığına inanan. Ama tüm gerçeklerinin bir yalan olduğunu öğrenen. Yaşadığı hayatları sürekli unutmakla cezalandırılmış bir kız. Gerçeklerle arasının çok iyi olduğunu sanan ama gerçekliğin ne olduğunu dahi...