AWARE

BÖLÜM 9

Veee 1180 okunma oldu sayenizde! Hepinize çok teşekkür ediyorum. Nasıl? Ne ara bu kadar çok okundu? Bilmiyorum ama iyi ki varsınız. Sayenizde ailemiz git gide büyüyor. Eğer beğendiyseniz oy verip kitaba destek olun lütfen. Ayrıca düşünceleriniz ve fikirleriniz benim için çok önemli lütfen yorum yapın. Sizce ilerleyen bölümlerde neler olucak? Tahminlerinizi heyecanla bekliyorum. İyi ki varsınız sizleri seviyorum ♥♥

"Kapadokya'daymış." dedi Pamir. Güneş ilk ışıklarını onlarla paylaşıp gökyüzünde ay ile buluştuğunda.

Kapadokya diye düşündü tekrar. Tüm gerçekliğin başladığı ve hapsolduğu yer diye düşüncelerine devam ederken Gökhan'ın sesi Pamir'i gerçek dünyaya döndürdü.

"Uçakla mı gidiyoruz?" dedi Gökhan.

"Hı?" dedi Pamir. Gökhan'ın sorduğu soruyu anlamamıştı.

"Kapadokya'ya" dedi "Uçakla mı gidiyoruz?"

"Haa." dedi Pamir.

"Hıı? Haa? Pamir düzgün bir cevap vermeyi düşünüyor musun? Yoksa ilk insan gibi ha hı ho diye mi konuşacağız? Anladık şaşırdında abartma istersen." dedi Gökhan Pamir'e doğru yaklaşırken. Beren ise bu sırada çoktan kalkmış ve koltuğa oturmuş olan biteni izliyordu.

"Konuşmana dikkat et Gökhan. Ben şimdi seni bir şaşırtırım şaşkınlıktan şaşı kalırsın kardeşim." dedi sinirli bir şekilde. "Neyse uçakla gidelim yeterince zaman kaybettik zaten. Ara Feyza'yı ayarlasın uçağı."

"Tamam arıyorum. Adamlara haber veriyim mi?" dedi Gökhan telefonuyla Feyza'yı ararken.

Gökhan'ın sorduğu soru karşısında Pamir düşünmeye başladı. Sonuçta adamları insandı cadılar zarar verebilirdi onlara. Ama cadılarda ölümlü bir kurşunla bile ölebilirler diye düşündi ve Gökhan'a haber ver anlamında kafasını salladı.

"İşimiz bittiğine göre ben gidebilir miyim artık?" dedi Beren. Koltuktan çoktan kalkmış ve Gökhan ile Pamir'in görüş alanına doğru ilerlemişti.

"Git." dedi Gökhan Beren'e umursamazca. Telefon konuşması bitmişti çoktan.

"Hayır. Bizimle geliyorsun." dedi Pamir düz bir sesle. Gökhan ne alaka lan? dediği bir bakış attı Pamir'e. "Gökhan kız cadı farkında mısın?" dedi Pamir cadı kısmını bastırarak.

"İşte tam da bu yüzden gelmemeliyim." dedi Beren duruşunu dikleştirerek ama bu yorgun gözükmesine engel değildi.

"Lan tamam cadı falan ama yani ne işi var." dedi bu sırada Beren'e dönmüştü ve onu süzüyordu. "Hayır tatlı da bir şey ama ben güvenmiyorum bu kıza." dedi nakışlarını çoktan Beren'den çekip Pamir'e sabitlemişti.

"Pardon nedenmiş. Kusura bakma ama Kapadokya'da olduklarını ben buldum. B12 eksikliğin var galiba." dedi Beren sinirli bir şekilde sesi yükselmişti hatta.

"Yerlerini bulman sana güveneceğim anlamına gelmiyor Küçük Cadı. İşime yarayan herkese güvenseydim ohooo." dedi Gökhan sinir edici şekilde dudakları kıvrılırken.

Beren tam ağzını açıcakken Pamir araya girerek konuşmasına engel oldu. "Ben de Beren'e güvenmiyorum ama güven sarsıcı bir şey yapmaz. Yaparsa başına gelecekleri bilir. Salak bir kız değil. Ona göre davranıcağına eminim." dedi gülümseyerek. Açık bir şekilde tehdit ediyordu aslında.

Bu tehdit karşısında Beren bir kahkaha attı. "Pamir beni hafife alıyorsun." dedi ve elini kaldırıp bir kaç bir şey mırıldandı. Yaptığı hareket karşısında Gökhan ve Pamir başlarını tutmaya başladı. Beren ise bu durumdan delicesine zevk alıyordu. Onlarını acı içinde kıvranışı, hatta acıdan yere çökmeleri ona haz veriyordu. Beren sinsice gülerken "Pamir başıma ne gelicek söyler misin? Ben unuttum da biraz." dedi.