Giriş

2.2K 548 784
                                    

Buraya okumaya başladığınız tarihi bırakabilirsiniz.
Merhaba arkadaşlar, bu benim ilk yazdığım kitap ve birçok hatam olduğunun farkındayım ama daha ne kadar yaşayacağımız belli değilken bilgisayarımda öylece durmasını istemedim. Aslında ilk iyice düzenleyecektim ama dediğim gibi daha fazla beklesin istemedim. Keyifli okumalar...


Okyanus, her zaman gittiği içkili mekânın kapısından içeri girdi ve bir an duraksayıp arkadaş grubunu bulmak için etrafa bakındı. Yeşil gözleri kalabalık mekânda onlarla buluştuğunda saçlarını arkaya attı ve kendinden emin adımlarla yürümeye başladı. İnsanlara çarpmadan yürümeye çalışan genç kız, kalabalığa rağmen birçok erkeğin dikkatini çekmişti. Üstündeki bakışların farkına vardığında çarpık bir şekil de gülümsedi. Okyanus, güzelliğinin farkında olan bir kızdı ve bu farkındalığın verdiği özgüven her zaman dikkat çekmesine sebepti. Şuan herkesin dikkatini çeken güçlü duruşunun ardında yatan çökmüş ruhunu oradaki kimse fark etmiyordu. Dudakları kırgın olan kalbine rağmen yukarı kıvrılmış, gözleri içindeki ağlayan çocuğa rağmen sertçe bakıyordu ve işte bu onun maskesiydi. Yüzünde, içindeki duyguların tam aksini gösteren bir maske vardı. Fakat Okyanus, bu maskeyi her zaman güvendiği insanlara karşı safça indirirdi ve bu belki de en büyük hatalarından biriydi.

Sonunda arkadaşlarının yanına geldiğinde en yakın arkadaşı Ela'nın yanına oturup her canı sıkkın olduğunda yaptığı gibi parmakları ile oynayamaya başladı. Şuan kendine göre güvenilir bölgedeydi bu yüzden mutlu gibi davranmasına gerek yoktu çünkü yanındaki insanlar yıllardır tanıdığı ve en güvendiği insanlardı. Furkan'ın elindeki içkiyi alıp kafasına diktiğinde iki arkadaşı da ona şakınca baktı. Okyanus, içki içmezdi çünkü çabuk sarhoş olurdu ve sarhoş olup kontrolünü kaybetmek en son isteyeceği şeylerden biriydi ama bugün belki de en çok istediği şey kendini kaybetmekti. Furkan ve Ela bir sorun olduğunu anladıklarında birbirine bakarak konuşmadan anlaştılar ve aynı anda ayağa kalktılar. Furkan, hesabı ödemek için hareketlenirken Ela, arkadaşının kolundan tutup dışarı çıkardı. Furkan'da peşlerinden geldiğin de Ela'nın şoförü çoktan kapıda bekliyordu.

" Sen taksi ile git Osman abi ben kullanacağım" dedi. Arabaya binip ana yola çıkana kadar üç arkadaştan da hiçbir ses çıkmamıştı. Sonunda anlayışla anlatmasını beklemekten vazgeçen Furkan "Neyin var Okyanus?" dedi ve arkada oturan arkadaşını görmek için kafasını çevirdi.

"Aras ile kavga ettik" dediğinde Ela önden kıkırdadı "Onu biliyoruz balım. Ne oldu da kavga ettiniz?" Aras, genç kızın ilk yedi yaşındayken karşısına çıkmıştı ve o günden sonra Okyanus, onu bir kahraman olarak görüp ona delicesine bağlanmıştı. Küçüklüklerinden beri birliktelerdi, aynı evde yaşıyorlardı, arkadaşları ortaktı, bu zamana kadar hep aynı okula gitmişlerdi hatta Okyanus, üniversitede bile onun peşini bırakmamıştı, sırf aynı okulda olabilmek için puanının çok altında ki bir okula gidiyordu. Onu, hayatının merkezine koymuştu ve kanayan, yorgun dizlerine rağmen etrafında dönüp duruyordu. Aras, genç kıza aşk anlamında hiçbir şey hissetmezken Okyanus, ona âşıktı veya âşık olduğunu sanıyordu. Aras, ortak arkadaşları hatta Aras'ın sevgilisi Zeynep bile Okyanus'un duygularının farkındaydı ama hepsi bir sırmışçasına asla dile getirmiyorlardı.

" Bugün okulda Zeynep'i başka bir erkekle gördüm. Aras'ı aldatıyordu" dediğinde Ela bir anda frene bastı. Üçü de yerlerinden öne doğru hafifçe fırladılar.

"Bizi öldürmeye mi çalışıyorsun? " bağıran Furkan'ı umursamayan Ela hemen arkaya döndü

"Gidip gördüğüm şeyleri hiçbir yalan söylemeden ona anlattım" dedi Okyanus ve bakışlarını Eladan alıp yere indirdi.

OKYANUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin