BÖLÜM 8

246 78 44
                                    

   "Dolunayda cadılar ölümsüzlüğe kavuşucaklardı." dedi.
Mila sakin kalmak için kendini sıkıyordu. İçinden

Sakin ol! Sakin ol! İnsan gibi anlamak için dinlemen lazım. Ama ben insan değilmişim. Cadıymışım. Hay ben böyle işin içine ediyim. Tamam sakinim şuan bak sakinim. diye geçiriyordu ama delirecek gibiydi.

Eminin öylesindir. dedi içindeki ses alay edercesine. Mila umursamadı. Cenk'e döndü ve

"Devam et. Çünkü ne kadar sakin kalabileceğimi bilmiyorum." dedi.

Cenk başını önüne eğdi ve "Alışkınız bir şey olmaz." dedi. Mila ne demek istediğini anlamadı Cenk'in. Kesin yine benim fevri oluşuma laf sokuyor. Anasını satıyım 500 yıl önceye gelmişiz değil mi? Ama yok hala aynı Cenk hala egoist. diye düşündü tepki vermedi çünkü çok yorgundu. Cenk'e devam et dercesine baktı.

"Cadılar, yani biz aslında insan ırkından geliyoruz. Yıllar önce bir insanın yenemediği merak duygusundan ötürü yaptığı hata yeni bir ırk oluşmasına neden oldu. Yani cadıların. Vampirler ise cadıların kendilerini ölümden kurtarmak için çalıştıkları bir proje sonucu ortaya çıkan yeni bir ırktı. Cadılar tesadüfen var olmuşken vampirler cadıların özenle çalıştıkları bir projeydi ama bir genetik hataydı. Tabi o zamanlar bunun bir genetik hata olduğundan haberdar değillerdi. Cadılarda başta bunu insanlardan sakladılar. Çünkü hataları hem kendilerinin hem de insanların ölmesine sebep oluyordu." dedi Cenk devam edecekken Mila sözünü kesti.

"Bu hatayı nasıl yaptılar yani belli bir şeyi var mı?"

"Tam bilmiyorum ama efsaneye göre Hayat Ağacı meyvesi cadıları ölümsüz yaparmış. Ama bunun bir bedeli varmış. Cadılar ise bu ağacın meyvesinin ölümsüzlük bahşettiğini çok yıllar sonra farketmişler. Ve bir cadı üzerinde denemeye karar vermişler. Dolunayda topladıkları meyveleri ezmişler ve en güçlü cadıya içirmeye karar vermişler. Sonuçta ona bir şey olmazsa kimseye olmaz demişler. Fakat o cadının ölmesini isteyen biri karışıma gizlice Ay Taşından bir parça atmış. Tabi bunlar ne kadar doğru bilmiyorum sonuçta orada değildim." dedi ve muzipçe gülümsedi Cenk. Sonra devam etti.

"İşte cadı bunu içince hiçbir şey olmamış. Cadılar hayal kırıklığına uğramış tam olarak ne beklediklerini ne umduklarını bilmiyorum. Uzun bir süre daha bekledikten sonra bir şey olmayacağını düşünmüşler ve orayı terketmişler. Adam ise bunu umursamamış tadının çok güzel olduğunu söyleyerek kardeşine de içirmiş. Hangi kafadaysa artık. Ay Taşı'nı karışıma atan cadı ise bunun normal olmadığını söylemiş. Kitapta böyle yazmadığını ve onu öldürmeleri gerektiğini çünkü cadıların sonunu getirebileceğini söylemiş. Hatta köydeki insanların onlar yüzünden cadılara düşman olduğunu da söylemiş. Cadılar kurulu ise ona hak vermişler. İnsanlarla o aile yüzünden aralarının bozulduğunun kanıtlarıda ellerinde olduğu için o cadıyı dinlemişler. Bir gece yarısı cadılar karışımı içirdikleri cadının evini basmışlar. Adam ve ailesini o gece mızraklarla ve oklarla öldürülmüşler. Gün aydınlandığında cadılar barış belgesi olarak insanlara cesetleri götürmüş. İnsanlar cesetlere bakarken o en güçlü cadı ve kardeşi bir anda uyanmışlar. Herkes dehşet olmuşcasına onlara bakarken onların tek hissettiği şey ise açlık ve susuzlukmuş. Orada bulunan tüm kasaba halkını öldürmüşler. İçtikleri kan tekrar yaşamalarını sağlamış. Orada ki cadılar ise kendilerine yaptıkları korunma büyüsü ile bu katliamdan korunmuşlar. Ve bu olayı diğer köylerden saklayabildikleri kadar saklamışlar. Çünkü insanların düşman olmaları isteyecekleri son şeymiş."
Mila duyduğu şeyler karşısında dehşete uğramıştı. Terlediğini hissetti.

"Peki sonra o yaratıkları yani vampirleri öldürmüşler mi?" dedi Mila. Cenk bir şey diyemeden Kerem söze karıştı.

"Nerdee herkes o kadar korkmuş ki bütün cadılar o köyü terketmişler. Yıllar boyu onları öldürmek için planlar kurmuşlar. Savaşlar vermişler ama nafile. Vampirler ise o gün oradan kaçmışlar. Sonra da adları efsane olarak ordan oraya dolaşmış. İşledikleri cinayetler ise cezasını bulamamış asla." dedi umursamazca.

AWAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin