BÖLÜM 6

261 80 53
                                    

   "Pamir, kızı elimizden kaçırdık. Ormanlıktan anayola çıktı orada bir araba onu aldı ve gittiler." dedi Pamir'in en güvendiği kişi ve arkadaşı olan Gökhan.

   Pamir sıkıntılı bir nefes vermişti. Yağan yağmurun ıslattığı sakallarını sıvazlayarak "Plakayı aldınız mı? Adamın yüzünü görebildiniz mi?" dedi.
 
   "Pamir eve giren adam değil kızmış. Üstünde siyah bir elbise vardı. Saçları da orta boylarda falandı. Plakayı almışlardır. Mehmetler peşlerine düşmüştü daha bir haber gelmedi ama.." dedi Gökhan.
 
   "Nasıl kız lan? Bu kadar adam bir kızın eve girmesine nasıl müsaade ettiniz. Ben sizi eliniz armut toplasın diye mi koydum kapının önüne beyler?" dedi Pamir. Bu sırada yağmur daha da hızlanmıştı. Ne adamların ne de kendinin ıslanmasını umursamıyordu. Sadece o kızı eve nasıl ve neden girdiğini merak ediyordu. Sonra aklına gelen şeyle tekrar adamlarına döndü "Cemil noldu? O nasıl nerde şimdi?"
 
   "Abi Cemil'i ağaçlığın orda bulduk." dedi izbandut gibi olan adam ama o devam edemeden Gökhan söze karıştı.
 
   "Ben baktım bir sıkıntı yok kafasının arkasından darbe almış. Bu gece uyumayacak sadece şimdi duşa girdi. Üstü başı çamur olmuş."
 
   "Tamam bir şey falan olmasın da." dedi Pamir.

  Tam o sırada bahçeye bir araba giriş yapmıştı gelen Mehmet'ti. Mehmet Pamir'e doğru geldiğinde Pamir sorgu dolu bakışlarla ona bakıyordu. "Abi yakalayamadık ışıkların orda ani dönüş yaptılar. Sonrası yok." dedi Mehmet sıkıntıyla.
 
   "Plakayı aldınız mı?" dedi Pamir düz bir sesle.
 
   "Aldık abi 34CMK2307." dedi.
Pamir Gökhan'a döndü ve ne yapacağını biliyorsun dercesine baktı.

   Gökhan hemen telefonunu çıkarttı bir numarayı tuşladı ve  "34CMK2307 bu plakayı araştır. En kısa sürede bize dön." dedi.
 
   "Bana kamera kayıtlarını getirin kız nasıl girmiş eve onu öğrenelim." dedi Pamir ve ekledi
  "Umarım herhangi birinizin hatası değildir. Çünkü bugün birini öldürmek için çok güzel bir gün." dedi ve eve yöneldi.
  
   Çalışma odasına çıktı ve kolyeye doğru ilerledi. Görünürde herhangi bir şey yok gibiydi. Ama emin olamadı duvarda bulunan kan izi kolyenin kızı ittiğini gösteriyordu.
Eğer öyle bir şey olsa kız ölmüş olurdu, ki daha önceki denemelerinde ölmüştü zaten. Peki bu sefer onu yaşatan şey neydi? diye düşündü Pamir.
Eğer gerçekten düşündüğü şey olduysa sıçmışlardı.

   Çalınan kapı sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Gelen Gökhan'dı elindeki laptobu masaya koydu. "Tekrar mı geldi dersin?" dedi kolyeye dokunuyordu o sırada.
 
   "İşaretler onu gösteriyo duvardaki kan izine baksana kolye itmiş bu sefer ama kız yaşamış." dedi Pamir sıkıntıyla. Bu sırada laptoptan kayıtlara girdi ve izlemeye başladı.

   Gökhan ise duvara yaklaştı ve kan izine dokundu ufak hesaplamalar yapıyordu. "Daha önce yüzünü hiç gördün mü?" dedi Gökhan.

   Pamir Gökhan'ın sorduğu soruyu anlamayarak "Kimi gördüm mü?" dedi.
 
   "Şirinleri Pamir. İyi ve uslu çocuklar şirinleri görür ya sen gördün mü hiç?" dedi dalga geçerek. Pamir'in ölüm saçan gözleriyle göz göze gelince kendini hemen toparladı ve "Kimin olucak abi Kurtarıcı'nın." dedi. Hesaplamaları bitmişti ve çalışma masasının önündeki koltuğa oturdu.
 
   "Hayır hiç karşılaşamadık. Ama 23 kere öldürmüşlüğüm var kendisini. Hep arkasından gördüm. Kız olduğunu bile daha biraz önce öğrendim." dedi Pamir sıkıntıyla.

   "Şu ana kadar erkek arayarak hep vakit kaybettik yani." dedi Gökhan sonra hemen ekledi. "Hatta yıllardır. Bu kurtarıcı neden ölmüyo yani her seferinde nasıl diriliyor." dedi.
 
   "Ölmeden önce her seferinde kolyeyle temas ediyor. Kendini garantiye alıyor." dedi Pamir. Görüntülerin hepsini incelemiş ve herhangi bir şey görememişti dışarıda. İçerideyse kamera yoktu. Tam ağzını açmıştı ki Gökhan aydınlanmışcasına konuşmasına başladı.
 
   "Doğru ya kitapta yazıyordu.
Kurtarıcı Hayat Ağacı kolyesi ile temas edip döngüyü başlatarak ölürse tekrar hayata döner." dedi Gökhan.

AWAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin